Şarkı önerisi: 5SOS-Easier
Keyifli okumalar...
_____________________
Bazen kendini bir olayın içinde bulunursun. Aslında kötü bir şey yapmamışsındır ama kendini açıklayacak cümleleri bulmak zor gelirdi sana. Barın ne ara anneme kendini tanıtıp içeri aldırmıştı, bilmiyordum. Olayları üçüncü bir kişi gibi dışarıdan izliyordum. Sanki ortada bir gösteri vardı ve ben bu oyunun bırak figüranı sadece seyircisiydim.
"Barın oğlum, ne işle meşgulsün?" annem sağ olsun sorularıyla boğazlıyordu çocuğu. Bir de kaşla göz arasında bana çay demletip ikram ettirmişti. Şimdi ise Barın tekli koltukta biz ise karşısındaki ikili kanepeye oturmuş , Barın'ın annemin sorularını cevaplayışını izliyordum.
"Efendim ,ben veterinerim." Annem önce bir süzdü ve can alıcı sorusunu sordu.
"Kendi yerinde mi çalışıyorsun yoksa başkasının yanında mı?" ah be annem nasıl sorulardı bunlar? İstersen diğer ahiret sorularını da sırala!
"Kendi kliniğim var efendim" anneme laf ediyordum ama onun sayesinde yeni bilgiler öğreniyordum. Yalan söylemeyeyim şimdi.
"Pek güzel, pek güzel" annem duydukları ile o kadar mutlu olmuştu ki, bunu yandan gülüşünden -hani o annelerin bilindik' tamam oldu bu iş 'gülüşü- anlamıştım.
Kapının çalmasıyla annemle bakıştık. Bu saatte kim gelirdi ki ? Açmak için yerimden kalktım. Kapıyı açmamla "Baba" diye seslenmem bir oldu. Babamın erken gelmesi beni şaşırtmıştı. Çünkü genelde daha geç gelirdi dükkandan.
"Kızım beni içeri almayacak mısın?" sorusuyla önünde heykel gibi beklediğimi anladım.
"Buyur babacığım" terliklerini giyip içeri girdiğinde birden jetonum düşmüştü. Barın? Ah be anne ah, almıştı içeriye çocuğu babama ne söyleyecektik şimdi? Hızla salona yöneldim.
"Hanım bu genç oğlan kim?" annem lafa girmeden hemen atladım konuşmaya.
"Babacığım Barın, benim sınıfımda gitar dersi alan Arın'ın abisi." Babama baktığımda sinirli bir ifadesi yoktu. Zaten ortada bir şey de yoktu korkulacak ama insan yine de çekiniyordu. Sonuçta eve her gün erkek gelmiyordu. Saçma düşüncelerimden kurtulmaya çalışırken babamın sesini duydum
"Hanım o zaman sofraya bir tabak daha koy misafirimiz için." Annem başını sallayarak "Levlâ gel sofrayı hazırlayalım biz de seninle " demesiyle mutfağa giden annemi takip ettim. Olaylar artık benim seyrimin dışında gerçekleşiyordu. Babam ve Barın içeride yalnız kalmışlardı. Acaba babam Barın'ı sever miydi? Niye, sevmezse üzülür müsün? Bu sefer iç sesime hak verdim. Gerçekten de neden bunları düşünüyordum ki?
"Levlâ , beni duymuyor musun?" anneme döndüm 'ne oldu' derecesine bakıyordum. " Diyorum ki, şu örtüyü al da masaya ser." Annemin direktifiyle örtüyü alıp salondaki masaya serdim. Babam ve Barın' a çaktırmadan baktığımda gayet keyifli sohbet ediyorlardı. Babam genelde öyle herkesle içli dışlı olmazdı. Böyle keyifli durduğuna göre Barın'ı gözü tutmuştu gerçekten.
Annemle sofrayı kurduğumuzda masaya yerleşmiştik. Çorba servisini yaptıktan sonra herkes yemekle meşgul olmuştu. Babam bir yandan çorbasını içerken bir yandan sorularını sıralıyordu.
"Ee delikanlı, ne iş yapıyorsun?" Annem bir babam iki, ne meraklılarmış çocuğun işiyle gücüyle.
"Efendim ben veterinerim. Kendi kliniğim var." Diye cevapladı Barın.
" İyi bakalım. Levlâ ile arkadaş mısınız?" babam bunu sorarak bizim ağzımızı arıyordu.
"Aslında Levlâ benim kardeşim Arın'ın öğretmeni oluyor. Oradan tanışıyoruz." Barın'ın cevabıyla rahatlamıştım. Aslında ondan daha öncesinde nasıl tanıştığımızı anlatsaydım ikimiz içinde iyi olmayabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ MELEK | Rüyadan kalbe
RomanceRüyadan kalbe düşmek... O yedi saniye , aslında ömrün kalanını oluşturacaktı. Ne kız bunu bilebilirdi, ne de oğlan bu kadar sevdaya bulanacağını... Kader denilen o düğüm, onları çok başka hallere sokacaktı. Bunun adı ne tesadüftü ne de başka bir ş...