47

5K 276 47
                                    

Furkan'dan

Gece sınıfa girdiğinde ve beni sıramızda değil de Gökay'ın yanında bulduğunda duraksadı. Kızarık gözlerini yavaşça sırada gezdirdi, daha sonra alayla gülüp bakışlarını bana çevirdi. "Şimdi de çocuk gibi sıranı mı değiştirdin cidden?"

Solmuş yüzü, ağladığını belli eden gözleri içime dokunsa da belli etmedim. Arkama yaslandım. "Bana kızgınsın, rahatsız olursun diye düşünmüştüm." dedim yavaşça. Yalan değildi. Eğer yanında otursaydım tekrar kavga ederdik ve ya ben onun kalbini kırardım ya o benim kalbimi kırardı.

Bir şey demedi, bana birkaç saniye daha baktı, sonra yerine oturdu. Yerimde hafifçe öne doğru kaydım, dirseklerimi de sıraya yasladım. Kokusu burnuma doldu, zaten amacım da buydu. Derin bir nefes aldım, içimdeki sıkıntı azalır gibi oldu. Sızlayan gözlerimi yavaşça kapattım.

Dün gece hiç uyumamıştım.

"Günaydın!"

Levent'in neşeli sesine başımı kaldırdım. Artık babası eskisi gibi takıntılı olmadığından -o adama hala daha güvenmiyordum- okula erkenden değil, vaktinde geliyordu.

"Ne oldu size?"

Kaşları çatıldı. Birkaç adımda yanımıza geldi. Elini Gece'nin çenesine koydu, başını kaldırıp dikkatle gözlerine baktı. Sakin tutmaya çalıştığı bir sesle "Gözlerine ne oldu bir tanem?" diye sordu yüzü gerilirken. Tüm neşesi kaybolmuştu. Ciddileşmişti.

Gece cevap vermeyince bana baktı. Benim yorgun bakışlarım da hiç yardımcı olmamış olacak ki sıkıntılı bir nefes aldı, doğruldu. Oturduğumuz yerlere bakarken çantasını benim yanıma attı. "Kavga mı ettiniz?"

Başımı salladım. Ellerini saçlarından geçirdi. Gözlerime sorarcasına baktı. "Sonra." dedim yorgunca. "Şu an konuşmayalım." Duraksadım. Birkaç kez yutkunduktan sonra Gece'nin arkasında oturmamın verdiği fırsatla sadece dudaklarımı oynatarak konuştum. "Gece'yle konuş."

Ben her şeyi kendi içimde hallederdim. Onun gözlerimin içine baka baka benim bir hayal kırıklığı olduğumu söylemesini de kaldırırdım da onun ağlamasına dayanamazdım. Dün daha fazla sinirleneceğini, çok daha kırıcı şeyler söyleyeceğini bilmesem dolu gözlerini gördüğüm ilk an ona sımsıkı sarılırdım.

Sarılsam belki de şu an birbirimize bu kadar mesafeli olmazdık.

Levent Gece'nin yanına oturdu. Mırıl mırıl bir şeyler anlatmaya başladı, bir yandan da saçlarını okşuyordu. Böyle yapması iyi değildi, Gece yine ağlayacaktı.

Başımı kitabıma eğdim, önümdeki yazılara baktım ama gözlerim bir şeyi görmüyordu. Gece'nin inadını da öfkesini de para konularına olan hassasiyetini de biliyordum. Bu yüzden bu kadar kötüydüm. Benim ona olan kırgınlığımın geçmesi kısa sürerdi, onun öfkesiyse kolayca dinmezdi.

Yanıma biri oturdu, başımı kaldırmama fırsat kalmadan Gökay'ın sesini duydum. "Niye tartıştınız?" Göz göze geldik. Çok ciddi duruyordu. Gözlerimi kaçırdım. "İş ve para mevzusu." dedim kısaca. Derin bir nefes aldı. "Tamam." dedi yavaşça. "Hallederiz."

Gece bize ilk işe girdiği zaman biz ona kızdığımız, sonra da borç vermeyi teklif ettiğimiz için küstüğünde Levent çok üzülmüştü, ben öfkelenmiştim, Gökay'sa böyle sakin kalıp aynı cümleleri söylemişti: "Tamam, hallederiz."

Destek olurcasına omzuma vurdu, hoca içeri girince başka bir şey söylemeye fırsatı kalmadı.

*****

Gece'den

"Neden bu kadar sessizsiniz?"

Çise'nin sorusuna Gökay "Ben sana anlatırım güzelim." diye cevap verdiğinde ona minnetle baktım. Gerçekten konuşacak halim yoktu. Uykusuzdum. Nasıl iş bulacağımı, iş bulamazsam ne olacağını düşünüyordum. Bir de Furkan'a bu kadar kızdığım için içten içe pişman olmuştum ama gururum özür dilememi de engelliyordu.

Şoför | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin