7- Vicdanın Çığlıkları

412 72 39
                                    




Bazı insanlar vardır ki sebepsiz yere bir yeri severler. Hiç neden yokken orası onlara huzur verir ve bütün bunalımlarından oraya giderek kurtulurlar. Bu yer kimileri için deniz kenarı kimileri içinse bir ağacın tepesidir. Ama benim için bu yer kimsenin anlamlandıramayacağı bir yerdi. Lisedeyken en arkada bulunan okul sıram. Cam kenarında olan sırama oturup camdan dışarıyı izlemeyi çok severdim.Yaşananlar gerçekleştiğinde saat gecenin on ikisiydi ve 15 tatilin 4. günündeydik. Üniversiteye geçeli 3 yıl olmuştu ama ben hala içim daralınca eski okuluma gidiyordum. Sınıf arkadaşlarım ile aramda hiçbir bağ yoktu lakin ben sınıfımı çok seviyordum. Aslında sevdiğim şey sınıf değilde sadece sıramdan dışarda olup bitenleri izlemekti. O gece de bunaldığım için evdekilere çaktırmadan kendimi sokağa attım. Buz gibi havanın tenime değilde ruhuma dokunmasına izin verdim. İçimde derin yaralar vardı ve ben bu yaraları soğuk ile iyileştirmeye çalışıyordum. Oysa bu yaptığım bir işe yaramıyordu. Adımlarım okulumun önünde durduğunda karanlığın ürkütücü gösterdiği okula baktım.

Bekçi çoktan uyumuşa benziyordu ve ben içeri rahatlık ile girebilmiştim. Bunu son zamanlarda çok sık yapmaya başlamıştım ve bir iki sefer yakalanmaktan son anda kurtulmuştum. Lisedeyken bir keresinde gizlice okulun yedek anahtarlarını yürütmüş ve kendime anahtar yaptırmıştım. Bu yaptığım psikopatçaydı ve bende deli cesareti vardı. Neyse ki o zaman yakalanmamıştım ve hala bende olan anahtarlar ile rahatlıkla okula girip çıkıyordum. Okuldan çıkmadan önce son yaptığım şey ise kamera kayıtlarından görüntülerimi silmek oluyordu çünkü dedemin yaptığım bu küçük saçmalığı öğrenmesini istemiyordum.

Eski sınıfıma doğru adım atarken koridorların karanlığı ile uyum sağlayan ayak seslerim hoşuma gitmişti.

Sınıfa girip yerime oturduğumda cama vuran ağaç dallarını izlemeye başlamıştım. Cam açıktı ve rüzgar yüzüme doğru esiyordu. Bu yaptığım dışarıdan anlamsız gözüksede bana huzur veriyordu. Huzuru çok nadir hissederdim ve o zaman da o nadir anlardan birisini yaşıyordum.

Kulağıma tartışma sesleri geldiğinde ise yakalanmaktan korkarak oradan çıkmak istedim ancak tartışma sesleri yükselmişti. Bir adamın gürültülü bağırtılarını duyabiliyordum. Kapıya yaklaştığımda sesin çok yakından geldiğini anlayabilmiştim. Adam oldukça öfkeliydi. Sonra bir ses daha duydum. Bir kadının ağlama sesi. Neler olduğunu anlayamamıştım. Ayaklarım benden bağımsız yürümeye başladıklarında içimi tuhaf bir endişe sarmıştı. Sezmiştim.. Birazdan iyi şeyler olmayacaktı ama ben yinede kaçmaktan vazgeçip neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Koridora çıktığımda hemen yanımda bulunan sınıfın ışıklarının yanık olduğunu gördüm.

Yapmamam gereken şeyi yapıp sınıfa doğru yürüdüm ve gördüğüm şey kanımın donmasına sebep olmuştu. Adam kadının ellerini ve ayaklarını bağlamış ağzına ise bant yapıştırmıştı. Ama beni bu kadar ürperten şey kadının yaralar içinde kalmış yüzüydü. Adam kadını belli ki dövmüştü ve kadın tanınmayak haldeydi.

Oradan hiçbir şey yapmadan gidemezdim. Kadını kurtarmam gerekiyordu. Adamın elinde bulunan silahı gördüğümde cesaretimden bir şey kaybetmemiştim.

" Söylesene bende olmayan ne vardı onda!" diye bağırıyordu kadına.

Kadın ağzının bantla kapatılmış olmasına rağmen ağlama sesini bize duyuruyordu. Kadının haline içim parçalanmıştı. Adamı sert bir cisim ile başından vurursam bayıltabilirdim. Oldukça kalıplı olan adama gücüm yetmezdi sadece arkadan vurabilirdim ona.

Adım seslerime dikkat edip kendi sınıfıma döndüm. Ne ile vuracağımı düşünürken arkamda çocukların okul dolaplarını gördüm. Normalde bu dolaplar kilitli olurdu ama bazen kilitlemeyi unuturlardı. Tek tek dolapları açmaya çalıştığımda gerçekten birkaç tanesini açık bulmuştum ama içlerinde kitaplardan başka bir şey yoktu. Bu kitaplar hayatta adamı bayıltmama yetmezdi. Ümidim tükenirken açtığım dolap ile gülümsemiştim. Dolapta beyzbol sopası vardı. Elime aldığımda ise sopanın oldukça ağır olduğunu anlamıştım. Bu kesinlikle iş görürdü, bugün şanslı günümdeydim.

ÖZGÜRLÜĞÜN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin