Ali haykırdı "ben herkesi gözden çıkardım ara kardeşini lan ara""Burdayım bırak kızı"
Uygarın sesiyle bütün gözler ona odaklanmıştı.
İşte karşısındaydı can evinden vuran kişi. Karşısında duruyordu nişanlı bacısına el uzatan' namusunu iki paralık eden adam...
Ali belindeki diğer silahı çıkarıp Uygara doğrulttu. Hazan yaşlı gözlerini kardeşine kenetlemişti bakışlarında acıdan çok öfke vardı Uygar Ablasına yaklaşmak için harekete geçince Ali "sakın' sakın bir adım daha atayım deme"diye haykırdı
Uygar sinirden titryen yumruklarını sıkıyordu' öfkeli bakışlarını yerdeki ablasına çevirdi. Ablasını daha önce hiç ağlayarak görmemişti. Hazan herşeyin üstesinden gelebilecek kadar güçlü bir kızdı' ama şimdi bütün dünyası başına yıkılmıştı o yüzdendi dinmek bilmeyen gözyaşları.
Uygar hiç bir şey düşünememişti o an sadece kendisine lanet ediyordu.
Hep aynı cümle vardı dilinde "keşke' keşke aşkımdan ölseydim de kaçırmasaydım Evin'i" düşüncelerinden sıyrılıp
hızla hareket ederek Ablasına yöneldi Alinin elindeki silah Uygarı zerre korkutmuyordu aksine Hazanın başına dayalı olan silahı gördükçe daha çok öfkeleniyordu.Serhat'ta Ali gibi Uygarın canını almak istiyordu kanını içse içi soğumazdı ta'ki Alinin kızı kapıdan sürükleyerek getirdiğini görene kadar.
Kızın yüzüne bakamıyordu Serhat. içindeki korku büyüdükçe büyüyordu. Adeta dünyası başına yıkılmıştı.
Aylar önce sadece bir kez görmüştü Abisinin sürükleyerek getirdiği kızı.
Ömründe bir kez gördüğü o kız Serhatın gecesi gündüzü hatta tüm dünyası olmuştu.Abisinin zorla kaçırdığı kız Sevdiği olamazdı. Bir an düşündü Serhat sevdiği kıza nasıl "yenge" diyecekti. Onu Abisinin yanında görmeye yüreği dayanırmıydı? Hayelleriyle yaşadışı sevdiceği yüreğine helal kabul ettiği ona harammı olacaktı...
Uygar Hazana doğru yürürken
Ali Hazanı yerden kaldırıp hızla silahı tekrar başına dayadı o an Serhatla Hazan göz göze geldi.Dünya dönmeyi unutmuştu sanki. Serhat göz göze geldiği kıza dikkatle bakıp tanımaya çalışıyordu.
Serhatın aşkı' tutulduğu kızın gözleri deniz gibi maviydi ama bu kızın gözleri mavi değil kahverengiydi.
Dudaklarıda daha önce gördüğü kızın dudaklarından daha inceydi. Serhat tanımakta zorlansada kısa sürede kendini toparladı bu kız sevdiği olsaydı bakışlarından tanırdı.
Bu gözler bu bakışlar sevdiğine ait değildi...Sesler yükselince Serhat kendine gelip toparlandı.
Konağın kapısında Yusuf Ağa belirdi iki el ateş edip dikkatleri üstüne çekmeyi başarmıştı.
Ayakta zar zor duran Yusuf ağa bastonundan destek alarak avlunun ortasına doğru ilerleyip Alinin karşısında durdu.
Sert bakışlarını Aliye yöneltip konuşmaya başladı "sen kim oluyorsunda benim torunumu zorla kaçırıp buralara getiriyorsun"
Alinin Cevap vermesine fırsat vermeden Babası Celal Ağa Yusuf Ağanın karşısında durdu
"bu soruyu kendi torununa sordun mu Yusuf Ağa. Benim namusuma el uzatan senin torunundur.
İstanbulda büyüdüğü için torunun törelerimizi bilmez. Sende bilmez gibi konuşma' Burda hesap soracak biri varsa oda benim.
hüküm bellidir ya Torununla kızımın canını alacağız yada bu torununu oğluma vereceksin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL (TAMAMLANDI)
General Fiction"madem o aşiretten bu eve kız girmesini istemiyorsun ozaman git bacınla Yusuf ağanın torununu öldür" Babasıda en az Serhat kadar bağırmıştı Serhat öfkeyle merdivenlerden çıkarken Babası arkasından seslendi "Yusuf ağayla konuştum yarın akşam nişan t...