Bölüm 46

12.7K 568 23
                                    

Hazal hem şaşkın hem mutluydu.
Elini karnına götürdü.
İçinde tarifi olmayan bir korku vardı. hemen Bilgeyle konuşması gerekiyordu. Henüz bir yıl olmamıştı. bir yıldan sonra tüm tetkikleri yaptırıp bedeninin hamileliği kaldırıp kaldıramayacağına bakacaklardı. Bebeği çok erken gelmişti.

Hiç böyle bir haber beklemiyordu Hazal. Mutluluk ve korku sarmıştı bedenini.

Konağa dönünce karşısında Hacer hanımı gördü. Gülümseyerek "hoşgeldiniz"dedi

"Hoş gördük gelin. Geç otur seninle konuşacaklarım var"

Hazal Hacer hanımın yanına geçip oturmuştu. "Sizi dinliyorum"

"Kızım üç ay olacak ayrı oturuyorsunuz. Gözüm hep kapıda ne zaman eve dönecekler diyorum. Ayrı gayrı olmuyor gelin. Benim iki oğlum var. Yaşlandım artık ne zaman göçüp gideceğim belli değil. İsterim ki iki oğlum yanımda olsun. Aynı çatı altında olalım. Torunlarımı sevip oynatayım gelinlerim yanımda olsun. Sende Anne olacaksın bir gün ozaman beni anlarsın. İkna et Serhatımı evinize dönün benim güzel gelinim"

Hazal şaşkınlık üstüne şaşkınlık yaşıyordu bu gün. Hacer hanım tekrar konuştu.

"Başta anlaşamadık. seni üzdük çektirdik sana ama sen bize çok büyük iyilikler ettin gelin. Kızım sayende Baba evine girip çıkıyor. Gelinimle oğlum sayende ana baba olacaklar. Oğlumu mapustan çıkardın. Hep iyiydin sen bize. İlk günden bize ayak uydurdun. Kıyafetinden tut konuştuğun laflara kadar. Hep bizi gururlandırdın ama biz göremedik bunu hep kırdık seni kötülük ettik. Artık eskiyi bırakalım gel kırma beni kızım evimize gidelim beraber. Zehra'ya nasılsam sanada öyle olurum"

Hazal gözünden düşen bir damla yaşı silip gülümsedi.

"Ha güzel gelinim gelecekmisin"

Hazal "Serhat ne der bilmiyorum"dedi Hacer hanıma bakarken.

Hacer hanım güldü.

"Ben konuştum onla kızım. Hazal ne derse o olur dedi"

Hazal gülümsedi mutlu olmuştu. Serhat bir şey söylemeyip kararı ona bırakmıştı. Serhatın ailesini evini özlediğini biliyordu Hazal bu yüzden kabul edecekti konağa dönmeyi.

Hacer hanıma bakıp "sizin dediğiniz gibi olsun Hacer hanım"dedi

Hacer hanım mutlulukla sarıldı gelinine "yüce gönüllü gelinim"

Hazalda Hacer hanımın sarılışına karşılık verdi.

"Ee hadi ozaman kalk gidelim akşama güzel bir sofra kurarız Serhatıda ararız akşam bize geçer"

Hazal güldü "peki Hacer hanım siz çayınızı içene kadar bende üstümü değiştirip gelirim"

Hazal kalkacakken Hacer hanım kolundan tuttu "artık Hacer hanım deme kızım Ana demeni istiyorum. Bu günden sonra sende benim kızımsın"

Hazal mutlulukla "peki Anne"dedi

Sonra tekrar konuştu
"Size bir şey söylemek istiyorum Hacer ha yani Anne"

"Buyur de kızım"

"Şey Anne ben' ben hamileyim"

Hacer hanım sevinten ağlarken tekrar sarıldı gelinine "Allahım şükürler olsun"

Hazırlanıp çıktı Hazal odadan Serhatı arayıp haber verdi. Konağa gittiler mutluydu ikiside.  Hacer hanımın yüzünde güller açıyordu. Avluya girdiklerinde Zehra sevinçle karşıladı onları.

Hacer hanım sevinçle "Zehra hele kızlara söyle lokma döksünler ikinci torunum geliyor gelinim yüklüdür"

Zehra şok içinde baktı Hazala
"Hazal sen"

BEDEL (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin