-27- "Ne olacak halimiz?"

8 0 0
                                    




Bölüm şarkısı: Rosé and Onew-Lucky

***

"Ne oynayalım?" Eylül'ün sorusuna bir ses çıkmadı en başta. Özge her zamanki gibi böyle şeyler sevmediğinden "Ne oyunu ya çocuk muyuz biz?! Oturalım çay içelim işte" diye yanıt verdi.

"Niye öyle diyorsun Özge hemşire, kaybetmekten mi korkuyorsun yoksa?" bunu söyleyen Serkan'dan başkası değildi.

"Ne korkacakmışım canım. Kaybetmekten korkan senin gibi olsun." Özge'de durur mu yapıştırır cevabı. Bazen bu ikili kedi-köpek gibi oluyorlardı. Ama Serkan'ın bu sataşmalarının altında farklı şeyler var gibiydi ama hadi hayırlısı.

"Tamamdır o zaman hemşire hanım. İyi olan kazansın." yandan bir gülüşle Özge'ye göz kırptı. Özge'de kafasını çevirip ilgilenmiyormuş gibi diğer tarafa bakıyordu.

"İyi olan kazansın tabi arkadaşlar ama öncelikle bir oyun mu seçsek?" dedi Akın haklı olarak. Benim içinse fark etmiyordu. Böyle oturup sohbet etsek de olurdu. Aslında tüm bunlar Eylül'ün başının altından geliyordu. Başımdan geçenleri anlattıktan sonra havam değişsin amacıyla böyle bir organizasyon düzenlemişti sağ olsun. Özge ve Eylül'ün evinde biz , Akın, Serkan ve Barın toplanmış oturuyorduk.

"Anlaşıldı kimseden ses çıkmayacak" sıkılmış ifadesinden çıkıp tekrar konuştu Eylül "O zamannnnn hiç itiraz istemiyorum ve 'Sessiz Sinema' oynuyoruz." etrafta gözlerini gezdirdi "O zaman takımları belirleyelim, kızlar erkeklere karşı olsun."

"Mavi Melek şimdiden sizi yeneceğimiz için özür dilerim. Ama yine de iyi şanslar diliyorum centilmen bir bey olarak." yanımda oturmuş ve oyunbaz gülüşüyle bana bakıyordu Barın. Ben bu sözlerin altında kalır mıydım? Tabi ki hayır.

"Oyunu kazandığımızda bunları size ben söyleyeceğim Barın Bey. İyi şanslar, sizin daha çok ihtiyacınız olacak" dedim göz kırparak. İçimdeki savaşçı kızı çıkarmıştı an itibariyle. Sevgilim diye acımak yoktu! Hatta gaza gelip "Ben başlamak istiyorum" dedim. Erkekler aralarında konuşup bir film seçtikten sonra Serkan'ın kulağıma "Titanic" demesiyle sürem başladı.

Baş parmağımı yukarı yönde gösterdim.

Özge ve Eylül "Yabancı"dediler.

Elimle bir yapıp gösterdim.

Özge ve Eylül yine aynı anda "Bir kelime" dediler. Yüzüyormuş gibi hareketler yaptım.

Özge "yüzüyorsun" dedi hemen.

Eylül ise "Denizle ilgili bir şey mi?" sorusuna yaklaştın gibi hareket gösterdim. Sonra boğuluyormuş gibi hareketler yaptım.

Eylül "Ölüyorsun"deyince kafamı olumsuz salladım.

Özge "Boğuluyorsun" Olumlu anlamda kafamı salladım. Sonra filmdeki farklı bir sahneyi göstermek için resim çiziyormuş gibi yaptım.

Akın "10 saniyeniz kaldı" deyince panikledim. Karşısındaki bir kızı çizen bir adamı göstermeye çalıştım.

Eylül "Buldum buldum" dedikten sonra Özge ile ikisi aynı anda "Titanic" dedi. Kızlarla yerimizde duramadık ve sarılıp zıpladık. İlk sayıyı biz almıştık.

Barın'ın "Şanslıydınız, son saniyelerde bildiniz." demesiyle ona baktım. "Sizi de göreceğiz bakalım" diye lafı benden önce söyledi Özge.

"Durun bakalım Özge Hanım, sizin sıranız gelmedi. O zaman konuşun bence" Serkan Özge'ye laf söylemek için bunu da kaçırmadı tabi ki. 

Eylül ortamı sakinleştirmek için araya girdi. "Evet beyler şimdi sıra sizde. Şimdi siz gösterin hünerlerinizi."

Serkan ayağa kalkıp ortaya geçti. Ortak kararla belirlediğimiz filmi Eylül kulağına söylemesiyle süresi başladı. 

MAVİ MELEK | Rüyadan kalbeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin