Bazı yüreklere su olur Aşk' şifa olur.
Bazı yüreklere ise çöl olur dermansız dert olur...!--------------------
"Beni Hazal'a götür Uygar"
Uygar yavaşça sevdiğini kolları arasına alıp başını gögsüne yasladı.
"İyi değilsin Evin. Sağlıklı düşünemiyorsun. Daha fazla üzülmeni istemiyorum. Hazal'la konuşursan daha fazla üzülürsün seni ona götürmemi isteme benden"Uygar sevdiği için öyle korkuyorduki kalbi paramparça olmuş gibiydi. Sevdiği kızın morele ihtiyacı vardı bu hastalıkta üzüntü sitresten uzak durması gereken Evin nelerle mücadele ediyordu ve bu Uygar'ı oldukça üzüyordu.
Uygar allak bullak olmuştu nasıl davranacağını ne söyleyeceğini bilmiyordu. Sevdiği kızı nasıl teselli edebilirdiki. Ailesinden uzakta bu hastalıkla mücadele etmesi zordu Evin in. Uygar hiçbir şey yapamıyordu en çok buna üzülüyordu.
Ameliyattan sonra kemoterapi görecekti Evin ve çok dikkat etmesi gerekiyordu. Doktor Uygar'a ameliyat olsa bile daha sonra bu hastalığın diğer organlarında tekrar nüksetmesi olabilir demişti ve uzun yıllar yaşayamayacağını da belirtmişti. Kalın bağırsağı miğde haline getireceklerdi ve sonrasında çok iyi bakılıp sağlıklı beslenmesini ve hastalığın tekrar nüksetmesini engellemek için düzenli kemoteri görecek olmasını belirtmişti.
Uygar ın içinde fırtınalar koparken sevdiği kıza sımsıkı sarıldı. Ona birşey olacak korkusu öyle korkutuyorduki Uygar'ı derin bir nefes alıp gözlerini kapattı ve sevdiğine daha sıkı sarıldı.
Evin'i kucağına alıp yatağına uzattı ve oda yanına geçip tekrar sarıldı.
****
Aradan günler geçmişti ve Hazal hala evden çıkmamıştı çıkıp Serhatla karşılaşmak istemiyordu. Düğüne bir haftadan az kalmıştı düşündükçe ölmek istiyordu. Hüzünle terastan deniz manzarasını izliyordu.
Serhat'ta uzaktan izliyordu Hazal'ı ne yanına gidebiliyordu nede durduğu yerden ayrıla biliyordu. Yaşadıkları son olaydan sonra daha çok umudunu yitirmişti Serhat. Sevdiği Allah ın katında onun helali olmuştu ama Ona dokunamıyordu bırak dokunmayı konuşsmıyordu bile oysa ne çok isterdi helalinin elini tutmayı hayali bile Serhat ın aklını başından alıyordu.
Telefon çalmaya başlayınca Serhat hayallerinden sıyrılıp telefona cevap verdi.
"Efendim Baba"
"Ne zaman geleceksin oğlum düğüne bir kaç gün kaldı sen ortalıkta yoksun""Geleceğim zaman haber veririm işlerim var Baba biliyorsun"
"Ne işi bu oğul düğününden daha önemli işmi var şimdi?"
"Siz hazırlıkları yapın ben düğün günü geleceğim"
Telefonu kapatıp tekrar Hazal'ın olduğu yöne baktı. Hazal öylece karşıya bakıyordu derinlere dalmıştı.
"Keşke böyle tanışmasaydık. keşke beni sevseydin"dedi Serhat sevdiğine bakarken. Canı acıyordu Serhat'ın sevdiğine bu kadar yakın olması ve bir okadarda uzak olmak onu öyle yıpratıyırduki. Bir kaç gün sonra düğünleri olacaktı ama Hazal ne kına nede düğün için hiçbir şey almamıştı Serhat günlerdir bekliyordu belki çıkıp gelinlik bakar diye ama Hazal evden çıkmayınca Serhat kendi kendine kurmaya başlamıştı "benden okadar çok nefret ediyorki düğünde gelinlik bile giymek istemeyecektir"diyordu. Ama Serhat böyle olmasını istemiyordu düşündükçe daha çok üzülüyordu.
En sonunda dayanamayıp Hazal'la konuşmaya karar verdi ve gidip zile bastı çok geçmeden kapı açıldı "buyurun kime bakmıştınız"
Serhat kapıyı açan kıza bakıp "Hazal Hanımı çağırırmısınız" dediKız hayranlıkla Serhatı seyre dalmıştı ki bir şeyler söylemesi gerektiğini farketti "Hazal hanım evde yok. Eve geli" kız konuşmasını bitiremeden Serhat içeri girdi ve merdivenlere yöneldi. Kız arkasından koşarak "beyfendi lütfen çıkarmısınız Hazal hanım evde yok dedim beyfendi"
Serhat üst kata çıkıp koridorda ilerlerken Hazal odadan çıktı "ne oluyor Büşra?" diyerek karşıya baktı.
Yüz şekli değişmişti birden Hazalın "ne ne işin var senin burada" diye çıkıştı Serhata.Serhat tam karşısında durup gözlerinin içine baktı. Bir an kalbi titredi genç adamın elini uzatsa dokunacaktı narin sevdiğine ama olmuyordu işte yapamıyordu. Gözlerini sevdiğinin gözlerinden ayırmadan konuştu "konuşmak istiyorum"
Hazal kısa süre sessiz kaldıktan sonra cevap verdi "ne konuşacağız"
Serhat tepkisizce duruyordu Hazalın karşısında ama içinde kıyametler kopuyordu. "Gelinlik almak gerek biliyorsun düğüne çok az kaldı" kelimeler boğazında düğümlenmişti Serhatın.
"Ben hallederim hem sanane bundan"diye çıkıştı Hazal
"Hazal"diyebildi sadece Serhat ve sustu konuşacak söyleyecek çok şeyi vardı oysa genç adamın ama dile getiremiyordu. Susuyordu sustukça daha çok yanıyordu.
"Bunu söylemek için mi geldin?"
Serhat bir an afallasada konuşabildi "ha hayır yani başka şeylerde konuşmamız gerekiyor"dedi
Hazal aralarındaki mesafeyi koruyarak başını dikleştirdi ve cevap verdi "konuşacak bir şey yok! bir kaç gün sonra Urfaya döneceğim zaten ne gerekiyorsa yapılıyor daha ne gibi bir konuşma yapmamız gerekiyor bizim"
Serhat derin bir nefes alıp verdi ve yapacağı şeyin doğru olmadığını sevdiği kızı sinirlendireceğini bile bile elinden tutup merdivenlere yöneldi. Hazal elini kurtarmaya çalışırken bağırıyordu "bana dokunma diye kaç defa uyarmam gerekiyor seni bırak elimi. Bıraksana Allahın cezası"
Serhat hiç cevap vermeden Hazalı evden çekiştirerek çıkardı ve arabaya bindirdi oda şöför koltuğuna geçince evden uzaklaştılar Hazal durmadan lafları sıralarken Serhat tek kelime etmeden yola bakıyordu.
On dakika sonra sahil kenarına çekti Serhat arabayı ve sevdiğine baktı öyle bir baktıki Hazal anlaya bilse içi cız ederdi. "Neyi merak ediyorum biliyormusun Hazal?"
Hazal kaçlarını çatmış Serhata bakıyordu Serhat tekrar konuştu.
"Neden herşeyin suçlusu benmişim gibi bakıyorsun bana? Neden herşeyin sorumlusu benmişim gibi davranıyorsun? Bende senin kadar çaresizim benim onayımıda almadı kimse bende senin kadar mutsuzum" dedi Evet mutsuzdu Serhat Hazalın ona davranışı bakışı konuşması onu mutsuz ediyordu. Belki Hazalı sevmese aşık olmasa bu kadar üzülmezdi bu duruma ama seviyordu deliler gibi seviyordu...Serhat bilinçsizce Hazalın elini tuttu gözleri dolu dolu olan sevdiği ona bakıyordu.
*****
Bölüm sonu.Evet sonunda buradayım tekrar aranızdayım. Ne çok özlemişim kitabımı okurcanlarımı ah Allahımmm çok mutluyum.
Kimler hala bölüm bekliyor gelin bakalım😘😘😘
Haftaya görüşmek üzere🌹🌹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL (TAMAMLANDI)
General Fiction"madem o aşiretten bu eve kız girmesini istemiyorsun ozaman git bacınla Yusuf ağanın torununu öldür" Babasıda en az Serhat kadar bağırmıştı Serhat öfkeyle merdivenlerden çıkarken Babası arkasından seslendi "Yusuf ağayla konuştum yarın akşam nişan t...