Çise: Canellllll
Can Parçam: Efendim?
Çise: Günaydınnnn
Çise: ☀️☀️☀️☀️
Can Parçam: Bu neşeni neye borçluyuz Çise Hanım?
Çise: Yanına gelip anlatayım mı?
Can Parçam: Bunu sormana gerek mi var Çise?
Can Parçam: Gel tabii.
Çise: Geliyorum.
******
Deli'den (Çise'den)
"Yani, Gökay'la artık resmi olarak sevgilisiniz?"
Canel'in düz bir suratla, sıfır heyecanla sorduğu soru bile neşemi söndürmedi. Son zamanlarda önce aınav stresinin, sonra ise Gece'yle olan tartışmanın neden olduğu kötü ruh halimden kurtulmuştum.
"Evet!"
Neşeli cevabıma gülümsedi. "Sevindim bebeğim." dedi yüzüme gelen saçları yumuşak bir hareketle geriye atarken.
"Gerçekten sevindin mi?"
Sorduğum soruyla biçimli kaşları çatıldı. "Neden sevinmeyeyim?"
"Yani şey... Gökay'ı seviyor musun sen de?"
Sorumla duraksadı, derin bir nefes aldıktan sonra "Pek yakın değiliz." dedi aldığı derin nefesi verirken. "Ama seni üzmeyeceğini düşünüyorum. Seni seviyor, belli de ediyor."
"O kadar belli ediyor mu gerçekten?"
"Sen Gece'yle tartıştıktan sonra hafta sonu Gökay'ın mesajlarına cevap vermeyince bana yazdı. Hasta olup olmadığını sordu. Moralinin bozuk olduğunu söyledim, zaman vermesini istemesem hemen dibinde bitecekti. Bir şey olursa söyleyeceksin diye söz verdirdi."
Duyduğum şey kalbimde Gökay'a olan sevginin çırpınmasına, dudaklarımın kıvrılmasına neden oldu. Yanağımın içini daha fazla sırıtmamak için ısırdım. Canel bu halime baktı. Normalde gözlerini devirip gülerdi ama yapmadı. Derin, sıkıntılı bir nefes aldıktan sonra yatağa yasladığım ellerime uzandı. Soğuk ellerimi avuç içlerine aldı.
"Çise..."
Ciddi bir şey söyleyeceğini anladım. Oturduğum yerde öne doğru kayıp Canel'in ela gözlerine dikkatle baktım.
"Hastalığını ne zaman söyleyeceksin?"
Sorduğu soru tüm neşemi, enerjimi götürdü. Gözlerimi yere indirdim. Kendimi bıkkın ve yorgun hissettim. Hayatımın her anında hastalığımın karşıma çıkması; bana, insanlarla olan ilişkilerime ayak bağı olması sinirimi bozuyordu.
"Canım, bak; zaten yalan söylememiz yanlıştı ama yaptık bunu, tamam. Şimdi sevgilisiniz, sence de öğrenmesi gerekmiyor mu?"
Gözlerimi yerden kaldırmadım. Canel'in ellerini sıktım. "Haklısın." diye mırıldandım.
Hasta olan bendim. Gökay'ın babası Giray amcanın tedavi ettiği kişi bendim. Canel değildi.
Eski okulumda yaşadıklarımdan, en yakın arkadaşımın bana "İnsanlar sana iyi davranıyor çünkü hastasın." demesinden sonra bu okulda kimsenin hastalığımı bilmesini istememiştim. Bu planımı bozan şey Gökay'ın Giray amcanın oğlu olmasıydı. O anın telaşıyla hasta olan kişinin Canel olduğunu söylemiştim. Daha sonra Canel bunu öğrenmişti ve tartışmıştık çünkü hayatıma bir şekilde giren tüm insanların kalbimdeki rahatsızlığı bilmesi gerektiğini düşünüyordu. Eğer ben tartışmamıza dayanamayıp bayılmasaydım da Gökay'a her şeyi söyleyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şoför | Yarı Texting
ChickLitBir lise öğrencisi onu maniküre götürmek için geç kalan şoförüne yazdığını zannederken başka bir lise öğrencisine yazarsa ne olur? Şoför | Yazıyor... Şoför: Levent sen misin? Şoför: Şaka mı yapmaya çalışıyorsun? Şoför: Bu yüzden mi tuvalete gittin? ...