Yorum sayıları düşüyor... Beni sınır koymaya itiyorsunuz beybisularım...
Artık bölüm ithaflarına da başlayacağım. Attığım bölüme en çok yorum yapan kişiye diğer bölümü ithaf edeceğim. Yorum yapmayana ithaf yok maalesef. Herkes kendi ekmeğinin peşinde dldbdkdhdkd
Bol bol yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum!
Keyifli Okumalar! 💙
Kantinden aldığım sıcak kahveyi dökmemeye çalışarak boş bir masaya oturduğum sırada Barış yanıma geldi. "N'aber tatlım?"
"Seni gördüm kötü oldum Barış," dedim kahve bardağını dudaklarıma doğru götürürken.
Boş sandalyeyi çekip oturdu. "Kırılıyorum ama," dedi yapay bir hüzünle. "Alındım gücendim hanımefendi."
"Ağla," dedim sırıtarak.
"Ühühühü." Ağlıyormuş gibi yaptığında gözlerimi devirdim. Aptal mısın Barış?
"Eee hayat nasıl gidiyor?" diye sordu. Konu açmaya çalışıyordu ama benim onunla konuşup konuşmamak istediğimi sormuyordu.
"Sıradan."
"Hayatını eğlenceli bir hale getirebilirim," dedi sırıtarak.
Tek kaşımı kaldırdım. "Hadi ya?" Güler gibi bir ses çıkardım. "Nasıl olacakmış o?"
Ellerini iki yana açıp gülümsedi. "Sevgilim olacaksın!"
"Fazla dizi izliyorsun sen," dedim kahvemi yudumlarken. "Beynine zarar."
"Bugün okuldan sonra ne yapıyorsun?"
"Müsait olmayacağım," dedim bir yere gitmeyi teklif edeceğini anladığımda.
"Yarın peki?"
"İşim var."
"Haftaya?"
"Ben ömür boyu müsait olmayacağım Barış."
"Üzüyorsun beni Asel," dedi Barış yalancı bir hüzünle. "Kalbim sözlerinle bin parçaya ayrılıyor."
Sırıttım. "Bunu ağlayarak günlüğüne yazabilirsin."
"Hilal'i rezil etmişsin diyorlar," diyerek sırtını sandalyeye yasladı. Göz kırparak "Ne iş?" diye sordu.
"Önemli bir mesele değil," dedim dilimin ucuyla dudaklarımı ıslatırken. Bu Hilal mevzusu tüm okulun dilindeydi. Dedikodu malzemesi olmuştu.
"Gelir gelmez okulun popüler kızını rezil etmek ha? Tam senlik bir hareket."
"Ya ne demezsin," dedim gözlerimi devirerek. Ocakta yemeğim var deyip kaçsam çok mu saçma olurdu?
Neyse ki zil sesi yardımcım oldu. "Seninle sohbet etmek hiç zevkli değildi, tekrarlamayız umarım," dediğim sırada Barış güldü. "Çok tatlısın."
"Çok yavşaksın."
"Güzel kız görünce şansımı deniyorum diyelim," dedi oturduğu yerden kalkarak. Ayağa kalktığım sırada 9. sınıf olduğunu tahmin ettiğim bir çocuk merdivenlere doğru koşarken kahveyi tuttuğum koluma çarptı ve kaçınılmaz son; kahve üzerime döküldü.
"Ah!"
Çocuk durmayıp koşmaya devam ettiği sırada Barış "İyi misin?" diye sordu. Okul kazağının eteklerini tutup çekiştirerek ıslaklığın vücuduma temas etmemesini sağladım.
"Kahve sıcak değildi, bu yüzden bana bir şey olmadı ama lakosum mahvoldu. Of!" diye homurdandım. Leke çok büyük değildi ama yine de varlığını belli ediyordu. Bu lakosla etrafta nasıl gezecektim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kavin | texting
Short StorySiyah deri koltuğa oturdum, ellerimi dizlerimin üstüne koyup ona baktım. Dövme yaptırıyordu. Omzuna Rusça bir yazı kazdırıyordu. Yazının anlamını bilmiyordum. Deli gibi merak ediyordum ne yazdırdığını. Dövmeci - yani Yüsra - dövmeyi yaparken "Sence...