Bilmiyorum ben sevmeyi
Ama en büyük aşkı da yaşamak istiyorum seninle.Sensizken acı çekmek istiyorum.
Ne bileyim işte bana aşkı yaşat bütün duyguları hissettir...Mesela mutluluktan ağlat' sarıl hiç bırakma hep nefesin ensemde olsun.
Mutlu olalım ama bu mutluluk hiç bitmesin sen benden gitme' ben zaten senden gidemem...
Kavgalar edelim sonra seni seviyorum diyip sarılalım ayrılmayalım
Ben sevmeyi bilmiyorum ama bana sevmeyi öğret...Bana mutluluğu anlattın dinledim
Ama ben yaşatmak istiyorum sana sonsuza dek ilk gün'ki gibi.Kavuşanlar sonsuza dek anlatılmazmış biz kavuşalım varsın kimse bizi anmasın kimse bizi bilmesin.
Sonsuza dek sen bende ben sende tutuklu kalalım ama bana sevmeyi öğret ben sevmeyi bilmiyorum...
Zeynep Esinti.*****
Saatler geçmişti Serhat ve Hazal hala odadan çıkmamışlardı.
Hatice hanım bu durumdan rahatsız olmuştu ama ayıp olmasın diye gidip odanın kapısını çalamamıştı. Öğle yemek vakti geçiyordu ama ne aşağıdaki misafir nede dünya Serhatın umurunda değildi.
Kıyamet kopsa Serhat kılını kımıldatmazdı. Sevdiği kolları arasındaydı elleri biricik karısının saçlarında gezinirken gülümsedi Serhat. "Neden susuyorsun"
Hazal konuşmaya utanıyordu diyecek söz bulamıyorduki. "Susmuyorum"dedi gözlerini kaçırarak. Serhat çenesinden tutup "gözlerime bak"dedi
Hazal başını kaldırıp Serhatın gözlerine baktı. içinde tuhaf bir mutluluk tatlı bir telaş vardı.
İlk defa yaşadığı duygular sarmıştı benliğini. Serhat eğilip dudaklarına öpücük kondurdu. "Seni seviyorum"
Hazal yine susmuştu.
Serhat bir kez daha dudaklarına öpücük bırakmıştı bu defa daha uzun öpmüştü. "Kadınım"dedi boynundan öperken. Hazal utanarak "teyzene çok ayıp oldu"dedi konuyu değiştirmek istemişti. Bu duruma alışması için zaman gerekiyordu.
Serhat tekrar boynundan öpüp "olsun"dedi.
Hazalda kendini an'a bırakmış öpüşlerine karşılık vermeye başlamamıştı.
Kapı yavaşça tıklatıldı ama Serhat devam etti karısını öpmeye. Hazal Serhatı engelleyip "duymuyormusun?"dedi.
Kapı tekrar tıklatıldı ve Sunanın sesi geldi kapının ardından.
"Hanım ağam"
Hazal hızla doğrulunca kasıklarında hissettiği sancıyla inledi. Serhat hızla karısının karnına götürdü elini "iyimisin"
Hazal utanarak "iyiyim aşağı inmemiz gerek çok ayıp bizim yaptığımız"dedi
Serhat karısına bakıp "neresi ayıp bu bizim en doğal hakkımız değilmi"dedi
Hazal kaşlarını çattı "ben onumu diyorum teyzene ayıp oldu"
Kapıyı tekrar tıklatan Suna bir kez daha seslendi. "Hanım ağam"
Hazal çarşafı bedenine sarıp kapıya yaklaştı "efendim Suna"
Kapıyı açmadan konuşmuştu Hazal.
"Hanım ağam yemek hazır sizi bekliyor Hatice hanım"
Hazal utanarak "tamam geliyoruz canım"dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL (TAMAMLANDI)
General Fiction"madem o aşiretten bu eve kız girmesini istemiyorsun ozaman git bacınla Yusuf ağanın torununu öldür" Babasıda en az Serhat kadar bağırmıştı Serhat öfkeyle merdivenlerden çıkarken Babası arkasından seslendi "Yusuf ağayla konuştum yarın akşam nişan t...