40. Aşkın Uzun Hatırası

227 21 32
                                    

Hey ağalar hangi derde yanayım
Yitirdim Aslımı gören olmadı
Pervaneler gibi yandım tutuştum
Yandım alevimi alan olmadı




Aylar geçmiş, havalar tekrar soğukla buluşmuştu. Gündüz yağan yağmur yerleri sırılsıklam yapmıştı ama neyseki oturdukları bank kuruydu. Balık ekmeğinden kocaman bir ısırık kopartıp Deniz'e muzip bir bakış attı.

"Kendini kahraman gibi hissediyor olmalısın."

"Yorgun hissediyorum."

"Bence kahraman gibi hissetmelisin. Çetenin en azılı üyesini de sonunda yakaladın."

Sargıdaki kolunu işaret etti Deniz.

"Victor'u yakalamak neredeyse bana bir kola mâl oluyordu. Üstelik o pisliği yakalamış olsam bile onunla iletişime geçtiğim için tekrardan beni görevden uzaklaştırdılar."

"Bunu yapmakta haklı değiller mi? Seninle buluşmak istediğinde oraya gitmek yerine polise haber vermeliydin."

Asya'ya sert bir bakış yolladı.

"Ve onlarda önceden olduğu gibi Victor'un izini kaybederlerdi."

Hafifçe gülümsedi Asya.

"Kendine fazla güveniyorsun."

Adamın derin iç çekişiyle dikkatle Deniz'in yüzüne baktı.

"Endişelenme, baban halledecektir. Eminim en kısa zamanda işine geri döneceksin."

"Şu adamdan bahsederken baban demeyi keser misin?!"

İstemsizce bağırmıştı fakat Asya Deniz'in son zamanlarda ki  ani çıkışlarına alışık olduğundan ne duygularında ne de mimiklerinde bir kıpırdama olmuştu. Ses tonunu ayarlayarak devam etti.

"Endişeli değilim."

"Gerginsin."

"Değilim."

"Sana hayranım Deniz, bana nasıl güçlü durulması gerektiğini öğretiyorsun."

Çoktandır Deniz'e söylemek istediği şeyi sonunda söylemişti. Umursamaz bir bakış attı Deniz.

"Uzun zamandır bekliyorum.. Kardeşlerine her şeyi anlatabilirdin, babana bağırıp çağırabilirdin fakat sen kimseye tek bir laf etmedin. Canını bu denli yakan adamın bir kere bile canını yakmaya çalışmadın."

Alayla güldü Deniz. Oysa babasından çoktan intikam almıştı.

"Çok karmaşıksın, yada değiştin. Bilemiyorum. Kız kardeşini kurtarmadığım için bana işkence ediyorsun fakat baban olduğunu saklayan hatta seni kullanan adama tüm bunların hesabını sormuyorsun."

"Bekliyordum."

"Neyi?"

"Doğru zamanı. Ben değişmedim. Yine aynı canavarım. O adamdan alabileceğim en büyük şeyi almak istedim, parmak uçlarıma kadar bunu istedim. Bazen nefret insanı diri tutar. Bana olan tek şey buydu. Senin gibi acımı gözyaşlarıma akıtmamam acı çekmediğim anlamına gelmez. Sadece nefreti daha yoğun hissediyorum. O pislik benden her şeyimi çaldı, beni bir yalana inandırdı. Baktığım her yüz bir yalandan ibaretti."

"Nefret dolu bir Deniz. Kulağa pek hoş gelmiyor, affedici olmayı dene. En son nefretin sana yaptırdıklarının izlerini ruhumdan ve kabuslarımdan çıkaramadım."

Asya'nın son kurduğu cümle adamın en büyük pişmanlığıydı.

"Kabuslarında hâlâ o günleri yaşadığını biliyordum."

ÖZGÜRLÜĞÜN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin