-45-

19.4K 1.2K 763
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın! Keyifli Okumalar. <3

Önceki maçlara kıyasen kulüp bu sefer daha kalabalıktı. Bu seferki maç daha heyecanlı geçiyordu çünkü Eymen'in rakibi diğerlerine göre daha güçlüydü.

Eymen'in nefes nefese kaldığını görebiliyordum. Kısa sürede kan ter içinde kalmıştı. Ringe damlayan bir kanı gördüğümde korkuyla oturduğum yerden kalktım.

Hızlı adımlarla ringe doğru yürüyüp insanlara çarpa çarpa ringin bir köşesinde durdum. Endişeli bakışlarımı ona çevirip onu süzdüm.

Kan onun değildi.

Görünür bir yarası yoktu, kan onun değildi. Gövdesi hala aynı duruyordu. Kanın ona ait olmadığını fark edince gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Sakin ol Asel...

Eymen rakibinin omzuna doğru bir tekme savurmaya çalıştığında rakibi onu gafil avlayarak yere düşürdü ve Eymen'in üstüne çıkıp onu yumruklamaya başladı.

Eymen'e bir şey olmayacak... Eymen'e bir şey olmayacak.

Eymen'e aşık olduktan sonra onun her maçında aynı şekilde endişeleniyordum. Sanki ona bir şey olacakmış gibi geliyordu ve bu ihtimal beni korkutuyordu.

Eymen'in aldığı her yumrukta yerimde sıçrıyordum. Yumruklarımı sıkıp tırnaklarımı avuçlarımın içine batırdım.

Bir yumruk.

Alt dudağı patladı.

Bir yumruk daha.

Ve başka bir yumruk...

O anda Eymen ile göz göze geldik. Ona endişeyle baktığımda 'sorun yok' dermiş gibi gülümsedi.

Yerde hareketsiz yattığında maçın sunucusu ringe inip ondan geriye doğru saymaya başladı.

"On!"

Eymen bana bakmaya devam etti.

"Dokuz! Sekiz! Yedi!"

Eymen'e bakarken "Kalksana," dedim.

"Altı! Beş! Dört!"

"Kalk," diye fısıldadım.

"Üç! İki!"

Eymen ani bir hareketle yerden kalkıp rakibine sert bir yumruk attı. Rakibi ne olduğunu bile anlamadan Eymen rakibini altına alıp yumruklamaya başladı. Rakibinin kalkmasına izin vermeyecek bir hamle yaptı.

Sunucu bu sefer de Eymen'in rakibi için ondan geriye saymaya başladı.

"On!

Dokuz!

Sekiz!

Yedi!"

Eymen'in rakibi hâlâ kalkmadı. Kalabalıktan sesler yükseliyordu. İki kişiyi tutan da eşit sayıdaydı.

"Altı!

Beş!

Dört!

Üç!"

Eymen'in rakibi hala kalkmadı. Eymen kazanıyor gibiydi.

"İki! Bir! Kazanan pitbull!"

Coşku dolu sesler kulağıma dolduğunda sakinleşerek nefesimi verdim. Eymen ringten atlayıp odasına doğru yürümeye başladığında peşinden ilerledim.

Nasıl olduğunu merak ediyordum.

Eymen'in odasına girdiğimde arkamdan kapıyı kapattım. Eymen tekli koltuğa oturmuştu. Dudağındaki kan kurumuştu.

"Nasılsın?" diye sordum ona doğru yürürken.

Elini saçlarından geçirdi. "Biraz yoruldum ama iyiyim."

Endişeyle, "Bu seferki çok zordu," dedim. "Rakibin güçlüydü."

"Evet," dedi net bir sesle. "Öyleydi."

Önünde durduğumda belimden tutup beni kendisine çekerek kucağına oturmamı sağladı. Kollarımı boynuna dolarken bakışlarımı patlayan dudağında gezdirdim. "Ben korkuyorum Eymen. Sana bir şey olacak diye çok endişeleniyorum. Bu maç işlerini bıraksan olmaz mı?"

"Bu şekilde rahatlayabiliyorum," derken kolunu omzuma atıp kafamı göğsüne yasladı. "Enerjimi bu şekilde atabiliyorum. Beni rahatlatıyor."

Hastalığı yüzünden bu kulüpteydi. Bir kez daha Eymen hasta olduğu için lanet ettim.

"Biliyorum bu şekilde rahatlıyorsun ama ya bir gün başına bir şey gelirse?" dedim üzgünce. Ona bir şey olacak diye korkuyordum.

"Kendimi koruyabilirim," derken dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Sen beni merak etme."

"En azından Oktar ile konuş maçlara daha az çık, lütfen," diye rica ettim.

Saçlarımı okşadı. "Tamam," dedi beni onaylayarak. "Konuşurum. Daha az maçlara çıkmak istediğimi söylerim. Sen bunları düşünme."

"Dudağındaki yarayı temizlememiz gerekiyor," diyerek kucağından kalktım. Odanın köşesinde ilk yardım çantasını görünce çantayı alıp Eymen'e doğru yürüdüm.

Önünde diz çökerken çantadan pamuğu çıkardım. Pamuğu dudağının üzerinde gezdirdiğimde acımış gibi durmuyordu, acısa da bir şey söylemedi. Yiğitliğe bok da sürdürmüyordu beyefendi!

Başka bir pamuğa tentürdiyot sürerken "Bu biraz acıyacak," diyerek pamuğu dudağına değdirdim.

"Fazla acımadı."

Dudağına doğru üflediğimde "Ama sanırım bu hareketinle biraz acı çekebilirim," dedi imayla.

Ona gözlerimi devirip pamuğu tekrar sürüp tekrar üfledim. İşim bittiğinde "Acıdı mı?" diye sordum.

Başını hayır anlamında iki yana salladı. "Elin hafifti. Bir şey olmadı."

Doğrulup ilk yardım çantasını yerine bıraktıktan sonra "Lavaboya gidip geleceğim," dedim.

Eymen "Tamam," demekle yetindi.

Odadan çıkıp sakin bir tavırla tuvalete doğru yürüdüm. Tuvalet kapısını açıp içeri girdiğimde tuvaletin kalabalık olmadığını gördüm, sadece aynanın önünde bir genç kız vardı ve hıçkırarak ağlıyordu.

Neden bu kadar çok ağladığını merak ederek kıza doğru yürümeye başladım. "İyi misin canım?" diye sorarken kızın ağlamaktan kızaran gözlerine baktım aynadan.

Ellerime biraz sabuk döküp su ile ıslattıktan sonra ellerimi köpürtmeye başladım.

Kız ağlayarak "Terk edildim," dedi. "Başkasını seviyormuş, inanabiliyor musun? Biz 1 yıldır beraberdik. Meğerse benimle olmasının tek sebebi cinsellikmiş!"

Mutsuzluğu o kadar içtendi ki onun için üzülüp ona yardım etmek istedim. "Aptal olan oymuş. İyi tarafından bak, onun gibi kötü biri hayatından çıktı."

"Ama ben onu seviyordum," dedi hıçkırarak.

Üzülerek ona baktım. "Onun için ağlamana bile değmez."

Ellerimi duruladıktan sonra kurutma makinesine doğru yürüdüm.

Kız "Yine de ağlamadan yapamıyorum," dedi ağlarken. "Rica etsem bana bir peçeteye verir misin?"

Ona sırtımı dönüp peçete makinesine uzanırken "Tabi," dedim. Birkaç tane peçete aldığım sırada kıza doğru dönecektim ki bir anda kızın kolu karnıma dolandı. Ne olduğunu anlayamadan kızın burnuma bir şey bastırdığını ve nefes aldığımda istemsizce kokladığım şeyin beni uykuya sürüklediğini hissettim.

"Özür dilerim," dediğini duydum. "Bunu yapmak zorundaydım."

Sonrası karanlıktı.

kavin | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin