Sakın ellerimi bırakma olurmu?
Sakın gözlerini çekme gözlerimden.Alma kokunu tenimden
Bırak seni gözlerime hapsedeyim
Kokunu tutayım içimde.Sakın unutma beni olurmu?
Hapset beni gözlerine
Sür kokunu benliğime
Sakın gitme olurmu?Sakın silme anılarımızı hafızandan
Ayırma kalplerimizi.
Beni gözlerine hapset bir ömür boyu
Beni gözlerine hapset...Zeynep Esinti.
*****Serhat hayal kırıklığıyla çıkıp gitmişti ardında darmadağın bir kadın bırakarak.
Hazal olduğu yere çökmüş öylece ağlıyordu. Biri kalbini eline almış sıkıyordu sanki. Nefes alamıyordu.
Ne yapacağı konusunda hiç bir fikri yoktu. Yaptığı tek şey ağlamaktı.
Aradan geçen bir saatin ardından Serhat pişman olmuştu. Hazal söylemeyerek hata yapmış olabilirdi ama Serhatın söylediği her söz Hazalın kalbine hançer gibi saplanmıştı. Onu neyle suçlamıştı Serhat? Nasıl böyle davranmıştı. Bir anlık öfke nasıl gözünü kör etmişti.
Serhat yavaşça kapının kolunu indirdi ve içeri girdi.
Hazalı göremeyince içine düşen korkuyla odada göz gezdirdi.
Gitmişmiydi sevdiği?
İlk zorlukta onu terk mi etmişti.
Kaybetme korkusu Serhatın içinde büyürken banyodan gelen ağlama sesini duydu. Koştu hemen açtı kapıyı."Hazal"
Hazal dizlerini karnına çekmiş sırılsıklam bir şekilde ağlıyordu.
"Hazalım ömür verdiğim"
Serhat diz çöktü sevdiğinin yanında.
Hazal başını kaldırıp ağlamaktan kızaran gözlerle baktı onu yerle bir eden kocasına.Serhat titreyen sesiyle "özür dilerim. Herşey için özür dilerim Affet beni"dedi
Hazal tüm kırgınlığını bir kenara bırakıp sarıldı kocasına.
"Özür dilerim sen iyileştiğinde anlatacaktım başımıza gelenlerden sonra anlatamadım Serhat. Ama ben ozaman da seviyordum seni. Bir daha beni suçlama ne olur. Ben bunu kaldıramam. ne olur yapma bir daha"
Serhat sevdiğini kucağına aldı sıkıca tutuyordu. "Bir anda çıktı o sözler ağzımdan. bir daha olmayacak söz kadınım söz. Düşünemedim çok sinirlendim ne yapacağımı şaşırdım. Saçmaladım. Affet beni"
Sıkıca sarıldılar birbirlerine.
"Seni seviyorum"
"Seni çok seviyorum"
Serhatın yardımıyla Hazal üstünü değiştirmişti. Serhatta üstünü değiştirip. Tekrar özür diledi.
"Hadi artık asma yüzünü ben halledeceğim. Bulacağım o şerefsizi. Kimseye zarar veremez"
Hazal kocasına baktı hüzünle "korkuyorum o manyak delirmiş. Sen onu tanımıyorsun Serhat"
Serhat sevdiği kadının yanağını okşadı. "Korkma bir tanem. Dört bir yanda arıyor adamlar. Hem burda Hem İstanbulda elbet çıkacak bir yerden ozaman yaptıklarının bedelini mistliyle ödeteceğim ona"
K
apı çalınca Serhat "gel"dedi.
Suna yavaşça kapıyı açıp
"Ağam Hanım ağamızın kardeşi geldi"dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL (TAMAMLANDI)
General Fiction"madem o aşiretten bu eve kız girmesini istemiyorsun ozaman git bacınla Yusuf ağanın torununu öldür" Babasıda en az Serhat kadar bağırmıştı Serhat öfkeyle merdivenlerden çıkarken Babası arkasından seslendi "Yusuf ağayla konuştum yarın akşam nişan t...