Bölüm.6

26.2K 911 48
                                    

Bedri tepe'ye vardığında Serhat onu bekliyordu

Serhat ellerini cebine koymuş manzarayı izliyordu arabanın fren sesini duyunca dönüp arkasına baktı.

Bedri ona yaklaşırken elini cebinden çıkarıp Bedri'ye uzattı tokalaşırken "hayırdır"dedi

Bedri lafı uzatmadan hemen konuya girdi "Serhat Hazal seninle evlenmek istemiyor kardeşim.  Dedem onu zorluyor ama kızın hali perişan. Seninde sevdiğin var. Bu durumdan bizi ancak sen kurtarırsın sen Hazalı istemediğini söylersen belki vazgeçerler kardeşim. Bu evliliği kabul edip ikinizide yakma"

Serhat beynine balyoz yemişti sanki donup kalmıştı. öylece Bedri'nin yüzüne bakıyordu.

Bedri bilmiyordu Serhatın kuzeni için yanıp tutuştuğunu bilseydi böyle konuşurmuydu?

Bir an söylemek istedi sevdiğinin Hazal olduğunu. Ama söyleyemedi.
Hazal onu istememişti.
Zorlamanın ne anlamı vardıki?

Serhat zorlukla konuştu
"Ben' ben Babamla konuşurum. Elimden geleni yaparım"

"Eyvallah" kardeşim diyip Bedri Serhata sarılmıştı.

Serhat eve varır varmaz Babasının karşısına geçti.

"Baba ben o kızı istemiyorum" derken sözler  boğazında düğümlenmişti.

Babası hışımla ayağa kalktı.

"Sen ne dediğinin farkındamısın oğlum? Yusuf ağa torununu sana vermeyi kabul etti. Eğer evlenmeyi sen kabul etmezsen Abine alırım kızı"

sinirden Serhatın elleri ayakları titriyordu. Kan beybine sıçramıştı.

"O kızı ne bana nede oğluna almayacaksın Baba!"

Serhat öyle bir bağırmıştıki konaktaki çalışanlar bile mutfaktan çıkmış onlara bakıyordu.

"madem o aşiretten bu eve kız girmesini istemiyorsun ozaman git bacınla Yusuf ağanın torununu öldür"
Babasıda en az Serhat kadar bağırmıştı

Serhat öfkeyle merdivenlerden çıkarken Babası arkasından seslendi

"Yusuf ağayla konuştum yarın akşam nişan takılacak"

Serhat odasına girip kapıyı sertçe kapattı. öyle öfkeliydiki kızgın boğa gibi nefes alıp veriyordu.

Kimeydi bu öfke? Bu kızgınlık?

Babasına mı yoksa onu istemeyen Hazalamı? Serhat alt üst olmuştu.
Odada ne varsa paramparça etmişti. kırıp dökmüştü ama yinede sakinleşememişti kalbine var gücüyle yumruğunu vurup
"çıkar onu burdan Allahım bu acıya dayanamıyorum"diye haykırdı...
Dizlerinin üstüne çöküp sakinleşmeye çalıştı ama olmuyordu.

Kapı açılınca içeriye Ali girdi odada kısa süre göz gezdirip Serhatın yanına yaklaştı elini omuzuna atıp

"Neyin var Aslanım senin"dedi
Ses tonunda endişe vardı Alinin

Serhat nefesini düzenlemeye çalışarak "herşey üst üste geldi sinirlerim bozuldu" diyip Abisini geçiştirdi.

Dili varmıyordu Hazalı sevdiğini söylemeye. Hem söylese ne olacaktı?
Herkes "sevdiğini alıyorsun sevinmen gerek"diyip dururdu. Bu yüzden Serhat içine gömüyordu herşeyi.

Kara kutu gibiydi kimseye bir şeyini kolay kolay anlatmaz. Nasihat dinlemeyi sevmezdi. Doğru bildiğini yapardı hep...

****

Bedri eve gelince ev halkı salonda çay içiyordu ama ortam gergindi.
Hazal yine odaya kapatmıştı kendini.

Bedri kapıdan girince selam verip oturacakken Dedesi "neredeydin?" diye sordu.

BEDEL (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin