28

5.4K 271 6
                                    

Deli'den (Çise'den)

"Eşyalarımı yerleştirdim, lobiye iniyorum şimdi."

"Tamam güzelim, geliyorum ben de on dakikaya."

Telefonu kapattıktan sonra biraz yürüdüm, lobideki koltuklardan birine kendimi bıraktım. Yolda her zamanki gibi uyuyakalmıştım, bu da biraz sersemlememe neden olmuştu. Hala daha kendime gelmiş sayılmazdım.

"Merhaba."

İrkilerek gözlerimi açtım. Benim yaşlarımda kumral, mavi gözlü bir çocuk karşımda duruyordu. Gülümseyişine ve yüzüne dikkatle baktım ama hayır, tanıdığım biri değildi.

Nezaketen gülümseyip yerimde biraz doğruldum. Rahatımı bozmak hoşuma gitmemişti ama yapacak bir şey yoktu.

"Merhaba?"

Elini ensesine attıktan sonra yanıma oturdu, aramızda mesafe bırakmıştı, kişisel sınırları ihlal etmeyen biriydi, güzel.

"Bir yaşıtımı görünce yanına gelmek istedim. Üç gündür buradayım. En genç kişi yirmi beş otuz yaşındaydı. Genç ruhum bunaldı burada."

Güldüm, bir şey demedi.

"Ben Gökdeniz bu arada."

Uzattığı elini sıktım. İyi niyetli birine benziyordu, arkadaş olsak rahatsız olacağımı düşünmüyordum.

"Çise ben de."

"Çise? Daha önce adı Çise olan biriyle tanışmamıştım."

"Ben de Gökdeniz isimli biriyle tanışmamıştım."

"Ortak noktalarımız artıyor."

Hafifçe güldüm. "Ya, ne demezsin?"

Aramızda bir sessizlik oluştu. Gözlerimi tenha lobide gezdirdim. Gökay hala ortalıkta görünmüyordu.

"Birini mi bekliyorsun?"

Gökdeniz'e döndüm. Bunu sormaya utanmış gibiydi. Ensesini kaşıdı tekrar, sonra saçlarını dağıttı.

"Yanlış anlama beni, kötü bir niyetle yaklaşmıyorum sana." dedi ben cevap vermeyince. Rahatsız olduğumu sanmış olmalıydı, hayır, onu inceliyordum sadece. Giydiği sweatshirt bayağı hoşuma gitmişti. Linkini atar mıydı acaba?

"Yanlış anlamadım ve evet, bir arkadaşımı bekliyorum. Onunla geldik."

Gökay'a arkadaş demek tuhaftı. Aramızdaki ilişki arkadaşlıktan öteydi, bunu ikimiz de çok iyi biliyorduk. Sonuçta arkadaşlar birbirine bizim gibi uzun uzadıya, kaybolmak istercesine bakmazdı. Arkadaşlar onun arabada beni izlediği gibi, uyurken birbirlerini izlemezlerdi. Arkadaşlar birbirlerini birkaç gün görmediler diye kafayı yemezlerdi.

Arkadaşlar birbirlerine ilanı aşk da etmezlerdi.

"Anladım." dedi. Sonra havadan sudan sohbet ettik. O da on birinci sınıftı, eşit ağırlık okuyordu ve psikoloji istiyordu. Klinik Köy'e gelme nedenlerinden biri de buradaki psikologlarla konuşup meslek hakkında biraz daha fikir edinmekti.

Şoför | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin