30- Ressam

193 27 21
                                    

Dumanı dışarı üflerken çenesinin keskin hatları fazlasıyla dikkat çekici gözüyordu. Adamın elindeki sigaraya baktı.

"Çok mu rahatlatıyor seni?"

"Öyle, İçmek ister misin?"

Kafasını salladığında, Deniz elindeki sigarayı Asya'nın ağzına götürdü.

Adam karşısındaki manzarayı izlerken yutkundu.

Genç kız bunu kast etmemişti fakat tepki de vermedi. Asya dumanı içine çekerken aklına o sahne geldi.

'Sigara kokusundan nefret ederim içme bir daha.'

Bunu dinlemesini beklememişti fakat o kabul etmişti.

'Bu benim için zor olacak ama tamam, senin için bırakacağım.' demişti.

Ne güzelde oynamıştı oyununu diye düşündü öksürüklere boğulurken.

"Bana göre değil kesinlikle." dedi tekrardan balkonun duvarına yaslanıp.

Deniz Asya'nın dudaklarına değmiş sigarayı dudaklarının arasına alırken sanki teni yanmış gibi hissetmişti.

Kafalarını kaldırıp gökyüzüne baktı ikiside.

"Biz insanların ne kadar aciz olduğunu kanıtlar cinste şu ay, insan elinin karıştığı bütün bu parıltılı manzarayı yanında sönük bırakıyor."

Bakışlarını kızın yüzüne vuran ay ışığına çevirince hafifçe gülümsedi.

"Evet haklısın, çok güzel."

Asya'nın donuk gözleri kendisini bulduğunda duygusuz bakışları canını yakmıştı.

"Niye hep bana yardım ediyorsun? En zor anlarımda bir anda beliriyorsun. Sana kızmalarıma rağmen peşimi bir türlü bırakmadın."

Gözlerini kaçırdı Deniz.

Bunun gerçek nedenini ona söyleyememek adamı bitiriyordu.

"Hayatımı kurtardın." dedi kısık çıkan sesiyle.

"Ve sen bana eziyet ettin. Hep bunu diyorsun. Çok uzadı bu mevzu."

"Benden çok mu sıkıldın?"

"Evet. Çok sıkıldım. Akşamları evime gelmenden bıktım. Gelme bir daha."

"Tek arkadaşını kovmak mı istiyorsun?"

"Sıkıcı bir arkadaş."

"Sana bir itirafta bulunayım mı?"

"Bulun, senin sırlarını öğrenmek hoşuma gidiyor. Zaten onun için yanımda durmana izin veriyorum."

Deniz'in kalbini kırmaktan hiç korkmuyordu Asya. Kendi kalbini fazlasıyla kırmışlardı ve acısını yanındaki adamdan çıkartıyordu.

" İstanbul'da olduğun zamanlar uzaktan seni izliyordum. Onunla mutlu olduğunu görünce yanına yaklaşmadım."

Yalanların getirdiği bir mutluluk diye geçirdi Asya içinden.

"Sapıksın. Beni takip etmeyi bir daha aklından  geçirme."

Sesi sinirli bile çıkmamıştı. Asya'nın duygularını böylesine kapadığını fark etmek Deniz'in canının yanmasına sebep olmuştu.

Artık Rusya'ya yerleştiği ilk zamanlardaki gibi değildi genç kız, bunu çok net görebiliyordu. Ağlamaktan, yakınmaktan vazgeçmişti. Fakat adam yanındaki kızın tekrardan o hallerine dönmesini istiyordu, içindeki zehri dışarıya akıtmasını. Ama yapmıyordu Asya, önceden olduğu gibi tüm acılarını gözlerinin ardında tutuyordu. Bir hüzün vardı bakışlarında. Deniz Asya'nın gözlerinin içine bakmaktan korkar hâle gelmişti. Ona baktıkça kalbindeki sızı kendini belli ediyordu.

ÖZGÜRLÜĞÜN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin