Başka hangi manzara onun bu derece ürpermesine sebep olurdu bilmiyordu. Kocaman bir odanın her yanında kendi resimleri vardı. Kalbi korku ile çarpıyordu. Yere uzanmış karnını göğsüne doğru yaslamış şekilde duran kadın kendisiydi. Siyah saçları dağınık bir şekilde etrafa yayılmıştı, bu zindandaki haliydi. Renkler o kadar çarpıcı kullanılmıştıki resim kasvet doluydu.
Odanın tam ortasındaki şövalenin üstündeki resme baktı. Nefes alışverişleri hızlanmış, kaşları endişeyle çatılmıştı. Aynada hep gördüğü suretin tıpatıp aynısıydı. Görmekten nefret ettiği hüzünlü bakışlar kendisine bakıyordu. Sanki yansımasına bakıyordu. Duvarda asılı bir diğer resme kaydı bakışları, gülümsüyordu. Mutlu olduğu o kadar belliydi ki.. Kendisi olduğunu bilmesine rağmen çok uzak geldi bu kadın. Gözleri gülmekten kısılmış ve dünyanın en mutlu insanıymışçasına içten bir şekilde gülümsüyordu. O resmi parçalamak istedi Asya.. Sahteliğin somut hali gibiydi.
Duvarlar boydan boya kendi resimleri ile kaplıydı. Çoğu zindandaki haliydi. Bir resimde duvara yaslanmış gözlerindeki belli belirsiz duygu ile karşısını bakıyordu. O anda neye baktığını çok iyi biliyordu, küçük bir çocuk gibi uyuyan Ulaş'ı izliyordu.
Gözünden bir damla yaş düşerken titreyen dudağını ısırdı. Bu resimlerin hiçbirinde o yoktu fakat yinede aklına gelen ilk şey niye o olmak zorundaydı? Bitmeyen bir duygunun girdabına kapılmak onu içten içe boğuyordu.
Kendisini toparladı, Deniz korkunç bir insandı. Artık buna tamamen emindi. Zaten bildiği gerçek bir kez daha yüzüne tokat gibi çarpmıştı. Kendi sapığı ile daha fazla bir arada durmaya niyeti yoktu. Buradan acilen gitmesi gerekiyordu, kendisini koca bir aptal olarak görüyordu. Ona yaptığı bunca şeye rağmen onunla tek kalabilme cesaretini defalarca göstermişti. Güvende hissetmiyordu , Deniz'in ona tekrardan zarar vermesinden korkuyordu. Bir defa bu adamın ellerine düşmüştü, ikincisi olsun istemiyordu fakat çoktan olmuştu. Ama bundan da önce korktuğu bir şey vardı, asla olmaması gereken bir şey.
"Asya."
Deniz'in endişe dolu sesi ile irkilerek arkasını döndü. Deniz ona doğru adım attığında gözleri büyüdü.
"Yaklaşma bana!"
Ona ne diyeceğini, nasıl bir açıklamada bulunacağına dair bir fikri yoktu adamın.
"Ben, ben buradan gidiyorum. Bunları görmemiş gibi yapacağım." dedi endişeyle elini havaya kaldırıp Deniz'e doğru uzatıp.
Bedeni titriyordu, görmemesi gereken bir şey görmüştü.
"Açıklama yapmama izin ver." dedi Deniz yalvararak.
O ana kadar hiç kimseyi kaybetmekten böylesine korkmamıştı.
"Deniz lütfen, bir açıklamaya ihtiyacım yok. Sadece buradan gitmem gerekiyor."
O an gözü döndü Deniz'in. Asya eğer bu evden ayrılırsa bir daha ona açıklama yapma fırsatı bulamamaktan korkuyordu.
"Bunu yapamam, beni dinlemek zorundasın."
"Bu resimlerin hiçbir açıklaması olamaz. Ben gideceğim." dedi hızla merdivenlere doğru yürürken fakat Deniz Asya'nın gitmesine izin vermeden kızın omzundan tutup duvara yasladı.
Asya o an yaşadığı panikle çığlık attı fakat Deniz onu susturmak için eli ile kızın ağzını kapatmıştı.
"Beni dinleyeceksin!" dedi sert bir şekilde.
Bu yaptığı hareketin Asya'nın kalbinin korkuyla çarpmasına bilsede o an bunu önemsemedi.
Asya çırpınmaya başladığında aynı zamanda Deniz'in elini ısırmıştı fakat bu yaptığı şeye karşılık Deniz elini çekmek şöyle dursun kaşlarını çatarak elini kızın ağzına daha çok bastırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZGÜRLÜĞÜN BEDELİ
RomanceBir aşk en fazla ne kadar imkansız olabilirdi? Bütün çıkmaz yollara rağmen birbirleri ile buluşan kalplerin hikayesi. ☆ Tek bir hata! Bir yanlış aynı anda iki düşmanı zindana sürüklerken hayatlarının dönüm noktasını...