26- Aşk ve Ötesi

219 26 26
                                    


Bir cümlenin onu böylesine bilmediği yerlere götüreceğini hiç tahmin etmemişti o güne kadar. Şuan sadece sevdiği adamla  olduğu bir diyardaydı. Herşey yok olmuşta bir ikisi kalmış gibiydiler. Kalbi delicesine atarken gözyaşlarına hakim olamıyordu. Eli ile ağzını kapatarak Ulaş'ın beklenti dolu gözlerinin içine bakmaya devam etti.

Kalbi öyle hızlanmıştıki neredeyse göğüs kafesini delecekti.

Ulaş yaşlı gözleriyle kendisine gülümseyen Asya'ya aşkla baktı. Genç kızın kafasını olumlu anlamda sallaması ile içini kaplayan huzurla gözlerini yumdu. Göz kapaklarının ardına sanki güzelinin resmi kazınmıştı. Gözlerini kapatsa dahi hala onu görebiliyordu.

"Evet." dedi Asya titreyen sesiyle.

Parmağına takılan yüzükle ise bir hıçkırık kopmuştu dudaklarının arasından.

İkisininde kalplerinde hiç boşluk kalmamış, tamamen birbirleri ile dolmuşlardı.

"Seni böylesine seviyorken nasıl kabul etmem?" dedi adamın kalbinde nasıl bir etki bıraktığını bilmeden.

"Bana nasıl büyük bir mutluluk verdiğini tahmin bile edemezsin sevgilim. Şuan sanki farklı bir dünyadaymışım gibi." dedi Asya'yı alnından öperken.

Kızın gözlerindeki derinlik ruhunu delip geçiyordu. Kalbi sıkıştı.

Sonrasında kızın avuçlarını ellerinin arasına alıp devam etti.

"Söz veriyorum. Hep şimdi ki gibi elini sıkıca tutacağım, asla bırakmayacağım."

Adamın bunları demesine gerek yoktu, Asya zaten ona sonuna kadar inanıyordu.

Sırılsıklam olmuştu ikiside. Asya, Ulaş'ın yüzündeki ıslaklığı elleri ile silerken Ulaş gözlerini kapatıp kızın bileğine bir buse kondurdu.

Alkış seslerini sonunda fark ettiklerinde bütün büyü bozulmuş gibi Asya utanarak ellerini Ulaş'ın yüzünden çekti.

Bir iki kişinin ıslık çaldığını duyduğunda  çekingence etrafındaki kalabalığa baktı.

"Kaptım kızı." dedi Ulaş Asya'nın yüzük taktığı elini kaldırıp.

Utanmasına rağmen yüzündeki kocaman gülümsemeye engel olamıyordu Asya.

Hiç ummamıştı günün birinde  adamın tekine sırılsıklam aşık olacağını. Ve o adam da onu sevmişti. Ulaş'a karşı hislerinin zirvede olduğunu sanarken  her geçen zaman diliminde ona daha aşık oluyordu.

Bu derece bağlanması yanlıştı belkide, bütün sevdikleri ona sırtlarını dönmüşken Ulaş'a güvense de içindeki korkuya engel olamıyordu. Alışmıştı terk edilmeye.

Yine de Ulaş'a kendinden çok güveniyordu.

Arkadaşlarının tebriklerini tek tek kabul etti ikiside. Fakat Asya, Öykü ile sarılırken kalbi burkulmuştu. Onun böyle bir ana şahit olmasını istemezdi çünkü Barış ile aralarının ne kadar soğuk olduğunun  bilinceydi.

Ve Öykü gerçekten bu anı kıskanmıştı, bu çiftin mutlu olmasını belki en çok o isterdi ama yinede bu kıskançlığına engel olamamıştı. Hiçbir zaman Barış'ın böyle bir teklifte bulunmayacağını biliyordu.

Neden ondan evlenme teklifi istediğini sorgulayacak cesareti yoktu. Adam yüzüne dahi bakmıyordu.

"Biraz yürüyelim mi?" dedi Asya Ulaş'a.

Yağan yağmurdan dolayı başta Ulaş kızın hasta olabileceği korkusuyla reddetmeyi düşünsede Asya'yı kırmamak için kabul etmişti.

Kızın omzuna kolunu atıp onu kendine çekerken ıslak saçlarına bir buse kondurmuştu.

ÖZGÜRLÜĞÜN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin