Yemek yedikten sonra çalıştığımız yere gittik. Ve orada abim karşıma geçti.
"Benim özel genim her türlü hastalığı(ölüm dışında) iyileştirme ve dövüş. Aslında ben buna yani dövüşe daha çok yetenek diyorum. Her türlü dövüş dalında benden daha iyi biri yoktur." dedi. Doğru söylüyordu. Biriyle dövüşüp geldiğinde burnu bile kanamazdı. Nerden mi biliyorum? Bu adam yakınıma bir erkek sineğin bile yaklaşmasına izin vermedi. Tabii Oğuz dışında hakikatten niye onuda uzaklaştırmadı ki? Aman kafam karışıyor biz konuya dönelim.
"Peki ben ne yapıcam bana nasıl öğreteceksin?" diye sordum.
"Önce ısınman lazım gerçi bir yerini sakatlasanda ben iyileştirim ama olsun."
"Beni yormak hoşuna gidiyor demi?" dedim bezmiş bir halde.
"Nerden bildin?" dedi. Eğlenceli geliyordu sanırım.
"18 yıllık tecrübe diyelim."
Daha sonra kum torbasına yumruk attım, esneme hareketleri, ip atlama gibi basit hareketlerle ısındım. Bunları yaptıktan sonra dövüşmeye başladık reflekslerim çok hatta fazla iyiydi. Ama bu beni onun elinden kurtarmıyordu. Gerçekten de iyi dövüşüyordu öküz. Tam son noktayı koyacaktı ki kaçtım ama bir anda zaman yavaşlamaya başladı. Onların yani ablamların konuşmaları yavaşladı. Ve ben koşmayı yani hızla abimin arkasında durduğumda zaman normal haline döndü.
"Ne oldu?" dedim şaşırarak."Siz çok yavaştınız." dedim telaşla. Ama uzun bir zaman beklemeden ablam beni aydınlattı.
"Hayır sen çok hızlıydın." dedi."Biz senin sadece gölgeni gördük her şey bir saniyeden daha kısa bir sürede oldu." gerçek miydi bu?
Yani benim özel genim hız mıydı?"Evet özel genin hız." diye cevapladı beni Oğuz. O sırada zihnimi okuması beni pek umurumda olmadı. Daha sonra abim konuyu dağıtmak için konuştu.
"Aslında sen dövüşmüyorsun. Sadece kendini savunuyorsun ki bu konuda oldukça iyisin." dedi. Haklıydı ben bir kere bile biriyle dövüşmedim. Biraz daha antrenman yaptıktan sonra çok yoruldum.
"Bu günlük bu kadar yeter bence. Çok yoruldum. Abi eve götür beni." dedim ağlamaklı bir sesle çünkü bilirdim ki abim benim ağlamama dayanamaz. Ben bunu der demez.
"Tamam yeter bu kadar." dedi ve beni uzandığı yerden kaldırdı. "Millet orda kim bilir ne yapıyor sen bide saçını değdirdin." dedi iğrenir gibi. Evet bazı huyları vardı mesela ne kendi saçının nede başkasının saçının kirlenmesini veya pis bir yere dokunmasını sevmezdi.
Ama ne olacak ki biraz tozdan zaten duş alacaktım eve gidince. Sırf abim için her gün saçımıda yıkıyorum yatmadan önce.
🔹🔹🔹Gece yine bir rüya gördüm.
Rüyam çok tuhaftı;Şimdi ben ve Oğuz(Niye her rüyamda var ki?!) bir tepeciğin üstündeyiz ve bir şelale var ama bu dünyadaki hiçbir şelaleye benzemiyor. Çok farklı bir rengi var bir kere dünyada bir kere bile görmediğim bir renk bu. Ama renk o kadar güzel ki...
Herneyse....Bu sefer etraf sessiz geçen seferki gibi değil baya huzurlu bir ortam ben sırtımı bir ağaca yaslamışım. Oğuz da başını bacaklarımın üstüne koymuşuz.
"Çok huzurlu değil mi?" diyorum ben.
"Sen olduğun sürece her yer huzurlu."
"Ya Oğuz şunu yapmaz mısın? Utanıyorum." diyorum hafif kızarak ama bu benim hoşuma da gidiyor hani.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Element Krallığı
Science Fiction81 milyon alem vardır. Biz sadece belli başlı olanları biliriz. Melekler, insanlar, hayvanlar, bitkiler, cinler ve şeytanlar. Peki ya bilmediklerimiz... Normal bir kız olduğunu düşünen Gece'nin macerasına kulak vermeye ne dersiniz? Kapak tasarımı: @...