"Eşiniz Hastaneye getirildiği zaman durumu ağırdı. Yarası kalp damarlarına çok yakın malesef. biz elimizden geleni yaptık"Hazal "şu an nasıl iyimi?"diye sordu titreyen sesiyle.
Doktor sakince konuşuyordu Hazal ile
"Şimdilik birşey söylemek için erken uyanmasını bekleyeceğiz"Hazal doktora yalvarırca baktı "peki görebilirmiyim?"
"Ameliyattan yeni çıktı yoğun bakım odasına alınacak ancak sabah görebilirsiniz"
Doktor yanlarından ayrılırken Hazal gözyaşlarını silip sırtını duvara yasladı. Sabah olmak üzereydi Bedirhan ağa İkrayı alıp eve dönmüştü. Hazan Umut Bedirhan ve Bilge Hazalın yanında kalmışlardı.
"Gel güzelim" Hazal Abisinin sesini duyunca başını kaldırıp baktı. Umutun uzattığı elini tutup ayağa kalktı "ne oldu Abi? Birşeymi oldu yoksa?"
Umut kardeşinin saçlarını okşayıp "sakin ol bir şey olmadı güzelim. Serhatı görmek istemiyormuydun sen bende çocuklarla konuştum yardımcı oldular Serhatı görmek için sabahı beklemene gerek yok"dedi
Hazal sevinçle Abisine sarıldı "çok teşekkür ederim Abi' çok teşekkür ederim"
Hazal zaman kaybetmeden Abisiyle gitmişti. "Uzun kalmayın olurmu"
Hazal hemşireye bakıp başını salladı ve elindeki maskeyi takıp içeri girdi.Odaya girer girmez gözleri dolmaya başladı yavaşça Serhatın yanına yaklaşıp masumca elini tuttu.
Hiç bir şey söylemeden öylece Serhatın yüzüne bakıyordu gözyaşları yanaklarına doğru süzülüyordu.
Ne konuşacağını bilemiyordu Hazal.Serhata doğru yaklaşıp sessizce kulağına fısıldadı. "Özür dilerim Seni üzdüğüm için. Seni anlayamadığım için çok özür dilerim"
Biraz geri çekilip derin nefesler alıp verdi ve tekrar konuştu titreyen sesiyle."Beni koruyacağına söz vermiştin bırakıp gidemezsin Serhat. Ben bu kapısın ardında seni bekliyor olacağım. Hem benim sana anlatacak çok şeyim var. Beni dinleyeceğine hep yanımda olacağına söz verdin sen"
"Hazal hanım"
Hazal başını çevirip hemşireye baktı
Başını sallayıp tekrar Serhata döndü.
Önce elini okşayıp sonra saçlarına dokundu. Biraz eğilip kulağına "seni bekliyorum"diye fısıldadı.Sabah dokuz gibi Hazal tekrar Serhatın yanına girmişti. Hiç bir değişiklik yoktu Serhatın durumunda. Saatler akıp giderken Hazal camın ardından kocasını izliyordu.
Binlerce hatta yüz binlerce kez düşünmüştü olanları. Serhatın her defasında ona bakışı. Ona karşı bitmeyen anlayışları.Bütün gece uyumamıştı Hazal.
Yorgunluk ve hüzünle gözlerini kalatıp açtı. Soğuk cama elini götürüp "İyileşeceksin Serhat biliyorum Ozanana kadar ben burada bekleyeceğim"dedi.İç çekip etrafına baktı sandaliyelerden birine geçip oturdu.
***
"Uygar"
"Uygar nerdesin kardeşim"
"Uygar iyimisin Uygar"
Hazal ıssız ormanda Uygar'ı ararken
Nefes nefese kalmış koşuyordu."Uygar nerdesin Ablam ses ver Uygar"
Hazal'ın sesinden başka ses yoktu ormanda ama Hazal deli gibi kardeşini arıyordu...
"Abla"
Hazal Uygarın sesini duyunca hızla etrafına bakınmaya başladı.
Uygarı karanlık ormanın içine doğru ilerlediğini görünce var gücüyle koşmaya başladı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL (TAMAMLANDI)
General Fiction"madem o aşiretten bu eve kız girmesini istemiyorsun ozaman git bacınla Yusuf ağanın torununu öldür" Babasıda en az Serhat kadar bağırmıştı Serhat öfkeyle merdivenlerden çıkarken Babası arkasından seslendi "Yusuf ağayla konuştum yarın akşam nişan t...