15

6.6K 326 5
                                    

Gece'den

"Taha, ben çıkıyorum!"

Mutfağa doğru seslendiğimde bulaşıkları yıkayan Taha "Dikkatli ol!" diye karşılık verdi. Montumu giydim, kafeden dışarı adımımı attım ve sert rüzgar suratıma çarptı. Saatin akşam on olmasının da bu sert rüzgarda bir etkisi olabilirdi tabii.

"Gece!"

Kulaklıklarımı takmadan önce duyduğum tanıdık ses yüzümde bir gülümseme oluşturdu, Furkan kolunu omzuma atarken "Taha kişisi olmasa mesaiye kaldığından haberim olmayacak." diye homurdandı.

"Buraya geleceğini bildiğim için söylemedim. Bir daha eve döneceksin."

Ters ters yüzüme baktıktan sonra dışarıda kalan elini montunun cebine sokuşturdu. "Sanırsın yabancıyız anasını satayım." diye söylendiğinde gözlerimi devirdim. "Yabancısın demedim."

"Saçma sapan triplere girme o zaman."

Ses çıkarmadım, tartışmaya girmekten kaçındığım nadir insanlardandı Furkan. Kaldı ki o akşamın onunda beni buraya almaya gelmişken daha fazla söylenecek değildim.

"Ee?" dediğinde ona baktım. Başını eğdi, göz göze geldiğimizde dudaklarındaki sinirli gülüşe kaşlarımı kaldırdım. "Nasıldı Taha ile olan mesai saatlerin?"

Dönüp dolaşıp Taha'ya geliyorduk her seferinde. Bıkkınlıkla burnumdan derin bir nefes verirken "Normaldi işte!" dedim engel olamadığım bir sinirle. Tüm tartışmama, sakince eve yürüme isteğim bir anda tuzla buz olmuştu sanki.

Alt dudağını ısırdı sinirle. "O çocuktan haz etmiyorum."

Gözlerimi devirdim.

"Benim mesai arkadaşımdan haz etmeni gerektirecek bir durum yok zaten, Furkan."

Kurduğum cümle adımlarımızı durdurdu. Sarı sokak lambasının loş ışığına rağmen Furkan'ın kahvelerindeki hayal kırıklığını çok net gördüm. Kolunu omzumdan çekerken "Pardon ya..." dedi gülerek. "Senelerdir yakın olduğumuzu düşünüyordum. Yanıldım herhalde."

"Öyle demek istemedim, konunun her seferinde Taha'ya gelmesinden sıkıldım sadece. Tek istediğim tartışmadan, sakince yürümek."

Gözlerini yüzümde gezdirdi sekiz senedir tanışmıyormuşuz da beni yeni görüyormuş gibi. Onun bunu yapmasına, her seferinde beni tekrardan incelemesine alıştığım için hiçbir şey sormadım. Sessizce bekledim ki bu da bayağı bir efor sarf ettirmişti bana. Şu an karşımda Furkan'dan başka biri olsa çoktan terslemiştim "Niye böyle bakıyorsun?" diye.

"Sen böyle bakıp sessizce beklerken sinirli de kalamıyorum ki anasını satayım."

Kolunu tekrar omzuma attı. "O çocuğu sana çıkma teklifi ettiği için sevmiyorum." dedi dürüstçe. Taha'yı sevmeme nedeninin bu olduğunu söylemekten hiçbir zaman çekinmemişti. Bizim grubun, hatta çocuktan bir farkı olmayan Levent'in bile beni kıskanmasına alışmıştım. Tuhaf gelmiyordu artık.

"İki sene önceydi. Artık bir sevgilisi var ve altı aydır çıkıyorlar. Kızı nasıl sevdiği gözlerinden belli oluyor."

"Bir de gözlerine mi dikkat ettin o şer- çocuğun?"

"Yok artık Furkan ya! İlla tartışalım diyorsun yani, kaşınma daha fazla."

Bir şeyler homurdandı ama daha fazla konuşmadı. Kış soğuğunda, onun kolunun altında, güven verici sıcaklığında söylene söylene yürümeye devam ettim.

*****

Okula girerken neredeyse kapanan gözlerimi aralamaya çalışıyordum. Bu aralar maddi yönden biraz sıkışık olduğumuz için birkaç gündür kafeden bayağı geç saatlerde çıkıyordum. Üstüne bir de ders çalışınca uyumaya, dinlenmeye çok az vaktim kalıyordu.

Şoför | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin