Duyduğum sesle kafamı kaldırdım ve gelen hocaya baktım. Hayır bu bizim edebiyat hocamız değildi. Bir kere bizim hocamız kadındı. Ama şuan ders işleyen genç bir adamdı.
Şaşkınlıkla sınıfın geri kalanına baktım. Ama hepsi sanki normalmiş gibi dersi işliyorlardı. Bir an hocayla göz göze geldim. Gözünde bir ışıltı vardı, anlamamıştım.
Sakince Açelya'yı dürttüm. Fısıltıyla konuşuyordum.
"Bu adamda kim? Derin Hocaya ne oldu?"diye sordum ama bana şaşırmış bir şekilde bakarak.
" Derin Hoca da kim? Bize her zaman Oğuz Hoca girerdi. Neyden bahsediyorsun?" dedi. Sadece şok içinde dersin bitmesini bekledim.
Zil çaldığında ise 'Hocamız' beni yanına çağırdı.
Koridorda yürürken sanki normal bişey konuşuyormuşuz gibi davranıyordu.
" Eee hazır olduğumda karşına çıkıcam demiştim. " dedi.
" Sen gerçekten bir hoca mısın? Niye kimse farkında değil?" diye sordum cidden çok şaşkındım.
"Gerçekten güvendikleri biri eğer onlara gerçeği anlatır ve kendilerini zorlarlarsa hatırlarlar ama şansa bak ki senin dışında kimse bilmiyor." dedi bana çarpık bir sırıtışla.
"Okulda hoca-ögrenci gibi konuşmalıyız ben şimdi gidiyorum ama düzgün bir açıklama bekliyorum." Diğer öğretmenler ve öğrenciler fazlalaşınca,
"Sana Türk edebiyatına biraz daha çalışmanı öneririm Gece'cim." dedi.
Sanırım aklına ilk bu gelmişti. 'Evet ilk o geldi.' dedi zihnimin içinden. Bende gözlerimi devirdim. Hem sinirli hem de şaşırmış hissediyordum ha bide arkamdan iş çevrilmiş gibide...
Hızla geri sınıfa döndüm tam kapıdan girecekken Açelya çıktı. Sırıtarak beni koridora çevirdi ve yürümeye başladık.
"Dersteyken ne saçmaladın anlamadım? Ne oldu?"
"Bak Açelya odaklan ve hatırlamaya çalış bizim edebiyatçımız o değildi. Derin hocaydı, böyle bizim boylarımızda, esmer bi kadındı hatta biraz etli butluydu. Hadi canım hatırlamaya çalış." odaklanmış kaşlarını çatmış bir şekilde gözlerini bir yere dikti.
"Seni serseri banada büyü yapmış. Pislik!" dedi. Ne olduğunu anlamadım.
"Açelya..."
"Bak tatlım hatırladım. Ve sana açıklamanın zamanı geldide geçti bile."Hafif sinirli gibiydi. Sanki istemediği bir şey yaptırıyorlardı ve o da bundan sıkılmıştı.
Kafeterya da bir masaya oturduk. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"Bak tatlım bana güveniyorsun değil mi?"
"Elbette sana güveniyorum."
"Bak nasıl açıklayacağımı bilmiyorum ama bende normal olmayanlardanım. Şuan da sana açıklaya bileceğim bu kadar zamanı geldiğinde yani her şeyi anladığında sana açıklayacağız."
"Ne yani seninde mi özel yeteneğin var?"
"Evet ben görünmez olabiliyorum."
"Bu nasıl iş ya cidden başka birileride var mı? Ayrıca benim bunlarla alakam ne?"
"Sana bunları açıklamayı çok isterim ama bir söz verdim. Ayrıca ufak bir bilgi olarak çevrende tanıdığın bir kaç kişi böyle ama zamanı geldiğinde sana söyleyecekler. Bana kızgın değilsin değil mi?"
"Hayır canım değilim sen numara yapmadın ve bana açıkladın ne olursan ol seni daima çok seviyorum." dedim ve birbirimize sarıldık. Daha sonra konuşmaya başladık bana herşeyi öğrendiğimde daha rahatlayacağımı söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Element Krallığı
Science Fiction81 milyon alem vardır. Biz sadece belli başlı olanları biliriz. Melekler, insanlar, hayvanlar, bitkiler, cinler ve şeytanlar. Peki ya bilmediklerimiz... Normal bir kız olduğunu düşünen Gece'nin macerasına kulak vermeye ne dersiniz? Kapak tasarımı: @...