"Kızıma nasıl kıydınız lan? Ben size güvendim koskoca ağa dedim kızıma sahip çıktı onu korur dedim. Nasıl öldürdünüz kızımı?"Serhat bağırıp ağlayan adama bakıyordu. Namlunun ucunda dururken...
"Kızın bize düşman olan adamla birlik olup karımı kaçırmasına yardım etti.
Çocuğum öldü senin kızının yüzünden. Onun canını bağışlayacağımımı sanıyordun sen?"Adam silahı Serhatın göğsüne bastırıp "bunların hepsi yalan. Kızım bana anlattı senin onla evlenmek istediğini söyledi. Karın kısır diye kuma alacaktın onu. Karın hamile kalınca kızımı yüz üstü bıraktın. Namusunu kirlettin. Hiç mi Allah korkusu yok sende? Kos koca ağasın utanmadın mı masum bir kızın namusunı kirletmeye. Kızım düğün hayali kurarken onu öldürdün yetmedi yaktınız. Kızımı son kez öpemedim bile o hali gözümün önünden gitmiyor"
Serhat duydukları karşısında şoka girmişti ne diyordu bu adam böyle.
"Kızın sana yalan söylemiş ben kızınla bir kez olsun tek kalmadım. Her seferinde karımla gittik. Ona el uzattık yardım ettik. O bize ihanet etti. Senin masum sandığın kızın birini öldürdü. Karımıda öldürecekti son anda yetiştik. Şahitler var sor araştır efendi. Böyle kapıma dayandığını da görmezden geliyorum acın büyük olmasa şimdi alırdım canını"
Adam ağlayarak baktı Serhata. "Benim kızım masumdu. O kimseye kıyamaz. Tertemizdi benim yavrum. Sen onun aklına girdin kandırdınız onu. Otopsi raporu burda bak. kızımla yattın onun namusunu kirlettin karın hamile kalınca onu almaktan vazgeçtin" Serhatın gözü adamın cebinden çıkardığı kağıda takılmıştı. Bu nasıl bir oyundu böyle. Hazalın hıçkırık seslerini Serhatın kulaklarını deliyordu.
"Ben senin kızına elimi sürmedim. Kızına o gözle hiç bakmadım. Kızın seni kandırmış. Kim bilir kiminle yattı. Senin kızın sandığın kadar masum değil anlamıyormusun? Ben size sahip çıktım Antepte iş ayarladım oğullarına. Kızına elimden geldiği kadar yardım ettim. Nasıl inanırsın böyle bir yalana"
"O yardımlar iyilikler hepsi yalanmış. Sen kızımın kanına girdin. Namusumu iki paralık ettin"
Kapıdaki korumalar Serhattan işaret bekliyordu adamı vurmak için. Serhat ise adamı doğrulara inandırmaya çalışıyordu. Celal ağa bu saçmalığa son vermek istemişti artık.
"Yeter artık! Kızının kanı bozukmuş başkasıyla düşüp kalkmış birde utanmadan elindeki raporla hesap sormayamı geldin be adam? Şuracıkta alırım canını kimsenin ruhu duymaz. Şimdi çek git kızının yasını tut"
"Baba sen karışma"dedi Serhat sert ses tonuyla.
Adama bakıp "indir sende silahı
Çek git oğullarını düşün düşman kazanma kendine beni öldürsen bile ne seni nede oğullarını sağ bırakmazlar"Adam içindeki nefretini içine gömüp silahı indirdi hızlı adımlarla uzaklaşırken arkasına bile bakmadı. Bir gün geri dönecekti. Geri dönüp kızına bunu yapanlardan intikam alacaktı. O gün oğullarının canını alacak kimseyi bırakmayacaktı bu konakta.
Serhat arkasını dönüp sevdiği kadına baktı. Ağır adımlarla ilerleyip yanına vardı. "Ağlama"dedi gözyaşlarını silerken. Sevdiği kadını ağlarken görmeye dayanamıyordu artık.
Hazal sıkıca sarıldı kocasına
"Sana bir şey olacak diye çok korktum""Geçti bir şey yapamaz ömür verdiğim. Kızının nasıl biri olduğunu oda biliyordur. İçin rahat olsun ben hep yanındayım"
Celal ağa zaman kaybetmeden adamları takmıştı Yaseminin babasının peşine. Her ihtimali düşünmek zorundaydı.
Aradan dört ay geçmişti Bilge ve Bedirhan için düğün hazırlığı yapılıyordu. Bedri Adileyi sevdiğini söyleyip onu istetmişti. Onlarda nişanlanmışlardı. Evin eskisine göre çok iyiydi. İyileşiyordu artık.
Hazal yaşananları unutamıyordu ama alışmıştı. Bazı geceler Engin'in cansız bedenini görüyordu o kulubede. Bazen Yasemin'in kakhaha dolu sesleriyle sıçrayarak uyanıyordu. En çok ta bebeğinin doğduğunu görüyordu dedesinin bebeğini sevip oynattığını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL (TAMAMLANDI)
General Fiction"madem o aşiretten bu eve kız girmesini istemiyorsun ozaman git bacınla Yusuf ağanın torununu öldür" Babasıda en az Serhat kadar bağırmıştı Serhat öfkeyle merdivenlerden çıkarken Babası arkasından seslendi "Yusuf ağayla konuştum yarın akşam nişan t...