1.0

9.8K 536 93
                                    

Saçlarımı elimle düzeltip siyah beremi ve boyunluğumu taktıktan sonra evden çıktım. Hava soğuktu ve yağmur yağabilirdi. Montumun fermuarını boğazıma kadar çektim. Üşümüştüm.

Soğuk demişken, buzdolabının son mesajından sonra cevap vermemiştim. Yani verememiştim.
Utanmıştım. Diyecek bir şey bulamamıştım ve  en kötüsü  azıcık da olsa kırılmıştım ona. Üstelik hayatımda hiçbir role sahip değilken, herhangi bir önemi olmazken...

Böyle birini umursamamam gerekirdi ve genelde de öyle yapardım. Ama çocuk bir gün benle dalga geçiyor, bir gün bana umursamaz davranıyordu. Dengesiz herif! Bütün dengemi altüst etmişti. Kırılmamak elde değildi. Yinede ona olan öfkem çok daha ağır basıyordu. Beni kırdığı için ona çok öfkeliydim.

Ama aslında çocuk haklıydı. Lanet olsun ki haklıydı. Size anonimden yazan birini neden umursayasınız ki? Ayrıca o bir buzdolabıydı. Bu kadar soğuk davranması beni gerçekten de zorluyordu.

Bu sebeple yaklaşık bir hafta ona mesaj atmayacaktım. Bu süre içerisinde de onu takip etmeye karar vermiştim. Bu sefer öğrenip öğrenmemesi de umrumda değildi. Artık yapacak hiçbir şey kalmamıştı. Bir şekilde ona ulaşmalıydım. Bu kadar soğuk davranma sebebini ve  okul dışındaki hayatını öğrenmem gerekiyordu. Yoksa ilerleme falan kaydedemeyecektim.

İlk olarak teneffüslerden başlayacaktım. Her teneffüs kayboluyordu ve nereye gittiğini görmem lazımdı.

Ayrıca bugün baştan aşağı siyah giyinmiştim. Bu sayede gizlenmek daha kolay olacaktı. Tamam yalan yok, sadece biraz havaya girmiştim işte. Sonuçta her gün gizli takipçilik  yapmıyorduk değil mi?

Kapının önünde Çiğdem'i gördüğümde koşarak yanına ilerledim. Düşünmeyi sonraya bırakmalıydım.
Beni kolumdan tuttuğu gibi kenardaki banka çekti. Beklenti  içinde yüzüme bakmaya başladı. Dünki olayı ve verdiğim bu kararı ona söylememiştim. Söylemeden de bırakmayacaktı benim meraklı arkadaşım. Bu yüzden hızlıca anlatmaya başladım.

                               ●●●

Çiğdem ile konuştuktan sonra şaşırtıcı bir şekilde benimle hiç dalga geçmemiş hatta verdiğim kararın arkasında durmuştu. Ciddi ciddi onu takip etmemi söylemişti. Kendisi de merak ediyordu zaten.

İlk ders bittikten sonra Çiğdem'i sınıfta bırakmış, koridorda buzdolabının sınıftan çıkmasını bekliyordum. Ama sanırım biraz geç kalmıştım. Çünkü yaklaşık beş dakika olmuştu ama çocuk hala ortada yoktu. Erkenden çıkıp gitmişti işte. Kaçırmıştım. Bir dahaki tenneffüs için beklemeliydim. Bugün bu iş bitecekti.

       ●●●

Yaklaşık olarak bir buçuk dakika sonra öğle arasına girecektik. Yalnızca bir buçuk dakika.
Ama bu  süre hepimize  geçmek bilmeyen bir asır gibi geliyordu.
Tarih dersindeydik. Ve tarih dersine Mukaddes hoca giriyordu. Kadın tam bir felaketti.
Ciddi anlamda yüzünü hiç oynatmadan bayık bayık konuşuyordu ve bu çok sinir bozucuydu. Ders boyunca oturarak onun düz ve ifadesiz sesini dinliyordunuz. Bir süre sonra sıkıcılaşmaya başlıyordu ve daha fazla bu işkenceye    katlanamıyordunuz.  Artık çıldırma noktasına geliyordunuz ve işte o zaman, o bir buçuk dakika size bir asır gibi gelmeye başlıyordu.
Sınıftan çıt çıkmıyordu bile. Anlaşılan herkesin benim gibi içi bayılmıştı ve bir an önce zilin çalmasını bekliyorlardı. Fakat ben sıkıntıdan çok, gergindim. İlk teneffüsten sonra  buzdolabını hiçbir şekilde bulamamıştım. Ve sabah onu bir kere görmüştüm. Gelmemiş olması imkansızdı. Yani okuldaydı ama ben sürekli olarak kaçırıyordum. Öğle arası en büyük şansımdı. Uzun sürüyordu ve bu işimi kolaylaştıracaktı.

Anonim&iddiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin