4.5

2.8K 203 9
                                    


Zilin çalmasıyla elimdeki  optik formu son kez kontrol edip hocaya verdim. Ardından sırama dönüp Çiğdem'in elindeki cevap anahtarından kontrol etmeye başladım.

Sonuç iyiydi.  Giderek daha da fazla netim çıkıyordu ve sınava bu kadar az kalmışken oldukça güzel bir durumdu.

"Doğa."

Kafamı sınav kitapçığından kaldırıp Deniz'e baktım.

"Uzun teneffüs, konuşalım mı?"

Kafamı sallayıp sıradan kalkarak arkasından ilerledim.

Heyecanlıydım, çünkü ilk defa Deniz kendini bana  tam anlamıyla açacaktı. İlk defa aramızda hiçbir duvar kalmayacaktı. Bu gün tarihe geçecekti.

Bahçedeki  boş banklardan birine geçtik. Bir süre konuşmasını bekledim. Fakat bu süre boyunca ellerine bakıp hiçbir şey demedi. Onu zorlamak istemiyordum ama zamanımız kısıtlıydı.

"Deniz, bak istemiyorsan-"

"4 yaşımdaydım. Babam gittiğinde."

Söze başlamasıyla yürek verircesine ona baktım.

"14 Aralık Cuma gecesi kimseye duyurmadan çıkmıştı evden. Bir kapı sesi duymuştum uyurken. Çocuktum, rüya sandım aldırmadım. Keşke kalkıp yanına gitseydim. Belki ikna olurdu, belki gitmezdi. Ne bileyim işte, bir ihtimal vazgeçerdi. O zamandan beri hep bunu düşünürüm."

Gözlerinin dolmasıyla elimle saçlarını okşamaya başladım.

"Ertesi sabah babamın dolabı boştu. Tüm eşyaları gitmişti. Anneme sorduğumda hiçbir şey demedi. Sanki gideceğini önceden biliyormuş gibi. Belki de biliyordu.  O gün ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadım. Ve akşama kadar babamın eve gelmesini bekledim. Saatlerce. Ama gelmedi.  14 yıldır  hala ortada yok. "

Dizlerime yatması için elimle dizlerime hafifçe vurdum. Ne demek istediğimi anlayıp bir şey demeden kafasını dizlerime koydu. Ben de saçlarıyla oynamaya devam ettim.

"Sonra bir gün annem - 6 yaşıma gelmiştim- eve bir adamla geldi. Onunla evlenmek istediğini söyledi ve benden izin istedi. Ona izin verdim çünkü annemi çok seviyordum. Onun mutluluğu benim için çok önemliydi. Bana hiçbir zaman kötü davranmadı. Hep benimle ilgilendi. Böylece üvey bir babam olmuş oldu. Başta her şey çok iyiydi. Bana gayet iyi davranıyordu. Onu babam olarak görmesem de değer vermiştim bir kere. Sonra  bir kız kardeşim olacağını öğrendim. Çok mutlu olmuştum çünkü artık mutluluğumu ve üzüntümü paylaşacak biri olacaktı. Hevesle doğmasını bekledim. Fakat sonra öğrendim ki annemin hamileliği çok riskliymiş. Bebeği ya da onu doğumda kaybedebilirmişiz. Ama annem buna rağmen bebeği aldırmak yerine doğurmayı seçti. Çünkü onun canına kıyamazdı. Biliyordum annemi. Tahmin ettiğin üzere doğumda annemi kaybettik. Yıkılmıştım çünkü artık ne gerçek bir annem ne de babam vardı. O yüzden üvey babama sığındım. Onun için de zordu her şey.  Küçük bir bebek ve 5 yaşındaki bir oğlanla bir başına kaldı bir anda. Kız kardeşimi büyütmek için çok çabaladı. Ve bu süreç içerisinde benimle pek ilgilenemedi. Hak vermiyor değilim. Ama bir anda görünmez olmuştum sanki. Ona gösterdiği ilginin onda birini bile göstermiyordu bana. Bir gün okul çıkışı her zamanki gibi beni almasını bekledim ama gelmedi. O gün eve nasıl gideceğimi bilmediğimden kaybolmuştum. Bir teyze beni bulup eve gitmeme yardım etmişti. Ona neden beni almadığını soramadım. O günden beri beni hiç umursamaz. Kötü de davranmaz ama kızına çok yaklaşmamdan hoşlanmıyor. Bu yüzden on sekizime girdiğimden beri çalışıyorum ve ayrı bir evde yaşıyorum. Üvey babam da arada bir para falan gönderiyor o kadar."

Söylediklerinin bitmesiyle bir süre daha oturduk. Sandığımdan daha kötüydü. Onu kimse istememişti. Yalnızdı. Gerçek bir annesi ve babası yoktu. Bir kız kardeşi kalmıştı,  onunla da çok görüşemiyordu.

"Adı ne?"

"Kimin?"

"Kız kardeşinin."

Gülümsedi.

"Kumsal, annem koymuştu. Benimkiyle uyumlu olsun diye."

Ben de gülümsedim.

"Şu dünyada mutluluğu en çok hak eden insanlardan birisin Deniz. İnan bana."

Anonim&iddiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin