16- Aşktan Kaçış

431 44 42
                                    




Hep yaptığı gibi bir köşeye çekilmiş etrafta koşuşturan insanları izliyordu. Onlara yardımcı olmak istedi içten içe ama buna annesinin nasıl bir tepki vereceğini bildiği için pek cesaret edemedi. O asil bir kızdı nede olsa, asla çalışanlara yardımcı olmamalı ve kendisine yakışan bir şekilde sadece onlara emirler yağdırmalıydı! 'Asillik batsın.' dedi içinden. Annesini her anlamda çok seviyordu ama bu noktada hep onunla çatışıyordu, artık annesinin ikazlarından öyle çok yorulmuştu ki isteklerine boyun eymeye başlamıştı.

Yanı başında duran kızın tuttuğu merdivene korku ile baktığını görünce ayağa kalkıp kızın yanına yaklaştı.

"Bir sorun mu var ?" dedi kızın tedirgin yüzünü incelerken.

"Öykü Hanım şey, ampulü değiştirmem lazım biliyorsunuz anneniz her şeyi eksiksiz istedi ve bu ampul bozuk. Fakat ben bu merdivenlere çıkmaktan hep korkmuşumdur."

" Bu kadar insan içinde başkasından yardım isteseydin, bunu sen yapmak zorunda değilsin."

"Herkes çok yoğun çalışıyor onun için çekindim. " dedi genç kız utangaç bir şekilde.

"Tamam ben hallederim öyleyse. " dedi Öykü annesinin ikazlarını unuturken.

Alev Hanım kızını ampulü değiştirirken görse muhakkak buna neden olan çalışanı hiç bahane kabul etmeden kovardı ama neyseki görmemişti.

"Hayır lütfen ben yaparım !" dedi kız telaşla.

"Adın ne senin ? "

"Zehra efendim." dedi kız yanakları kızarırken.

Öykü karşısında kızarıp bozaran kızın bu hallerinden rahatsız olmuştu. O da onun gibi insandı işte gereksiz yere bu kadar çekingenlik oldukça yersizdi.

"Bak Zehra, merdivene çıkmaktan korkuyorsun ama ben korkmuyorum. Sence hangimizin çıkması daha mantıklı geliyor kulağa ?"

"Efendim siz patronsunuz çalışanların işlerini yapmamalısınız." Kızın asıl çekindiği kimse Alev Hanımdı.

"Ben böyle şeyleri önemsemem Zehra. Onun için sorun yok." dedi merdivene doğru çıkmaya başlarken.

"Bu ampulün ışığını söndürde değiştireyim." dedi merdivenin tepesinde bozuk ampule bakarak.

"Tabi hemen gidiyorum. " dedi Zehra daha  fazla ısrar etmenin bir işe yaramayacağını anlayarak.

Genç kızın ışığı söndürmesini beklerken yüksekten bütün salonda koşturmakta olan insanları izlemeye daldı. Herkes canını dişine takmış akşam için hazırlıklarda bulunuyordu.

"Öykü orada ne işin var? Ben sana burası ile ilgilen dedim insanların işlerini üstlen değil!"

Kafasını çevirip baktığında babasının kızgın gözleri ile karşılaştı. Annesinin huyları sonunda babasına da sirayet etmişti anlaşılan.

"Sadece küçük bir iş baba büyütecek bir şey yok." dedi babasını yatıştırmaya çalışıp.

Barış merdivenin tepesine çıkmış kızın Aydın Beyin kızı olduğunu kız baba diye adama hitap etmeden önce anlamıştı. Çünkü bu kararlı bakışları daha önce sadece Aydın Beyin gözlerinde görmüştü. Kızın koyu  kahverengindeki saçları omuzlarına dökülmüş ve beline kadar uzanmıştı. Bu görüntü ona istemediği bir insanı hatırlatınca gerildi.

Kendisine unutmak istediği birisini hatırlatan bu kıza karşı baştan soğuk hissetmişti.

Öykü babasının yanında duran adamları  fark ettiğinde ilk gözüne takılan sert bakışlar olmuştu. Adamın bakışları mı böyleydi yoksa bir şeyemi kızmıştı anlam veremedi. Gözlerini irkilerek adamdan kaçırıp Zehra'nın verdiği ampulü taktı ve merdivenlerden dikkatlice indi. İnerken sendelemişti ve sert bakışlı adam buz gibi elleri ile onu düşmemesi için kolundan tutmuştu. Öykü bu temasdan irkilip refleksle kolunu çekti.

ÖZGÜRLÜĞÜN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin