Medya: Arın
Şarkı önerisi: Ali Atay: Eksik bir şey mi var (Levlâ'nın söylediği şarkı)
Keyifli okumalar..
_____________________________________
"Bana neden Mavi Melek diyorsun?"
Neden bu isimle hitap ediyordu bana merak ediyordum. Bu ismi sadece rüyamda duymuştum ve şimdi onun da söylemesi tuhaftı. Maviyi sevsem de her Mavi Melek denildiğinde içimi bir ürperti kaplıyordu. Hem güzel hem de ürpertici.
Sorumla birlikte kaşları hafif çatıldı. Düşünür gibiydi. Gözleri gözlerimle buluştu. Açtığı iki adım mesafeyi kapattı. Şimdi çok yakındık. Bir kaç saniye konuşmadı. Dudaklarını aralayıp konuşacağı sırada ses duymamızla arkamıza döndük.
"Eşyaları yerleştirdik Levlâ." Eylül gözlerini aramızda gezdirdi. Yakınlığımızı fark ettiğimde geri çekildim.
"Tamam canım. Biz de çay içmeyi düşünüyorduk."
"Çok iyi düşünmüşsünüz, valla hayır demem." Bunu diyen Akın'a döndüğümde Barın'la yakınlığımızı fark etmediğini anlayınca sessiz bir nefes verdim. Neyse ki utançtan kızarmadım. Başkalarının yanında böyle yakınlaşmamız utandırırdı beni ancak.
"Hadi Levlâ gel biz çayı yapalım. Siz de keyfinize bakın." Eylül'ün elimden tutup çekiştirmesiyle beni odalardan birine soktu. İki elini beline koyup sorgulayıcı bakışlarını atıyordu bana.
"Anlat!" dediğinde sesi itiraz istemiyordu. Etrafıma bakıp bu durumdan nasıl sıyrılırım diye düşünüyordum. Ama bir çıkış yolu bulamadım.
"Neyi anlatayım Eylül?"
"Canım arkadaşım, yeme beni." Canıma vurgu yapmıştı.
"Bir şey olduğu yok Eylül. Yüzümde bir şey varmış onu aldı." Ne kadar da berbat bir yalan. Kusura bakma iç ses, çok biliyorsan sen bir şey üretseydin. Bir dakika! Ne diyorum ben ya? Bir kendi kendime konuşmadığım kalmıştı.
"Peki. Bu seferlik inandım say." Onun imalı bakışlarından kaçmak için çay makinesinin yanına gittim. Bugün düşüncelerimden boğulmazsam iyidir.
Çaylar hazır olduğunda yanlarına gittik. Aralarında bir şey konuşuyorlardı. Bizi fark ettiklerinde konuşmaya ara verdiler. Servis ettikten sonra diğer iki tabureye oturduk.
"Çay iyi geldi." diyen Akın'dı. "Evet, ellerinize sağlık." dedi Barın ikimize de bakarak.
"Afiyet olsun. Size de teşekkürümüz olsun. Kuru kuruya oldu biraz ama malum daha yeni yerleşiyoruz. " dedim hafif mahcubiyetle.
"Sorun değil. Sonuçta komşuyuz telafi ederiz." Ah bilmez miyim.
"Komşu?" Eylül düşüncelerimi okur gibi sordu.
"Barın size söylemedi mi? " Akın şaşırmıştı. "Barın'ın biraz ileride veteriner kliniği var."
"Ne güzel" dedi Eylül. Neyin bu kadar hoşuna gittiğini anlamamıştım. Sorgulamamayı seçtim.
"Akın sen ne yapıyorsun? Yoksa sende mi veterinersin?" Bu kızın soruları bitmiyordu.
"Hayır, ben yazılım mühendisiyim. Bir şirkette çalışıyorum." Akın'ın bunu söylemesiyle Eylül kafasını anladım dercesine salladı. Biraz daha havadan sudan sohbet ettikten sonra Barınlar kalktı.
" Biz kalkalım artık. Yardım falan gerekirse söylemeniz yeterli."
"Evet, bir sıkıntı olursa yardım ederiz elimizden geldiğince." Dedi Akın Barın'a katılarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ MELEK | Rüyadan kalbe
RomanceRüyadan kalbe düşmek... O yedi saniye , aslında ömrün kalanını oluşturacaktı. Ne kız bunu bilebilirdi, ne de oğlan bu kadar sevdaya bulanacağını... Kader denilen o düğüm, onları çok başka hallere sokacaktı. Bunun adı ne tesadüftü ne de başka bir ş...