24

5.5K 279 7
                                    

Canel Levent'le konuştuktan bir iki saat sonra Gökay Canel'e yazıyor, yani bu bölüm de pazar günü geçiyor. Akıl karışıklığı olmasın diye belirtiyorum.

Gökay: Canel?

Canel | Çevrim içi

Canel: Efendim?

Gökay: Çise yanında mı?

Gökay: En son cuma günü konuştuk,

Gökay: Daha sonra mesajlarıma hiç bakmadı.

Gökay: Aradım, onlara da bakmadı.

Gökay: İyi mi?

Canel: İyi,

Canel: Merak etmeni gerektirecek bir şey olmadı.

Canel: Zaten cumartesi, pazar yani

Canel: İki gün oldu sadece.

Gökay: Biliyorum ama normalde bu kadar uzun süre mesajlara bakmadan durmazdı.

Gökay: Canel

Gökay | Yazıyor...

Gökay: Bir şey oldu, değil mi?

Gökay: Hastalandı mı yine?

Gökay: Çok mu kötü?

Canel: Gökay

Canel | Yazıyor...

Canel: Bak,

Canel: Şu an iyi ama

Gökay: Ama ne?

Canel: Morali bozuk.

Canel: Sen de üzerine gitme.

Canel: Kendisini toparlayınca o gelir yanına.

Gökay: O üzgünken onu yalnız mı bırakacağım?

Gökay: Saçmalık.

Gökay: Çok mu üzgün?

Canel: Saçmalık falan değil.

Canel: Bir iki gün izin ver ona.

Canel: Kafasını toparlasın.

Gökay | Yazıyor...

Gökay: Bana söz ver o zaman.

Canel: Ne sözü?

Gökay: Kötüleşirse, yine hastalanırsa ya da ne bileyim,

Gökay: Bayılırsa

Gökay: Bana haber vereceksin.

Canel: Tamam.

Gökay: Söz ver Canel.

Canel | Yazıyor...

Gökay: Bak, lütfen.

Gökay: İçim hiç rahat değil.

Canel: Tamam, söz.

Canel: Bir şey olursa haber vereceğim.

Gökay: Teşekkür ederim.

Gökay: Ona dikkat et, olur mu?

Canel: Edeceğim tabii ki.

Canel: Kardeşim o benim.

Canel: Neyse benim çıkmam lazım şimdi.

Şoför | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin