Siyah ve koyu tonların hakim olduğu odaya giriş yaptı ikili. Kadının etrafa yaydığı aura bile saf kötülük yayıyordu etrafa.
Mutlulukla kendi etrafında döndü ve siyah deri koltuğun üzerine oturdu. Neşe ile gülümseyerek adama döndü.
"Oğuz onun yüzündeki ifadeyi gördün mü? Ah harikaydı, hedefime oldukça yaklaştığımı hissediyorum." Adam, sevdiği kadının mutluluğuna onunla beraber sevinmişti. Ama nefret ettiği insanlar hakkında konuşmak da istemiyordu.
Kadının yanına yaklaştı ve oturdu kendisine göre ufak olan ellerini, büyük elleri içine hapsetti.
"Onlar hakkında çok fazla konuşuyorsun. Ben ise onlar ile ilgili konuşmak istemiyorum. Senin ve senin güzelliğin ile ilgili konuşmak istiyorum." Kadına sevgi ile baktı adamın gözleri. Daha bir kaç ay önce başkasına böyle bakan gözleri ile...
Elini kadının siyah düz saçına getirdi ve öndeki tutamı kulağının arkasına sıkıştırdı.
"Bana yaptığı büyüden kurtardığın için nasıl teşekkür etsem acaba sana?" Oğuz muzip bir şekilde sırıtırken, Mesalina'nın sırıtışı daha çok kurnazdı.
"Beni severek teşekkür edebilirsin mesela." dedi usulca. Elini Oğuz'un yüzüne çıkartıp elini yanağına koydu yavaşça okşuyordu. Benzer şeyi Oğuz da ona yaptı. Yavaşça birbirlerine yaklaşırken kapının sesi ile durdular. Sinirle ve yavaşça gözlerini kapattı Mesalina. Geri açtığında ise Oğuz'un gülen suratı ile karşılaşmıştı.
Mesalina ondan uzaklaşıp dışarıya gel komutunu verirken Oğuz ona takılmaya devam ediyordu.
"Sinirliyken fazla güzelsiniz sanırım Bayan Mess." Mesalina ona bakmadı ama onunda yüzünde bir sırıtış oluşmuştu. İçeri giren kıza sinirle baktı. Kızın ise korktuğu bacaklarının bile titremesinden belli oluyordu.
"Yine ne için geldin?"
"Efendim, en son A2 grubunu gönderdiğimiz isyan başarısız oldu ve bir kaçı yakalandı. Saraya götürüldükleri haberi geldi." Mesalina'nın açık yeşil gözleri yavaşça koyu yeşile dönüyordu. Sinirle yumruğunu sıktı.
"Ne demek başarısız oldu?! Onlar en iyi grubumuz bizim! Kimler yakalandı?" Kız korkuyla ve aceleyle elinde tuttuğu defterin sayfalarını çevirdi.
"Ne kadar uyuşuksun! Acele et!" Kız bu bağırış ile daha da heyecanmış ve eli ayağına dolanmıştı adeta. Ama sonunda aradığı yeri bulmuştu.
"Markus Wolf, Siren Deniz ve Oliver Kim."
"Ne?! Ama... Ama onlar en iyiler arasındalar bu-bu nasıl olur?!" Mesalina'nın siyah kısa saçları havada uçuşmaya başlamıştı. Elleri hala yumruk halindeydi ve daha fazla sıkıyordu. Beyaz teni daha da soğuklaşmış siyah izler oluşmaya başlamıştı. Bir ağaç kökü gibi vücudunun her yanında siyah izlerden oluşmaya başlamıştı. Gittikçe daha da belirginleşen bu izlerin yani sıra oda da oluşan rüzgar daha artmış ve ışıklarda gidip gelmeye başlamıştı.
Oğuz ayağı kalktı ve sevgilisinin yanına doğru ilerledi. Ama görünmeyen büyük bir kuvvet onu geriye doğru atmış ve köşede bulunan kitaplığa çarpıp düşmesine sebep olmuştu.
Mesalina elini kaldırdı ve karşıdaki kızı da kendisi gibi havaya kaldırmıştı. Tek bir farkla kızın boğazı sıkılıyor ve havada adeta çırpınıyordu.
"Lü-lüt-lü-lütfen e-efe-efendim." Kız zar zor çıkarttığı sesle yalvarırken Mesalina durmuyordu. Bir anda ona çarpan büyük su kütlesi ile yere düştü ve eski haline geri geldi.
Oğuz hızlıca Mesalina'nın yanına çökmüş ve onu kolları arasına almıştı. Kadınsa elini kafasına koymuş ve gözlerini sıkıca yumuyordu. Mesalina ile beraber yere düşmüş ve korku ile onlara bakan kız ise Oğuz'un ona işaret etmesi ile hızlıca gitmişti.
"Sevgilim? İyisin, bir şeyin yok merak etme."
"O-Oğuz teşekkür ederim."
"Geçti merak etme yanındayım senin." Kafasını göğsüne çekti, kadının saçlarını okşuyordu şefkat dolu elleri.
Kadın yavaşça ayağa kalktı ama hala canı yanıyordu. Ama bir kere kabul etmemiş miydi bunları? Amacına ulaşmak için bazı şeyleri feda etmeliydi. Sonra, amacına ulaştığı zaman, daha güçlü olacaktı.
Zorluklarla buraya gelmişti. İlk küçük isyanlar ve dedikodularla başlamıştı. Sonra ise yüzlerce kuklası oluvermişti elinde. Her zaman düşündüğü tek şey herkesin aptal olduğuydu. Onlar aptalken onları kullanmamak ziyan olmaz mıydı?
"Daha iyi misin?" Usulca gülümsedi kadın.
"Evet iyiyim. Sadece kontrol etmem gereken bir kaç şey var."
Hızlıca odadan çıktı kadın ve çalışanların olduğu bölüme ilerledi. Planı harika işliyordu bu bozulamazdı. Oynadığı bu oyunda tek bir hataya dahi yer yoktu. Her adımı dikkatli olmalıydı. Eğer her şeyi düzgün yaparsa kazanan o olurdu zaten.
Hedeflediği yere geldikten sonra hızlıca kapıyı açıp içeri girdi. İçeridekiler Mesalina'yı gördükleri an yerlerinden kalktılar.
"Her şey düzgün ilerliyor mu?"
"Evet efendim, son hazırlıkları yapıyoruz." Kadının yüzünde yine o kurnaz sırıtış oluşmuştu. Sırıtışı kahkahaya dönüşürken odadan çıkmış ve kafasındaki hayalleri ile keyifle yürümüştü.
Bu satırda Oğuz'a istediğiniz gibi sövebilirsiniz arkadaşlar.
Bu günkü attığım bölümler hoşunuza gitti mi?
Sizce Mesalina neden böyle ve planları ne olabilir?
Yeni bölümü en kısa zamanda atmaya çalışacağım. Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin lütfen.
Kendinize iyi bakın, yeni bölümde görüşmek üzere canlarım <3
Yazım veya imla hatalarım varsa ve rahatsız oluyorsanız kusura bakmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Element Krallığı
Science Fiction81 milyon alem vardır. Biz sadece belli başlı olanları biliriz. Melekler, insanlar, hayvanlar, bitkiler, cinler ve şeytanlar. Peki ya bilmediklerimiz... Normal bir kız olduğunu düşünen Gece'nin macerasına kulak vermeye ne dersiniz? Kapak tasarımı: @...