Medya:Birkan
***
2 Hafta sonra
Derinden ve gürültülü gelen sesi duymazdan gelip sağıma doğru döndüm.Başımı koyduğum yastığa kolumu sıkıca doladım.Tekrar ısrarla çalan telefona lanetler okuduktan sonra kirpiklerimi kırpıştırarak gözlerimi araladım.Uyku sersemi öylece boş boş duvara bakarken kendime gelip çalan telefonumu komididen aldım.Kimin aradığına dahi bakmadan sinirle cevapladım."Kargalar b*kunu yemeden beni neden uyandırıyorsunuz lan?!"
Birkan'ın kahkahası kulaklarıma dolduğunda başımı tekrar sinirle yastığa bıraktım.
"Saat on iki güzelim.Şimdi kalk yataktan,yüzünü yıka.Giyin ve aşağı gel.Arabada seni bekliyorum."
Güzelim dedi,değil mi?
Eridim.
"Oğlum senin benimle derdin ne?Uykum var benim!Cumartesi bugün.Uyuyacağım ben!"
"Sevgilini kapıda bekletmeye utanmıyor musun sen?"
Sevgilim dedi.
Ay utandım.
"Şey,"
"Utandın mı sen?"
"Birkan!"
"Tamam tamam.Çabuk gel,bekliyorum."
Telefonu kapatıp yataktan kalktım.Banyoya girip pancara dönmüş suratımı yıkadım.
Vicdansızın oğlu!
Her fırsatta utandırıyor!
Yaklaşık on dakika sonra anneme söyleyerek evden çıktım.Tabi ki de sevgilim olduğunu bilmiyordular.Söylemeyi de düşünmüyordum açıkcası.Birkan bazı sabahlar okula giderken arabasıyla beni de koyuyordu.
Ne yalan söyleyeyim işime geliyordu bu durum.
Her geldiğinde evden uzak bir yerde durmasını tembihliyorum.Şu an annemlerin öğrenmesini istemem açıkçası.Nezarethaneye girdiğimde laflarından duramamıştım.Bir de sevgilim olduğunu öğrenseler ne olacağını bile tahmin edemiyorum!
İnce kapüşonumun ceplerine ellerimi koydum.Adımlarımı hızlandırıp buluştuğumuz yere geldim.Arabasına yaslanmış gülümseyerek bana bakıyordu.Gülümserken kalp atışlarımın hızlandığını ah bi bilse...Göğsünün altındaki kollarını çözüp bir iki adım yaklaştı.
"Günaydın."
"Günaydın."
Arabanın yan koltuğuna oturduğumda,sürücü koltuğuna da Birkan geçmişti.
"Nereye gideceğiz?"
"Gezilecek çok yer var.İstanbul sonuçta burası."
Kafamı olumlu anlamda yavaş yavaş salladığımda,Birkan çoktan arabayı çalıştırmış ve yola koyulmuştuk.
***
Arabadan indiğimde Birkan önden dolaşıp yanıma geldi.Elimi tuttuğunda yürümeye başladık.Sanırım hâlâ alışamadım şu duruma.Resmen elim karıncalanıyor.Tüm ihtişamıyla karşımızda duruyordu Kız Kulesi.Birkan ellerini pantolonunun ceplerine sokmuş Kız Kulesini izliyordu.Ben ise onu...Bakışlarımı ondan çekip Kız Kulesine çevirdim.
"Sana bir efsane anlatmamı ister misin?"
Kafamı olumlu anlamda salladığımda derin nefes aldı.
"Belki duymuşsundur.Hatta duyduğuna eminim ama bir de benden dinle istedim.Bir yanda Galata Kulesi.Tahminlere göre 507 yılında Romalılar tarafından yapılan kulenin yüksekliği 70 metre. Gecesi ayrı,gündüzü ayrı güzel.Ve karşısında Yunanlılar tarafından İstanbul Boğazı'nın,Salacak Sahili'ne yapılmış güzeller güzeli Kız Kulesi. Gece gündüz her zaman büyüleyici. Bütün aşıklar oturup Salacak Sahili'ne, Kız Kulesi'ni izlemiş yıllar boyu. Kız Kulesi de onları. Her izlediği aşıkta da kendi yalnızlığını hissetmiş. Hissettikçe içine kapanmış.Işıltısını,neşesini kaybetmiş zamanla.Derken bir gün Galata Kulesi yükselmiş tüm ihtişamıyla karşısına.Pek heybetli,pek yakışıklıymış.Birbirlerini görür gözmez aşık olmuşlar. Ama imkansızmış bu aşk aralarında koca bir deniz oldukça,Kız Kulesi günden güne soluyormuş aşkından.Galata Kulesi de kahroluyormuş onu böyle gördükçe ve belki bir gün ulaştırırım diye mektuplar, şiirler yazmış Kız Kulesi'ne. Sonra bir gün Hezarfen Ahmet Çelebi çıkmış Galata Kulesi'ne,Üsküdar'a uçmak için.Galata Kulesi anlatmış aşkını, yazdığı mektupları bu çılgın çelebiye. Hezarfen dayanamamış aşıkların haline, almış hepsini yanına, atlamış kuleden. Ama rüzgarla oradan oraya savrulurken düşürmüş tüm mektupları boğazın serin sularına.Galata Kulesi görünce aşkının denize döküldüğünü ne yapacağını şaşırmış. Yine de anlamış Kız Kulesi bu yakışıklı adamın da ona aşık olduğunu ve başlamış martılarla şarkı söylemeye.Aşklarının karşılıksız olmadığını gören iki kule, günden güne güzelleşip, daha da parlak durmuşlar İstanbul'da. Ve onların efsanevi aşkı,ilham olmuş tüm sevenlere..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli!
Teen Fiction"Sana bir şey söylemiştim,hatırlıyor musun?" Geldik asıl konuya! "Hafızam silindi.Dünden önceki her şeyi unuttum." "Öyle mi?" "Öyle." "Beni nasıl hatırlıyorsun o zaman?" "Sana gıcık olduğumdan unutmamışımdır." "Teveccühünüz hanımefendi.Hiçbir şey hi...