Celal ağa ilk defa bu kadar güçsüzdü.
Fırat cebindeki telefonu çıkarıp birini aradı. Celal ağanın gözlerinin içine bakarak konuştu "ikisininde işini bitirin. Hiç biri sağ çıkmayacak"Fırat telefonu kapatırken Celal ağa "yapma"dedi "yapma oğul' yakma ciğerimi"
Berzan ağa araya girdi "bu yaptığının bedeli ölümdür Fırat ağa. Derhal ara durdur adamlarını"
Fırat başını dikleştirerek "kim ölüm emrimi verecek Berzan ağa senmi?" dedi
Berzan ağa Fırata yaklaştı "bizim törelerimizde böyle bir şey yoktur. ben diyeceğimi dedim. Bu işin sonu kötü bilmiş ol"
Fırat önce Berzan ağaya sonra Celal ağaya baktı. "bu işin sonu başı yok artık Berzan ağa. Törelerden bahsedersin. bizim kitabımızda masum bir kadına silah doğrultulmaz. Ali benim bacıma silah doğrultacağına kendi bacısını vurup namusunu temizleseydi"
Celal ağanın acısı yetmez gibi birde kızının yaptığı yüzüne vurulmuştu.
Celal ağa yalvarırca baktı Fırata
"Ne dersen haklısın ama evlatlarımla sınama beni bırak aşiret versin kararı"Fırat boğuk çıkan sesiyle konuştu "ben dedim. sizi kanınızda boğacağım dedim Celal ağa"
Telefonun sesini duyunca "bak haberi geldi oğullarının"dedi
"Söyle"
"Ağam Alinin işi tamam. Serhatın yanında doktor var bekliyor çocuklar"
"Tamam"
Fırat telefonu kapatınca Celal ağa telaşla sordu "iyilermi oğullarım ha iyilermi"
Fırat "küçük oğlun şimdilik iyi büyüğü birazdan burda olur"dedi sesi öyle soğuk çıkıyordu'ki Fıratın sanki Aliyin canına kast eden o değildi.
"Alim Oğlum!"diye hayırdı Celal ağa
"Birazda siz yanın Celal ağa"diyip arkasını döndü Fırat. bir adım attıki Celal ağa sırtına silahı dayadı.
Aynı anda herkes silahlanmıştı.."Sana yapma dedim" dedi Celal ağa titreyen sesiyle.
Fırat Celal ağaya döndü ve silahı tutup gögsüne dayadı. "Hadi vur"dedi tüm cesaretiyle. Fırat bu güne kadar hiç ölmekten korkmamıştı. Ne ölümden nede yaptıklarından pişman olurdu.
Zalim namı salmıştı yıllardır Urfada.
Herkes onun ne kadar zalim olduğunu konuşurdu.Umut olduğu şoktan çıkmıştı olanlar onu kendine getirmişti...
"Yeter"diye bağırdı tüm sesiyle.
"Yeter burası bir hastane. İçerde onlarca insan var ameliyatta doktorlar işini yapamıyor sizin yüzünüzden. Herkes elindeki silahı indirsin. Yoksa hepinizi tek tek tutuklatırım"
Celal ağa elindeki silahı indirince. Yavaş yavaş herkes beline takıyordu silahları. Umut tekrar bağırdı "kimse silahını beline takmayacak. Yanındaki adama bakıp "topla bütün silahları"dedi.
Sonra Fırata baktı "sende ver Fırat" Fırat sinirle soluyup belindeki silahı çıkarıp Umuta verdi.
Celal ağa cebindeki telefonu çıkarıp birilerini aradı giderken Fırata baktı "bu burda bitmedi bilesin"
Celal ağa Aliye ne olduğunu öğrenmek için giderken Fırat arkasından baktı.
Elbette bu burda bitmezdi. daha bu hiç bir şeydi Şah aşireti için. Bedirhan ağa acısından düşmüyordu peşlerine ama Fırat onlara kan kusturacaktı...
Serhat kendine gelince Hazalın yanına gitmek için harekete geçti ama doktoru izin vermedi. Serhat ısrarla gideceğini söyleyince Doktoru pes edip kısa süre için göndermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL (TAMAMLANDI)
General Fiction"madem o aşiretten bu eve kız girmesini istemiyorsun ozaman git bacınla Yusuf ağanın torununu öldür" Babasıda en az Serhat kadar bağırmıştı Serhat öfkeyle merdivenlerden çıkarken Babası arkasından seslendi "Yusuf ağayla konuştum yarın akşam nişan t...