Keyifli okumalar ^-^
Yorum yapmayı unutmayın!!!
Kasım ayının son günlerinden birinde, dövüş kulübündeydik.
Eymen bana dövüş eğitimi veriyordu ve geçen günkünün aksine bu sefer daha zorlu geçiyordu.
Derin bir nefes alıp Eymen'in üzerine doğru ilerledim, ona yaklaştığımda yüzüne doğru bir yumruk savuşturdum ama Eymen hamlemden kolayca kurtuldu.
Derin bir nefes aldım. Başımı sağa sola doğru gerdikten sonra sağ yumruğumu Eymen'e doğru savurdum. O yumruğumu savuştururken sağ ayağımla ona tekme atmaya çalıştım ama anında fark edip ayağımı tuttu ve beni yere düşürdü.
"Daha sert olman gerekiyor."
"Elimden geldiği kadar sert oluyorum zaten."
"Eğer maçlara çıkmak istiyorsan daha sert olmalısın."
"Tekrar deneyelim."
Ayağa kalktığımda yüzüme düşen saçlarımı geriye itip Eymen'e baktım. Yumruk atacağımı sanması için sağ kolumu ona doğru savurup dizimi karnına geçirdim.
Darbemden fazla etkilenmedi, daha ağır darbelere alışkın olduğu için. "Bu iyiydi," diyerek doğruldu. "Tekrar."
Ani bir hareketle arkasına geçip dizlerine vurarak yere düşmesini sağlamaya çalıştım ama olmadı. Beni yakalamasına fırsat vermeyerek sırtına zıpladım ve kolumu boynuna doladım.
"N'aber bebeğim?"
"Orada rahatsın galiba," dedi yüzünü bana doğru çevirirken.
"Belki."
"Rahatını bozmalıyım."
Kollarını bana doğru uzattı ve beni ensemden yakalayıp yere attı. Hızla ayağa kalktım ve öfkeyle ona baktım. "Ben senin sevgilinim. Biraz yavaş ol."
Omuz silkip şirince sırıttı. "Maçta karşına çıkan kişi sevgilin olmayacak ama."
Gözlerimi devirdim. Haklıydı ama biraz yavaş olabilirdi, popom acımıştı!
Yumruklarımı önüme siper edip bileklerimin arkasından ona baktım. Gözlerimi vücudunda gezdirip onu yere serebileceğim bir hamle düşündüm.
Tüm gücümü topladım. Eymen "Neden öyle bakıyorsun?" diye sorduğunda sırıttım ve tekmemi koluna geçirdim.
"Tekmelerin güçlü Kavin," dedi kolunu ovalarken.
Ona bakıp gülümsedim. "Eh, yapıyoruz bir şeyler."
Antrenmandan sonra kulüpten çıktığımızda "Şimdi ne yapalım?" diye sordu Eymen.
Dudak büzdüm. "Bilmem ki. Senin bir planın var mı?"
"Aslında antrenmanlardan sonra gittiğim bir bar var. İstersen ona gidebiliriz."
Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Ben daha önce hiç bara gitmedim," dedim. "Nasıl bir yer olduğunu bilmiyorum."
Alayla, "Merak etme, seni yemezler," dediğinde gözlerimi devirdim. Ha ha ha. Çok komik!
Omuz silkerek "Tamam oraya gidelim," diye mırıldandım. "Nasıl bir yer olduğunu görmüş olurum."
Arabaya doğru yürürken Eymen "Yalnız," diye başlayarak bana bir uyarıda bulundu. "Barda sevmediğin kişilerle karşılaşabilirsin. Lavinya gibi."
"Sorun değil," diyerek arabanın yolcu tarafındaki kapısını açtım. "Halledebilirim."
"Pekala."
Arabaya bindiğimizde radyodan hareketli bir şarkı açtım. Yol boyunca Eymen ile sohbet ettik, konu konuyu açtı ve zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım.
Hiç bilmediğim daha önce görmediğim tarzda olan bir yerin önünde durduk. Araçtan inip etrafı incelemeye başladığımda kızların aşırı derecede süslü giyinmiş olduğunu gördüm.
Beyaz kot pantolonu ve lacivert gömleği ile buraya gelen ben bunu beğenmemiştim...
Aynı filmlerdeki gibi bir yerdi. Barın kapısından çıkan iki erkeğin ortasında sarhoş bir kız vardı ve dışarı çıkıyorlardı. Kapının yanında duran bir çift oldukça ateşli bir şekilde öpüşüyorlardı. Birbirine sataşan dört kişilik bir erkek grubu vardı.
Ben etrafı incelerken Eymen "Hadi girelim," deyince yürümeye başladık. Kapıdan girdiğimiz anda yüksek sesli müzik kulaklarımı doldurdu.
Neon ışıklar bazı insanların yüzüne gölge düşürürken bazılarını ortaya çıkarıyordu. Baştan sona her yerin siyah olması bana Eymen'i hatırlatmıştı. Siyaha zaafı olan Eymen'i...
Eymen "Bir şeyler içmek ister misin?" diye sorduğunda onu onaylamamla beraber bar kısmına doğru yürüdük.
Bar taburesine oturduğumuzda Eymen "Ne içmek istersin?" diye sordu.
Dudaklarımdan daha önce hiç içmediğim bir içkinin ismi döküldü. "Viski."
Gerçekten mi Asel? Onu içebilecek misin?
Eymen kararsızca bana bakarak "Emin misin?" diye sorduğunda başımı aşağı yukarı sallayıp "Evet," dedim.
Neye sebep olacağını bilmeden 'evet' demiştim. İçimden bir ses bu gecenin uzun geçeceğini söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kavin | texting
Short StorySiyah deri koltuğa oturdum, ellerimi dizlerimin üstüne koyup ona baktım. Dövme yaptırıyordu. Omzuna Rusça bir yazı kazdırıyordu. Yazının anlamını bilmiyordum. Deli gibi merak ediyordum ne yazdırdığını. Dövmeci - yani Yüsra - dövmeyi yaparken "Sence...