Şarkı: Andy Kong- Wildfire
Uzun bir aradan sonra, keyifli okumalar...
_______________
Güzel anlar, en kısa süren anlarmış gibi gelir. Aslında kısa değildir. Fakat o an öyle güzeldir ki, hiç bitmesin isteriz. Doyamayız o anlara. Zaman dursa ve onda kalsak, diye düşünürüz. Peki o anlar hep sürse, bir anlamı kalır mıydı? Güzeli güzel kılan, acılardan sonra gelmesidir. O acıyı yaşamadan güzelliği tatsaydık, bütün parıltısı gitmez miydi?
Ne ara otomata basıp yukarı çıktım bilmiyordum. Bedenim hareket ediyordu ama ruhum orada kalmıştı. Onunla.
"Levlâ, ne bu halin Eylül'ün tiz sesi apartmanın içini doldurdu. "Öptü" diye geçirdim içimden.
"Öptü mü, kim?" içimden geçirememişim meğerse. Hemen itiraz ettim.
"Yok canım öyle bir şey" yüzümü görmesin diye kaçtım. Zira kızarmış suratımı gördüğünde, inandırmak zor olacaktı. Salonda Özge'yi alçılı bacağıyla görünce , istemeden bağırdım.
"Özge , ne oldu sana?"
"Levlâ , kim öptü seni? Anlatsana ya!"
"Ne! Kim öpmüş?" Meraklılar kervanına Özge de eklendi. Buyurun cenaze namazıma.
"Şu an önemli olan bu değil." Özge'ye dönüp "Ne oldu bacağına?" diye sormamla kaşları çatıldı.
"Her şey o, öküz yüzünden oldu! "
"Hangi öküz? Ne diyorsunuz, hiçbir şey anlamıyorum!" isyanla söylendim. Eylül koltuğa yönlendirip, kendiyle beraber oturttu. Kocaman açılmış gözlerim 'anlat artık!' diye bağırıyordu. Mesajımı almış olmalılar ki, aralarında bakışma geçti. Özge 'ben karışmam' ifadesinde omuz silkti. Eylül nefes verip, konuşmaya başladı.
"Geçen yemekte tanıştığımız Serkan var ya" devam et dercesine kafamı salladım. Ne alakaydı şimdi Serkan?
"İşte o Özge'nin çalıştığı hastanede, Özge'ye sulanan bir hastanın yakınına yumruk atmış. Sonra kavga falan olmuş ama Levlâ bir görsen, Serkan çocuğu nasıl morartmış" kendini tutamayıp kıkırdadı.
"Eylül" diye uyardı Özge. Kısaca 'kes artık şunu' diyordu.
"Tamam tamam" dedikten sonra devamını anlattı. "Sonra Serkan bir sinirle çıkmış. Tabi bizimki de arkasından. Yetişeyim derken de son üç basamakta merdivenlerden takılıp düşmüş. Sonra ben hastaneye geldiğimde Serkan bunu kucağına almış acile götürüyordu."
"İnanamıyorum. Bunları sana Özge anlatmadı, değil mi?"
"Bizim ketum anlatır mı hiç"
"Ben de buradayım ama!" isyanla söylendi Özge. Eylül onu umursamayıp devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ MELEK | Rüyadan kalbe
RomanceRüyadan kalbe düşmek... O yedi saniye , aslında ömrün kalanını oluşturacaktı. Ne kız bunu bilebilirdi, ne de oğlan bu kadar sevdaya bulanacağını... Kader denilen o düğüm, onları çok başka hallere sokacaktı. Bunun adı ne tesadüftü ne de başka bir ş...