Hazal arkasında Harabeye dönmüş bir adam bırakıp gitmişti.
Bedri onların konuşmalarını istediğine bin pişman olmuştu.
Hazal aynı gün uçakla İstanbul'a dönmüştü.
Aradan iki gün geçtikten sonra Uygar'da İstanbul'a dönüp Evin'i alıp yaşadıkları eve götürmüştü
Hazal İstanbul'a geldiği gün dinlenmişti ikinci gün ise olanları bir nebze olsun unuta bilmek için kendini dışarı atmıştı.
Saatlerce dolaşmıştı. sahilde yürümüştü. alışveriş yapmıştı. ama olanları unutmak istedikçe daha çok düşünüyordu.
En sonunda pes edip eve dönmüştü yorgunluğuda cabasıydı.
Zile basıp beklemeye başladı çalışanlardan Büşra kapıyı açınca Hazal elindeki Alışveriş poşetlerini Büşra'ya uzatıp "bunları al dolabına yerleştir izin günlerinde kullanırsın"dedi
Büşra şaşkınlıkla poşetleri Hazal'ın elinden almıştı. Poşetlerin içine göz gezdirip "çok teşekkür ederim Hazal hanım bunlar çok güzeller"diyerek mutluluğunu gizleyemedi.
Hazal gülümseyerek "güle güle kullan" diyip merdivenlere doğru yürüdü.
Salon'dan gelen sesleri duyunca odasına çıkmaktan vazgeçip salona gitti.
Uygar ve Evin salonda karşı karşıya oturmuş akşam yemeği yiyorlardı.
Hazal omuzunu kapıya yaslayıp "sizi ayakta alkışlamak istiyorum doğrusu.
Ortalığı birbirine katıp insanların hayatını söndürüp böyle keyif çatarak karşılıklı yemek yiye biliyorsunuz. Helal olsun..."
Uygar yerinden kalkıp Hazal'a yaklaştı.
"yanlış anladın Hazal' Evin rahatsızlanmış bende onu alıp buraya getirdim keyif falan çattığımız yok"
Hazal Uygar'ın söylediklerini es geçip masaya doğru yürüdü.
"Evin misin Nevin misin adın her neyse' bir şey sormak istiyorum"dedi
Evin zorlukla ayağa kalkarak "sor Abla"diye cevap verdi günlerdir dayanılmaz ağrılar çekiyordu bir kaç kez Uygar'ın arkadaşının Babası hastaneye götürmüştü ama bir şey çıkmamıştı sonuçları temizdi. Ama Evin ağrılara dayanamıyordu.
"Öncelikle ben senin Ablan değilim.
Uygar seni kaçırdığı gün benim kardeşim olmaktan çıktı.
Bir kardeşim olmadığına göre bana Abla deme lüksünde yok"diyip gözlerini Uyardan ayırıp tekrar Evin'e baktı.
"Sen sevdiğini al diye Abin sevdiği kızdan ayrıldı biliyormusun?
Bende tanımadığım biriyle evlenmek zorundayım.
Ömür boyu ne Abin nede ben mutlu olamayacağız...
Bunların tek sorumlusu sen ve Uygar'sınız...
Ailenin başınıda eğdin.
Uygar burada büyüdüğü için bunları ciddiye almaya bilir ama senin bunları düşünmüş olman gerekirdi.
Sormak istediğimde şu' Bu kadar insanın ahı üstündeyken Uygar'la gerçekten mutlu olacağına inanıyormusun"
Evin bir şey diyemeden Hazal tekrar konuştu.
"Ben burada özgür bir hayat yaşadım ama Annem bize törenin ne olduğunu öğretti. Ne yapıp ne yapamayacağımızı'da...
Ben aşkımdan ölsemde Babam'ın Abimin başını yere eğmezdim.
Senin gibi bir kaç günlük tanıdığım birinin elini tutup beni bu yaşa getiren insanları bu duruma düşürüp gitmezdim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL (TAMAMLANDI)
General Fiction"madem o aşiretten bu eve kız girmesini istemiyorsun ozaman git bacınla Yusuf ağanın torununu öldür" Babasıda en az Serhat kadar bağırmıştı Serhat öfkeyle merdivenlerden çıkarken Babası arkasından seslendi "Yusuf ağayla konuştum yarın akşam nişan t...
