Hazal ve Serhat evden çıktıklarından beri Hacer hanım Hazala beddualar ediyordu "oğlumu ailesinden söküp götürecek anasının zamanında yaptığını şimdi kızı bize yapmaya çalışıyor görmüyormusun ağam sen? Bir hal çare bul bu işe vallahi oğlan elden gidecek"
Celal ağa "sus artık Hacer. oğlun kaçmıyor. dönünce bağ evinde kalacaklar biraz sakinleşince ben gider konuşur ikna ederim. şimdi kapat bu konuyu yeter konuştuğun"
Hacer hanım yerinden kalkıp odadan çıktı "ben ona yapacağımı bilirim oğullarımı birbirine düşürdü. Kara çalı gibi girdi aralarına. Bunun hesabını elbet sorarım ben"
Kendi kendine konuşan Hacer hanımı Zehra duymuştu "hayırdır ana neyin hesabını soracaksın?"
Hacer hanım Zehraya bakıp
"o görecek kızım bende senin anansam bunu o küçük yılanın yanına komam. O gün geldiğinde arkasında duracak kocasıda olmayacak bakalım ozaman ne edecek. Yeterki hamile kalmasın bak o kozu nasıl kullanacağım ben""Ana ne yapacaksın boşatacakmısın kızı? Allah muhafaza kan davası olur biliyorsun"
Hacer hanım Zehraya bakıp "çok salaksın Zehra niye boşatayım delimiyim ben? boşansında gidip İstanbulda keyifmi yapsın. İki üç ay daha hamile kaldı kaldı kalmadı kuma getireceğim üstüne ozaman Serhatında gözdesi küçük kuma olacak bunun arkasını tutmaz. Berdel olarak geldiğini unutmuş ahkam kesiyor koca konakta. Bu günlerini mumla arayacak mumla"
Zehra şok olmuştu "ana sen ne dediğinin farkındamısın? Kaç ay olduki şurda evleneli kumadan bahsediyorsun. Serhat ölse kabul etmez görmedinmi bugün Hazal için ettiklerini başka kadın istermi sanıyorsun ana. Hem millet demezmi büyük gelin kısır' küçük geline kuma getirdiler diye"son sözlerini zar zor söylemişti Zehra.
"A benim salak gelinim millet bilmiyormuki benim bacımın kızısın diye sana kuma getirmediğimizi. ben tutmasam Ali şimdiye on defa kuma getirmişti sana"
Zehra "sen daha iyi bilirsin ana bana laf düşmez"dedi konuyu kapatıp hızla odasına gitti telefonu alıp Hazala mesaj attı
"Hazal anam sana kinlenmiş planlar kuruyor hamile kalmazsan sana kuma getirecekmiş. Serhatla konuş bu konuyu bilsin oda. dikkat edin kendinize"
İstanbula varır varmaz Hazal şirkete geçmişti toplantı saatine kadar Ufukla işle ilgili konuşmuş yeni kararlar almışlardı.
Serhat otele geçip güzel bir duş almıştı öğle yemeği için Hazalı aradı. burda sıkmayıp kendi haline bırakacaktı Hazalı o yüzden onu yalnız göndermişti şirkete. Hazal toplantıdan çıkınca odasına geçip kahve istedi. Serhat arayınca kahvesini içmeden çıktı odasından.
Serhatın "gelip beni otelden alırmısın" demesi Hazalın hoşuna gitmişti.
Serhat istese taksi ilede gelebilirdi Hazalın yanına ama sürekli peşinde gibi düşünceler bırakmak istemiyordu Hazalın aklında.Hazal Serhatı alıp "seni çok sevdiğim bir yere götürmek istiyorum"dedi
"Olur aç kalmayalımda"dedi Serhat imayla.
Hazal gülerek arabayı çalıştırıp her zaman gittiği kebapçı (Hakkı dayının yeri) adlı lokantaya doğru yola koyuldu.
Telefonu çıkarıp birini aradı ve telefonu kulağına götürdü.
"Abi biz on dakikaya ordayız çocuklar hazır etsin masayı"dedi ve telefonu kapattı.
Serhat sessizce Hazalı izliyordu ilk defa bir kadının kullandığı arabaya binmişti. Gülümseyerek başını çevirip yolu izledi.
On dakika sonra lokantanın önünde duran Hazal Serhata bakıp "geldik"dedi ve arabadan indi.
Serhatta arabadan inince Hazalın yanına geldi "doğrusu böyle bir yer beklemiyordum. Kim bilir nasıl bir restoranta götürecek diye geçirmiştim içimden"
Hazal gülerek merdivenlerden çıkarken " yanlış düşünmüşsün durma öyle gelsene hadi"dedi
Hakkı Hazalı kapıda karşılayıp "vay kimler teşrif etmiş nerelerdesin sen"dedi Hazal Serhatı işaret ederek "Abi evlendim ben bu beyfendi'de benim eşim Serhat"dedi güler yüzüyle.
Hakkı Serhatla tokalaşıp "turnayı gözünden vurmuşsun be gardaşım kıymetini bil eşi benzeri yoktur Hazalın"dedi
Sohbet eşliğinde masaya geçip oturdular Hakkı her zaman olduğu gibi masayı donattı.
Yemeği beklerken Hazal Serhata baktı Serhat halinden oldukça memnundu "bir defa yedinmi her fırsatta kendini buraya atarsın ayrı bir güzel Hakkı abinin elinin lezetti"dedi Hazal.
Yemekler geldikten sonra sessizce karınlarını doyurdular çaylarda gelince. Sohbet etmeye başladılar.
"Seni yeni yeni tanıyorum"dedi Serhat tebessüm ederek
"İstanbul gibi bir şehirde büyümüş biri için çok fazla temiz bir okadarda doğalsın"
Hazal çayından bir yudum içip gülümsedi. "Burda büyümüş olsamda hiçbir zaman geldiğim yeri unutmadım. Urfa ayrı bir güzel benim için. Belki böyle olmasaydı orda mutlu olabilirdim. geldiğim zamanlarda çıkıp gezerdim eskiden. dolaşırdım sakince. Şimdi kendi memleketimde esir edilmiş kuş gibiyim sadece"
Serhat #iç çekip Hazala baktı konuşacağı sırada Hazalın telefonu çalmaya başladı. Hazal telefona bakıp "Hazan arıyor bizi bekliyorlardı"dedi ve telefona cevap verdi "Alo canım bir saate geliyoruz"dedi ve telefonu kapattı. Mesaj bildirimini görünce tıklayıp mesajı okudu. Gözleri kocaman açılmıştı Hazalın telefonu masanın üstüne bırakıp
"Hamile kalmazsam Annen kuma getireceğini söylemiş belkide sevdiğin kızı alır kim bilir"dedi Hazal ve Serhatı arkasında bırakıp hızla dışarıya çıktı.
***
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL (TAMAMLANDI)
General Fiction"madem o aşiretten bu eve kız girmesini istemiyorsun ozaman git bacınla Yusuf ağanın torununu öldür" Babasıda en az Serhat kadar bağırmıştı Serhat öfkeyle merdivenlerden çıkarken Babası arkasından seslendi "Yusuf ağayla konuştum yarın akşam nişan t...