Bölüm.16

18.6K 698 28
                                    

Serhat gelince Hazal arabaya bindi.
Serhat ne oldu demeye kalmadan Hazal ailesine olan sinirini Serhattan çıkarmaya başlamıştı bile.

"Ben senin kölen olmayacağım tamammı? sakın böyle hayaller kurma çünkü daha beni tanımıyorsun. yemin ederim beni aldığına hepinizi pişman ederim' o evi sana cehennem ederim" Serhat şaşkınca Hazala bakıyordu. Onun yanında olması Allahın bir lutfuyken Hazal kölelikten bahsediyordu. Sakin ses tonuyla konuştu Serhat.

"Önce sakin ol. Sessiz bir yere gidip konuşalım"

Hazal başıyla onaylayınca Serhat arabayı çalıştırdı ve her zaman gittiği tepeye doğru sürdü arabayı.

Tepeye varınca ikiside indi arabadan hazal biraz ilerleyip etrafa baktı adeta bütün şehir ayakları altındaydı. Işıl ışıl parlıyordu rengarank ışıklar muazzam bir görüntüydü bu...

Hazalın arkasında duran Serhat şehrin muhteşem görüntüsünü izlerken Sevdiğinin saçlarını savuruyordu rüzgar. Serhat olduğu yerde öylece durdu ve  gözlerini kapatıp sevdiğinin kokusunu içine çekti. Ciğerlerinde hissettiği koku Serhatın başını döndürüyordu.

Hayal gibiydi  Serhatın yaşadığı bu an' kalbinin sahibi onu yakıp kavuran sevdiceği bir nefes kadar yakınındaydı biricik masum meleği. İlk defa kokusunu içine doyasıya çekiyordu. Zamanı durdurmak mümkün olsaydı işte tam şu an Serhat zamanı durdurmak isterdi...

Bir anda Hazal Serhata dönünce Serhat afalladı ve aynı anda gözlerini açtı birşey belli etmemeye çalışarak.

"Evlenmemize karar verildi ve biz evlendikten sonra ne yapacağımız hakkında hiç konuşmadık"dedi sert ses tonuyla başı dik doğruca Serhatın gözlerine bakıyordu.

Serhat hafif gülümseyerek "daha önce azda olsa konuşmuştuk"dedi kastettiği  İstanbulda olan konuşmalarıydı ve Hazala verdiği sözdü

Hazal gözlerini Serhatın gözlerinden ayırmadan konuştu. "Bak açık konuşmak istiyorum lafı dolandırmayı sevmem tamammı.
Ben kimsenin kölesi değilim asla olmayacağım! Evlendikten sonra normal hayatıma devam etmek istiyorum ama dedem yıllardır emek verdiğim şirketi bırakıp tamamen İstanbulla bağımı koparmamı istiyor.
Ben buradan işleri yöneteceğim ve gerektiği zaman İstanbula gideceğim. Evlenmeyi kabul ettiğim gibi vazgeçmesinide bilirim ama benim tek istediğim Uygarın hayatta kalması. sende benimle aynı fikirdesin biliyorum. Sevdiğinden vazgeçip benimle evlenmek zorunda kaldın kardeşine kıymamak için. Birbirimizi kırmadan üzmeden bu evliliği yürüte bilmemiz için bana verdiğin sözü tutman gerekiyor. Ben seninle evleneceğim ve işime devam edeceğim. Ailen Annen Baban ve o nefret ettiğim Abin bana karışmayacak. Bana haksızlık saygısızlık yapılırsa sonuna kadar hakkımı savunurum kendimi ezdirmem ne sana nede Ailene. Ben hiçbir şekilde Ailene saygısızlık etmem seni küçük düşürecek bir şey yapmam aynı şeyleri Ailende yapmak zorunda. Ben evlenmeyi kabul ederek yeterince fedakar davrandığımı düşünüyorum. geleceğimle ilgili kararları yine ben alacağım. Şimdi bana verdiğin sözü tutacakmısın? Yoksa evlenmeden güvenimimi sarsacaksın?"

Hazal konuşması bitene kadar gözlerini Serhatın gözlerinden ayırmamıştı.

Serhat biraz durdu ve başını hafif önüne eğip düşündü. Hazala söz verdiği zaman işle ilgili bir konu yoktu ve o gün Hazal bunlardan bahsetmemişti. Hoş bahsetseydi bile Serhat asla onu kıramazdı ve yine kabul ederdi. Tek sorun Serhatın Babası bu işe ne tepki verecekti. Büyük ihtimalle kızıp karşı çıkacaktı ama Serhat Hazalın güvenini ilk günden kaybetmek istemiyordu.
İş için İstabula gidecek olmasıda ayrı bir dertti zaten heleki o herif İstanbulda Hazalın peşinde dolanırken.

Serhat başını kaldırıp Hazalın gözlerine bakarak konuştu
"Bir ben kardişimi öldürmemek için sevdiğimden vazgeçmedim! Allahtan korktuğum için kardeşime kıymadım. Yoksa Evin'in yaptığı hatanın bedeli ölümdür. Gözümde ölüden farkı yok! İki bir daha sevdiğin konusu açılmasın. Bu konuyu sonsuza kadar kapat bir daha açma!
Üç ben olmadan ne olursa olsun İstanbula gitmene asla izin vermem.
Kararlarına saygı duyarım ama Babam hoş karşılamayacak iş konusunu. Babama göre yeterince varlıklıyız ve kadın kısmı çalışmaz oturup çocuk büyütür. İş konusunda Ailemden biri tepki gösterdiği zaman tartışmaya girmeyecek ve benim çözmemi bekleyeceksin. Diğer konularda ben arkanda olacağım kendini savunman en doğal hakkın"

Hazal başını olumlu anlamda sallayınca Serhat gülümsedi ve biraz Hazala yaklaştı. "Anlaştığımıza göre yarın gelinlik bakmaya gidiyoruz" dedi

Hazal şaşkınca Serhata baktı bu kadar anlayışlı olmasını beklemiyordu ve sevdiğini unutmuş gibi görünüyordu. Hazal Gülümsemesini gizlemeye çalışarak "peki"dedi.

Serhat yine bir umut yolculuğuna çıkmıştı hayaller kurmaya başlamış geleceği zihninde canlandırıyordu. Hazalın dik başlılığı kararları sert tavrı bile Serhatın hoşuna gidiyordu. Hazal asi ve zeki bir kızdı. Serhat bir kez daha aşık olmuştu sevdiğine kalbinin ritmi değişmiş kuş olup uçacaktı sanki.

***
"Koskoca Celal ağa gelinini çalıştırıyor dedirtmem ben! Para pul bağ bahçe araziler neyine yetmiyorda çalışacak bu kız ha? Beni Urfanın dilinemi düşüreceksiniz siz! Çalışmak yok söyle çıkarsın aklından bu işi"
Celal ağanın tepkisi Serhatı hiç şaşırtmamıştı Ali ortaya atılıp Babasını destekledi

"Babam haklı neyine gerek çalışmak kadın kısmının çalıştığı nerde görülmüş. Güle oynayamı istedik biz onu. berdel olarak geliyor  bu eve. Kan kusturman gereken yerde birde destekmi oluyorsun sen"

Serhat bir hışımla ayağa kalktı ve anında Abisine ulaştı "o kız bu eve berdel olarak gelmiyor! Hiçbir günaha yokken Evinin Yaptığı hatanın Bedelini ödüyor. Kardeşimin yaptığı hatanın intikamını günahsız birindenmi çıkaracağım ben. O kız bu eve gelin olarak geliyor düşman olarak değil! Bedel ödetme fikrini sil at kafandan! Hazal çalışacak ben onay verdim kabul ettim size sormuyorum izin almıyorum! Haberiniz olsun diye söyledim. Şimdi bu iş konusunu kapatın o kız bu eve gelince biriniz çıkıp tek laf ederse karşısında beni bulur."

Serhat hızla odasına çıkarken telefon çalmaya başladı cebinden çıkardığı telefonu arayan kişinin kim olduğuna bakmadan açıp hızla kulağına götürdü. sert ve yüksek çıkan ses tonuyla  cevap verdi "Alo"

Cevap gelmeyince tekrar konuştu "konuşsana lan dilinimi yuttun?" telefonun kapanma sesini duyunca telefonu cebine götürdü. mesaj sesi gelince yatağa oturup telefonu eline aldı ve gelen mesaja baktı.

Mesaj Hazal'dandı
"Dünki konuşmamızdan sonra iyi biri olduğunu düşünmeye başlamıştım. Yanılmışım! Sadece gelinlik bakmaya gideceğimiz için aramıştım sesini duymaya bende meraklı değilim"

Serhat telefonu yatağın üstüne atıp başını elleri arasına aldı. daha ilk günden sevdiği ve ailesi arasında kakmıştı bile. Arayan kişiye bakmadan  telefonu açıp Hazalında kalbini kırıp hakkında yanlış düşünmesini sağlamıştı. Telefonu yatağın üstünden alıp Hazalı aradı. defalarca aramasına rağmen Hazal sürekli meşgule atıyordu. "Yapacağınız işi sikeyim"diye küfür ederek odadan çıktı ve merdivenlerden inerken Hazala mesaj attı "dışarı çık geliyorum"

****

Bölüm sonu.

BEDEL (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin