Telefonu sert bir şekilde masaya bıraktım. Cevap vermemişti. Ya da verememişti. Ne olursa olsun, bu sefer kararlıydım. Sinirlenip sinirlenmemesi de umrumda değildi.
Bu işi öğleden önce yapmıştım çünkü öğle arasında yine oraya gideceğini biliyordum. Bana kedicik demişti, bu yüzden de "Kediler güzeldir" yazmıştım. Her şey planlıydı. En ince ayrıntısına kadar düşünmüştüm. Onun için Çiğdem'i bile ekmiş, Gizem ablaya yalan söyleyerek resmen okuldan kaçmıştım. Kızması gereken tek kişi o değildi. Tamam, onu rahatsız edip bir psikopat gibi takip etmiş olabilirdim. Ama bu kadar soğuk davranmasaydı böyle olmayacaktı. Bıkmıştım artık.
Sinirle Çiğdem' e döndüm. "Ya resmen bana hesap soruyor çocuk. Şaka gibi."
"Doğa, sakin olsana. Tabiki de hesap soracak. Ne yapmasını bekliyordun?"
Haklıydı, ne yapmasını bekliyordum ki? Eskisi gibi davranmaktan vazgeçeceğini mi? Bir an yüzüm düştü. Hesap soracaktı tabi. Ama en azından bundan sonra beni ciddiye alacaktı. Yani umarım.
Dersler bitince Çiğdem ile toplanıp çıkmaya hazırlandık. Bugün oldukça yorucuydu. Kafam da çok karışmıştı. Eve gidip yatağımdan tavanla bakışarak kendimi sorgulayacaktım. Şu an yapmak istediğim tek şey buydu.Koridorda yürürken kafam hala düşünmekle meşguldü. Ayrıca burası beni daraltmıştı. Bir sürü öğrenci vardı. Bakışlarımı öylece insanların üzerinde gezdirirken aniden parlak mavi gözlerle karşılaştım. İki saniye baktıktan sonra yanımdan geçip gittiğinde aniden durdum. Yavaşça arkamı döndüm. Çiğdem sorar gözlerle bakarken kafam yeni basmıştı. Onu görmüştüm. Deniz ile göz göze gelmiştim. Her zamanki gibi kapşonunu yine takmıştı . Ama bu sefer kafası eğik değildi. Dik duruyordu. Ben, onu gerçekten de görmüştüm. Ama kafam o kadar karışıktı ki yüzünü hatırlayamıyordum. Aklımda sadece o mavi gözleri kalmıştı. O olduğunu bile anlayamamıştım çünkü burası kalabalıktı. Herhangi bir insanla göz göze gelmeniz çok normaldi. Onu görünce de dikkat etmemiş, önemsememiştim. Öylece biri olduğunu düşünmüştüm. Berbat hissediyordum.
"Doğa, ne oluyo be!"
Gözlerimi Deniz'in sırtından çekmeden, çıldırmakta olan Çiğdem'e donuk bir şekilde cevap verdim. Hala şoktaydım.
"Deniz'i gördüm."
"Ee yani?"
"Mavi gözleri vardı."
"Bir dakika, yüzünü mü gördün?"
"Sadece gözlerini."
"O nasıl oluyo be?"
"Ya bir an göz göze geldim işte. Yüzüne dikkat etmedim. Sadece gözlerini gördüm."
"Tamam hadi gidelim artık geç kalacağız."
Kafamı sallayarak onayladım ve yürümeye başladım. Aklımda hâlâ Deniz'in o güzel mavi gözleri vardı.
●●●
"Doğa!"
Küçük kardeşim Eren'in aniden odaya dalmasıyla sıçrayarak tavanla olan bakışmamızı bozdum.
"Doğa değil, abla diyeceksin. Ablanım ben senin."
"Her neyse Doğa annem hazırlanmanı söyledi. Dışarıya çıkacakmışız"
Dediklerimi dikkate almadan havalı bir şekilde kapıyı çarparak gitti. Küçük kardeşime bile artistlik taslayamıyordum. Eşek sıpası, karizmasından geçilmiyordu.
Oflayarak yataktan kalktım. Dışarıya çıkmak istemiyordum. Az önce yemek yemiştik. Yani şişmiştim. Ayrıca bugün cumaydı ve ben tatil bitene kadar odamdan çıkmamayı düşünüyordum. Bütün planlarım bozulmuştu.
Dolabımdan siyah pantolonumu ve koyu gri kazağımı çıkardım. Üstümü giyindikten sonra saçlarımı taradım. Saatimi de taktıktan sonra masamdaki kedili bereye baktım. Takmakta kararsız kalırken vazgeçtim. Canım istemiyordu.
Odamdan çıkıp bizimkilerin yanına gittim. Siyah botlarımı ve lacivert montumu giydikten sonra hep birlikte arabaya bindik. Bir an önce eve geri dönmek istiyordum.
●●●
Geldiğimiz yer büyük bir kafeydi. Güzel görünüyordu. Sadece biraz kalabalıktı. Buraya daha önce hiç gelmemiştik. Anlaşılan babam yeni bir yer keşfetmişti.
Duvar kenarında bir masaya doğru ilerledik. Tam duvar tarafına geçecek iken Eren benden önce davranıp orayı kaptı. Gözlerimi devirerek yanına oturdum. Şu an onunla hiç tartışamazdım.
Ellerimi masaya dayamış bir şekilde etrafı incelemeye başladım. Duvarlarda birkaç güzel manzara resmi vardı ve her yere ışıklandırma yapılmıştı. Bu sayede içerisi oldukça ferahtı. Ayrıca masa ve sandalyelerde pastel renkler kullanılmıştı. Bana kalırsa modern ve tarz görünüyordu. Buraya gelen insanlar da zengin tiplerdi. Sanırım biraz pahalı bir mekandı.
O sırada gözüme bir çocuk takıldı. Aceleyle mutfak kısmına doğru ilerliyordu. Arkası dönüktü, ama üstündeki ceket ve çanta tanıdık gelmişti. Ama hatırlayamıyordum.
İki saat boyunca çocuğu incelediğimi fark edince kafamı çevirdim. Mutfağa girmişti zaten. İstesemde göremezdim.Annemler konuşmaya dalmışken sıkılıp Eren'e döndüm. O da benim gibi sıkılmış, suratsız bir şekilde oturuyordu. Onunla uzun zamandır normal bir şekilde konuşmuyordum. Biraz neşesini yerine getirmeye karar verdim.
"Eren, sıkıldın mı?"
"Eğer yüzümdeki ifadeyi görebiliyorsan sıkılmış olduğumu da anlayabilirsin"
Sürekli olarak gıcık gıcık cevaplar veriyordu. Ama bana kalırsa bu durum oldukça komikti. Konuşurken bilmiş bir ifadesi vardı ve her zaman ciddiydi. Derslerine çok önem verir, oyun oynamayı pek sevmezdi. Garip bir çocuktu. Yinede onu çok seviyordum.
Ellerimle tombul yanaklarını sıkmaya başladım. Yüzünü buruşturarak bana baktı. O anki ifadesi o kadar komikti ki kahkaha atmaktan kendimi alıkoyamadım. Bütün mekan benim sesimle inlerken annemle babam bile konuşmayı kesmiş bize bakıyordu. Üzerimdeki bakışlardan utanarak sustum. Rezil olmuştum.
Bir garson yanımıza gelip siparişleri alınca lavaboya gideceğimi söyleyerek yerimden kalktım. Bunalmıştım.
İçerisi temiz ve güzeldi. Ayrıca parfüm kokuyordu. Aynanın karşısına geçip elimi yüzümü yıkadım. Kağıt havluyla iyice kuruladıktan sonra çıktım. Biraz rahatlamıştım.
Bizimkilerin yanına ilerlerken masanın başında bir garsonun siparişlerimizi getirdiğini gördüm. İşini bitirince arkasını döndü ve yüzünü görmeme izin verdi. Tanıdık mavi gözler önümde belirirken sonunda yüzünü hatırlayabilmiştim.
Beyaz tenliydi. Kemikli bir çene yapısı vardı ve güzel görünüyordu. Saçları ise koyu renkliydi. O, gerçekten de çok yakışıklıydı.
Düşündüğüm şeyden emin olmak için yakasındaki karta baktım. "Deniz"
Önümdeki kişi kesinlikle buzdolabından başkası değildi. Ve ben bu sefer gerçekten de şoktaydım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim&iddia
Historia CortaAnonim: Aman be ne yaparsan yap!! Bu kullanıcıya mesaj gönderemezsiniz. Anonim: Keyfimizden yazıyoruz sanki! Bu kullanıcıya mesaj gönderemezsiniz. Anonim: Ben de meraklı değilim sana! Bu kullanıcıya mesaj gönderemezsiniz. Anonim: Sırf boktan bir...