Multimedya: Eymen ile Asel.
Cumartesi günü geldiğinde heyecandan yerimde duramıyordum.
Sabahın sekizinde uyanmış, saatlerin geçmesi için yapmadığım şey kalmamıştı. Öğle vaktinde, saat iki gibi, kulübe gidecektik. Eymen ile öyle sözleşmiştik.
Saatin geçmesini beklerken kitap okumuş, ders çalışmıştım. Sonra Eymen'in en sevdiği şarkı olan My lover is a killer şarkısını açmış, müzik eşliğinde en sevdiğim dergilerden birini karıştırmaya başlamıştım.
O sırada telefonumdan mesaj geldiğinde dair bir bildirim ses yükseldi.
Eymen:
Hazırlan. 10 dakika sonra çıkacağız.
Spor çantamı hazırlamıştım. O yüzden rahattım. Sadece üstümü değiştirecektim.
Tamam. 10 dakika sonra görüşürüz
Eymen'e mesaj attıktan sonra yataktan kalktım. Hızlıca siyah kotumu, askılı beyaz tişörtümü ve deri ceketimi giyindim. Saçlarımı tarayıp açık bıraktım. Makyaj yapma gereksimi duymadım.
Masamın yanına bıraktığım spor çantamı aldıktan sonra telefonumu alıp odamdan çıktım.
Babam bugün evde değildi. Cumartesileri de çalışıyordu. Ona Selin ile buluşacağımı söylediğimden rahattım.
Evden çıktığımda Eymen'in kapının önünde olduğunu gördüm. Onu süzerken yürümeye devam ettim. Üstünde beyaz bir tişört, koyu renk kot pantolon ve siyah kot ceket vardı.
Siyah kot ceket... Bu, erkeklere en çok yakıştırdığım şeydi.
Siyah güneş gözlüklerini takmıştı. Parmaklarının arasında sigarasını tutuyordu. Gece karası siyah saçları her zamanki gibi dağınık değildi, şekil vermişti. Parmaklarındaki siyah yüzükler vardı, kulağında ise siyah küpesi.
Erkeklerin yüzük ve küpe takmasını her zaman çekici bulmuştum.
Eymen de çekici bulduklarımdandı.
"Selam!"
Yanına vardığımda gözlüklerinin arkasından bana baktı. "Merhaba, Kavin."
"Gidelim mi?" diye sordum.
Yavaşça beni süzdü. "Çok heyecanlı gibisin."
"Çünkü öyleyim."
Hayatımda kaç kere dövüş eğitimi almıştım ki? Heyecanlı olmam gayet normaldi.
"Güzel," dedi memnun bir ifadeyle. Başıyla arabasını gösterdi. "Hadi bin, gidelim."
Arabaya binip yola çıktıktan birkaç dakika sonra telefonum çalmaya başladı. Cebime koyduğum telefonu çıkarıp kimin aradığına baktım.
Barış Gürsoy arıyor...
Barış'ın aradığını görünce aramayı cevaplandırıp cevaplandırmama konusunda çok kararsız kaldım.
En sonunda 'aman canım ne olacak' mantığıyla hareket edip aramayı cevaplandırdım. "Efendim Barış?"
Eymen, Barış'ın sesini duyunca direkt bana baktı. Kaşları hafifçe çatılsa da rahat görünmeye çalıştı.
"N'aber Asel?"
"İyi, senden?"
"Ne yapıyorsun?" diye sordu.
Göz ucuyla Eymen'e baktığımda bakışlarının yolda olduğunu gördüm. Bizi dinlemiyormuş gibi duruyordu ama bizi dinlediğine emindim.
"Eymen ile birlikteyim," dedim dilimin ucuyla dudaklarımı ıslatarak.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
kavin | texting
Cerita PendekSiyah deri koltuğa oturdum, ellerimi dizlerimin üstüne koyup ona baktım. Dövme yaptırıyordu. Omzuna Rusça bir yazı kazdırıyordu. Yazının anlamını bilmiyordum. Deli gibi merak ediyordum ne yazdırdığını. Dövmeci - yani Yüsra - dövmeyi yaparken "Sence...