23- Ölülerin Altında Yatan Sırlar

263 36 16
                                    



Gitmesek olmaz mı?"

Çatılan kaşları bende bir etki yaratmamıştı. İstemiyordum o adamla aynı sofrada olmayı.

" Olmaz."

Sesi buz gibi çıkmıştı.

Verdiği cevaba sinirlenmiştim, her şeye kendisi karar veriyor ve ona uymamı bekliyordu. Baştan beri onun yanımda olması bunları göz ardı etmemi sağlamıştı fakat bu kararını görmezden gelemeyecektim. Ailesiyle görüşmeyi isteyip istemediğimi bana sormamıştı bile.

İplerimi tamamen onun eline bıraktığımı fark ettiğimde kendime öfkelenmiştim.

"Ben gitmek istemiyorum ama." dedim sertçe.   

" Niyeymiş o?"

Bir anda hava değişmiş karanlık bulutlar üzerimize çökmüştü. Fakat bu ilk defa canımı yakmamıştı, inatçılığımı üzerimde hissediyordum.

"Niye acaba, baban alnıma silah dayadı. Hiçbir şey olmamış gibi onunla yemek mi yiyeceğim? Üstelik.." dedim yutkunarak.

Sanki Ulaş'ın arkasında abimi görüyordum.  Bana kırgın gözleri ile bakıyordu, hep beni kollayan insana karşı kendimi suçlu hissediyordum. Onun canına kıyan insanla aynı ortamda nefes bile almak istemiyordum fakat Ulaş buna beni mecbur bırakıyordu.

"Üstelik?"

"Abim, ona bunu yapamam. Baban abimin canına kıydı."

Derin bir nefes alıp verdi.

Dediklerim onu bunaltmışa benziyordu, anlaşılan bana karşı ondan beklediğim gibi her zaman anlayışlı olmayacaktı.

"Bunları zaten biliyorduk öyle değil mi? Her şeyin farkında olup birbirimizi kabul ettik."

"Ben seni kabul ettim, babanı değil."

Çenesinin kasıldığını görmemle Ulaş'ın usta bir yalancı olduğuna karar verdim. Daha demin onun tarafından hiç üzülmeyeceğime beni ikna etmeye çalışıyordu fakat sözleri ile isteklerime verdiği tepkileri tezat düşüyordu. Belkide ondan çok fazla şey istiyordum.

"Bu ne demek şimdi? Benimle birlikte olucaksan ailemede alışman lazım."

Anlayışsızlığı beni tökezletirken sesimi yükseltmemek için kendimi zor tuttum.

"Sen babamla aynı sofrada oturur musun? Onunla karşı karşıya gelmek bile istemiyorsun."

"O farklı, senin baban seni terk etti."

Acımasızca yüzüme çarptığı gerçeyi her ne kadar unutamasamda onun ağzından böylesine duymak yarama tuz basmasına sebep olmuştu.

"Özür dilerim." dedi elini masanın üzerinde duran elime uzatarak fakat hızla kendimi geri çektim.

"Dileme. Eğer babam bana sırtını dönmeseydi benim için onu kabullenir miydin?"

"Senin için evet."

"Dedeni öldüren adamı?" dedim tek kaşımı kaldırıp.

" Bilmiyorsun.. Senin için her şeyi yaparım."

"Dedene karşı suçlu hissetmeyecek miydin? Ben seninle olduğum için bile abime karşı suçlu hissediyorum, bir de babanla mı gelin kayınpeder ilişkisine gireceğim? Ben bunu kabullenemiyorum?"

Dediğim şeyle bakışları kırgın bir hal almıştı. Fakat o benden tamamen pişmanken benimde ondan dolayı abime karşı suçlu hissetmeme elbet hakkım vardı.

ÖZGÜRLÜĞÜN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin