Susmak zorundayım...
Sevdiklerim için. Beni tanımadığım birine emanet edecek olan ailem için.
Beni zerre düşünmeyen kardeşimin canı için. Ben cehennem ateşinde yanarken görmezden gelen herkes için Susmak zorundayım...Hayat artık sadece SUSMAKTAN İBARET...
****
"Hazal"
Tanıdık bir ses. Ve Omuzunda hissettiği elle başını çevirip gelen kişiye baktı...
Hazal aniden yerinden kalkarak çantasını eline aldı "konuşmak istemiyorum" diyip kafenin kapısına doğru yürüyecekken Engin koluna yapıştı "ama ben konuşmak istiyorum"dedi
Hazal kolunu kurtarmaya çalışarak öfkeyle cevap verdi "bırak kolumu yoksa bağırırım"
Engin ciddileşerek "sadece konuşmak istiyorum kısa bir süre lütfen"dedi
Hazal öfkeyle kolunu çekip Engin'i itti "seninle konuşacak hiç bir şeyim yok. bir daha karşıma çıkarsan Aileme anlatmak zorunda kalacağım. Babam'ı az çok tanıyorsun yer yüzünde parçanı bile bulamazlar"
Kafenin kapısından çıkacağı anda tekrar Engin koluna yapışmıştı "kimseden korkum yok ben sadece senin sevgini istiyorum. Beni tehtit etmekten vazgeç. Gel sakin kafayla konuşalım"
Hazal bağırınca Engin elini gevşetip Hazal'ın kolunu bırakmak zorunda kaldı.
Konuşacakken surtına yediği yumrukla yere serildi.
Hazal şok içinde Yumruk atan kişiye bakıyordu.
O kişi Serhat'tı Hazal'ın az önce camdan gördüğü hayal değil gerçekti.
Serhat yerde kanlar içinde yatan Engine saldırınca Hazal şaşkınlığını atlatıp Engin'i Serhat'ın elinden kurtarmaya çalışmaya başladı kafede oturan herkes hayretle olan biteni izliyordu. Hiç kimse yerinden kalkıp onları ayırmaya bile çalışmadı."Sen benim karıma nasıl dokunursun lan. O elini keserim lan senin. Kimsin lan sen kimsin ha. Öldürüm lan seni öldürürüm"
Serhat'ın öfkeden gözü dönmüştü
O dokunmaya kıyamazken nasıl Engin denen şerefsiz dokunurdu aklı almıyordu...Ard arda yumruklarını Engin'in suratına indirirken hala aynı sözleri söylüyordu.
"Nasıl dokunursun lan karıma. Öldürürüm seni lan şerefsiz"
Engin kendinden geçmişti artık ama Serhat vurmaya devam ediyordu.
Hazal kolundan çekiyordu ama Serhat'ın içi soğumamıştı "bırak artık bayıldı görmüyormusun. Bırak diyorum sana. Yeter bırak"Serhat Engin'in yüzüne son yumrunu atıp ayağa kalktı. Nefes nefese kalmıştı sakinleşmeye çalışsada olmuyordu Hazal'ın elinden tutup hızla kafeden çıktı
Hazal elini Serhat'ın elinden çekip yüzüne baktı "dokunma" diyerek yürümeye başladı
Serhat senini yükselterek "seni korumaya çalıyorum. Amacım sana dokunmak değildi"dedi
Hazal arkasını dönüp tekrar Serhat'a baktı "benim korunmaya ihtiyacım yok tamam mı. Ben kendimi koruya bilecek yaştayım. Sizin saçma törelerinizden koruyamadım o ayrı tabi"
Serhat aynı ses tonuyla cevap verdi "kendini ne kadar koruduğun belli ben gelmesem kim bilir o şerefsiz"diyip sustu
Hazal hızla yürürken arkasında yürüyen Serhat'a bakmadan konuşmaya başladı. "Peşimden gelme defol git sana laf anlatmakla zamanımı harcayamam ben"
Serhat hızla yürüyüp Hazal'ın önünde durdu "ömür boyu böyle mi davranacaksın"
Hazal'ın cevabı gecikmemişti.
"Evet ömür boyu böyle davranacağım istersen evlenmeye bilirsin. Hem sen ne diye İstanbul'a geldin beni mi takip ediyorsun manyakmısın sen"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL (TAMAMLANDI)
General Fiction"madem o aşiretten bu eve kız girmesini istemiyorsun ozaman git bacınla Yusuf ağanın torununu öldür" Babasıda en az Serhat kadar bağırmıştı Serhat öfkeyle merdivenlerden çıkarken Babası arkasından seslendi "Yusuf ağayla konuştum yarın akşam nişan t...