48

4.9K 268 59
                                    

Not: Bölümü bu kadar geciktirdiğim için üzgünüm ama gerçekten uzun bir bölüm oldu. 4964 kelime ehehehe. İyi okumalarrrrr

Deli'den (Çise'den)

"Hoş geldiniz."

Gece gülümseyerek yana çekildiğinde eğilip ayakkabılarımı çıkardım. Daha sonra "Hoş bulduk." deyip gülümseyerek içeri girdim. Canel de beni takip ettiğinde Gece çelik dış kapıyı yavaşça kapattı, daha sonra "Annemler evde yok." diye açıklama yaptı. "Bugün teyzemde kalacaklar."

Açık mavi renkli, bazı yerlerde boyası dökülmüş duvarlara baktıktan sonra yerdeki renkli, karışık desenli halıyı inceledim. Daha sonra bir tepki vermem gerektiğini hatırlayıp onayladığımı belli edercesine başımı salladım, elimdeki poşetleri hafifçe kaldırıp "Nereye bırakayım?" diye sordum çekingence. Gece aydınlanır gibi oldu. "Aa..." dedikten sonra hızlıca etrafına bakınıp salonun halısız bir kısmını gösterdi. "Şuraya bırakabilirsin."

Poşetleri kahverengi fayanstan zemine bıraktım. Hem abur cubur hem de meyve almıştık. Meyve daha çok annesi içindi -çünkü annemiz yaşındaki insana abur cubur almak mantıksız olurdu -ama o burada yoktu. Olsun, daha sonra beraber yerlerdi.

Gece'ye baktım. Dışarısı ılık olduğu için, bir de üstüne biz taksiyle geldiğimiz için giydiğimiz ince hırkalar kollarımızdaydı. Hemen hırkaları aldı. Girişteki koyu kahverengi vestiyere astı. Daha sonra çekingence bize baktı. İlk kez onu böyle görüyordum. Gergin gibiydi. Kurumuş dudaklarını habire ısırıyordu. Yüzü hala daha solgundu, pek dinlenmemiş olmalıydı.

"Ne yapıyoruz?" dedi Canel düz bir sesle. Gece yerinde öne arkaya sallandı. "Bilmiyorum." diye mırıldandı. "Ne yapılır ki normalde?"

Onun bu hali beni gülümsetti. Başımı iki yana sallayıp "İyi ki ben varım!" dedim neşeyle. "Bir yere oturalım, ben her şeyi halledeceğim."

Başını salladı. Dar, karanlık holden geçip bir odaya girdik. Orta büyükkükteki odanın iki kenarına iki tane yatak yerleştirilmişti. Camın bir yanında bir gardırop, diğer yanındaysa ahşap, bir sürü çekmecesi ve gözü olan bir çalışma masası vardı. Yataklardan birinin nevresimi siyahtı, diğeri ise açık maviydi. Açık mavi nevresimli yatağın başına küçük ledlerden döşenmişti, birkaç tane de müzik grubu posteri vardı. Siyah nevresimli yatağın olduğu taraftaki duvarsa farklı renklerde yapışkanlı kağıtlarla kaplıydı. O tarafa yaklaşıp notlardan birinin başlığını okudum. "Yarım açı formülleri."

"Göreyim de aklımda kalsın diye yazmıştım birkaç ay önce."

"Hiç okudun mu peki bu notları?"

"Bir iki kez evet."

Güldüm. Gece de güldü. Canel'se odayı, eski ama temiz eşyaları incelemekle meşguldü. Bunu küçümseyici bir şekilde yapmıyordu, bir şeyleri incelemeyi severdi.Kim bilir hangi detaylara takılmıştı yine?

Gece siyah nevresimli yatağa oturunca ben de Canel'in kolunu tuttum, biz de oturduk. Canel onu çekiştirdiğim için homurdandı ama başka bir şey demedi.

İçine koyduğum şeylerle beraber kocaman olan sırt çantamı açtım. "Sizin bir şey planlamadığınızı tahmin ettiğim için..." derken bir yandan da çantamdan getirdiğim kağıt maskeleri, nemlendirici kremleri, ojeleri, saç spreylerini ve makyaj çantamı çıkarıyordum. "Bir sürü şey aldım. Bakım ve makyaj yapacağız!"

Canel bu halime gözlerini devirip güldü. Bir yandan da bana inanmaz bakışlar atıyordu. Levent'le kurduğumuz planı gelmeden önce ona anlatmak zorunda kalmıştım çünkü bu kadar makyaj malzemesi almamdan işkillenmişti. Bir de üstüne yanıma aldığım kıyafetleri görünce bir şeyler karıştırdığımdan iyice emin olmuştu.

Şoför | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin