22- Kar Tanesi

272 35 33
                                    

"Ne işin var burada?"

Ulaş ile karşılaşmasını istemiyordum fakat koridora kafamı uzattığımda çoktan onun buraya doğru yürüdüğünü ve çatılan kaşları ile Yankı'ya baktığını gördüm.

"Seni buradan götürmeye geldim."

Tekrar ve tekrardan koca bir saçmalığın içine düşmüştüm. Benimle alay ediyor olmalıydı.
Artık bir şeylere şaşırmayı çoktan bırakmıştım.

" Onu götürmeye geldin demek?"

Ulaş bir elini Yankı'nın omuzuna atıp sıkarken aynı anda Yankı'da sert bakışlarını ona çevirmişti.

"Ulaş." dedim onu bırakmasını ima ederek.

Fakat adamın omzunu öyle bir sıkıyorduki Yankı'nın acıyla yüzünü ekşittiğini görmüştüm. Ve ona seslenmeme rağmen Yankı'yı bırakmamıştı.

"Hangi gerekçeyle olacakmış o dediğin?"

"Sen Asya'ya zarardan başka bir şey değilsin, onu senden kurtarmakta bana düşüyor."

Yankı aklından geçenleri söylemekte hiç çekinmeyen bir tipti. Fakat şimdi bu huyu onun sonu olabilirdi.

Ulaş öfke saçan gözlerini ondan ayırmıyordu. Sonunda gözleri benimle buluştuğunda sakin olmasını yalvarırcasına ona baktım. Gecenin şu saatinde otel odamın kapısının önünde kavga çıkması isteyeceğim son şey bile olamazdı.

Yankı omzunu Ulaş'tan kurtarıp bana döndü.

"Amcam mı istedi beni ona götürmeni?"

"Hayır, benden öyle bir şey istese de yapmam Asya. Hala çözemedin mi beni? Sana zarar gelmesine izin vermem." dedi öfkeyle.

Bu adamın bana karşı takıntısından hep rahatsız olmuştum. Fakat bu rahatsızlığım şimdi had safhaya çıkmıştı. Ulaş'ın yumruk yaptığı elini tuttum. Ne yapmak istediğini az çok kestiriyordum fakat bunu kaldıracak bir gücüm yoktu. Üstelik bana yardım etmek isteyen bir insanın sırf bu yüzden zarar görmesini istemiyordum. Her ne kadar tutumu saçmalıktan ibaret olsada.

"Amcan, burada olduğunu bulmak onun için hiç zor olmadı, ve adamlarıyla buraya geliyor. Bu adamın yanında olduğun sürece seni rahat bırakmayacak."

Sanki insanlar huzurumu bozmak için gizli bir anlaşma yapmışlardı. Şimdi de amcam, ne güzeldi ama..

"Sen mi beni amcamdan kurtaracakmışsın?" dedim alayla.

Göz ucuyla Ulaş'a baktı. Yankı'nın gözlerindeki nefreti görebiliyordum, kendisini değilde onu seçtiğim için benden de nefret ediyor olmalıydı. Bana artık çok farklı bakıyordu. Öfkeli gibi.. Önemsemedim.

" Bu adam senin için bir intihardan başka bir şey değil. Benimle gelirsen her şeyi yoluna sokarım."

Bir anda olan olmuş, Yankı'nın dilini tutamaması onun için ağıra patlamıştı. Yüzüne yediği yumrukla kendimi, içimi kaplayan korkuyla birlikte onlardan uzaklaşırken  buldum. Ulaş'ın ani hareketi ile bir çığlık koparmıştım.

"Seninle gelecek, öyle mi?" dedi Ulaş yere  fırlattığı adamın yüzüne bir yumruk daha geçirirken.

"Sen mi onun yanında olmayı hak ediyorsun lan?  Ne cesaret ama, Siktiğimin piçi! Sana asıl hak ettiğini vereceğim!" dedi delirmiş gibi adamı döverken.

Ulaş'ın savurduğu küfürlere ve yumruklarına engel olmak isteyerek ona doğru adım attım. Karşımdaki görüntü ve bağırış sesleri bütün enerjimin bedenimden söküp alınmasına sebep olmuştu. Yankı asla sevmediğim fakat zarar görmesini istemediğim bir insandı benim için. Onu bu  şekilde dövülürken görmek bedenimin titremesine sebep oluyordu.

ÖZGÜRLÜĞÜN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin