Her toplum bireylerden oluşur ve belli bir toplum içerisinde yaşamını sürdüren insanların belirli bir olgu ya da inanç üzerindeki ortak yargılarına, net bir ifadeyle "Kamuoyu" denilmektedir. Peki, bu kamuoyu zaman içerisinde nasıl evrilmiş ve insanlarımız tarafından nasıl şekillendirilmiştir.. Biraz buna değinelim. Toplumların ortak bir yargıya varmasında çeşitli aracı unsurlar bulunmaktadır. Bunlar kimi zaman geleneksel medya araçları vasıtasıyla, kimi zaman da sosyal medya aracılığı ile gerçekleşir. Geleneksel medya ile gerçekleşebilecek olası bir ortaklaşa toplum yargıları ve ortak tepkiler, geçmişimizden günümüze kadar gelen bu zamansal süreçte karmaşıklaşmıştır. Geleneksel medya denilince akla ilk olarak "Radyo, Televizyon, Gazete, Dergi vb." gibi teknolojik cihazlar ve yazılı kaynaklar gelmektedir. Geleneksel medya derinlerine inilmeye kalkıldığında karman çorman bir hal almaktadır. Toplumun üzerinde etki bırakması ve yönlendirme konusunda son zamanlarda çok sağlıklı bir yöntem olarak görülmemektedir. Kendi kanaatim sorulacaksa eğer sizlere bu konuda geleneksel bir medya kavramının, "artık toplum arasında yeri olmadığı ve güvenilir bir medya kaynağı olmadığı kabul edilmemekte" olgusu oluştuğunu söylemem gerek. Üzerine basarak anlatmak ve örneklendirmek gerekirse eğer ülkemizde bulunan televizyon kanallarının, radyo kanallarının ve yazılı haber kaynaklarının ( Gazete, dergi, broşür vb.) politik, ekonomik ve sosyokültürel farklılaşmalar ortaya çıkarması sonucunda toplum üzerinde kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı bir özelliği olduğunun kanısına varmaktayım. Peki kazandığımız bu edinimler bizlere nasıl bir yol izleme olanağı sunuyor? Elbette devreye sosyal medya evrenselliği ve ulaşılabilirliği giriyor. Artık her cepte, her alanda bulunan ve kullanılan android cihazlar sayesinde dünyanın her neresinde ne olursa olsun anında öğrenme, bilgilendirme, yorum yapabilme ve çevreye yayma hakkına sahibiz gibi bir durum söz konusu. Geçmiş dönemlerde böyle bir hakkımızın olduğunu düşünsenize neler olurdu neler ? Bazı insanları enterese etmese de duyarlı insanlarımız için oldukça önemli konular hakkında ve çevresel duyarlılık faktörü sayesinde, oldukça verimli bir halde kullanılmakta olan bir mecra..
Tüm olumsuzluklarını ve yanıltıcı kısımlarını bir yana bırakalım ve enine boyuna inceleme yapmaktan kaçınarak, sosyal medyanın çevresel etkilerinden olumlu yansımalarını kendi bünyemizde açığa çıkartarak, teknoloji düşmanlığından (Ben anlamam etmem, kendi işimi kendim görürüm, vb.) uzak durarak kazanımlar çıkartmaya çalışalım istiyorum. Çünkü günümüzde artık geleneksel medyanın yansımalarında, gerçeklik ve ikna olabilirlik kavramları insanlara yeteri kadar geçmiyor, daha doğrusu bu kavramlardan uzak bir medya oluşturulmuş duruma tekabül ediyor. Artık her kesime ait bir medya kanalı veyahut iletişim ve bilgilendirme ağı mevcut. Her kesim birbirinin ardından onca karalama ve yıpratma işlemiyle uğraştığı için ortaya saf ve temiz bir bilgi aktarımı sağlanamıyor. İşte bu yüzden "sosyal medyanın gücü" diye bir kavram ortaya çıkmış durumda. Artık insanlar hemen hemen her şeyi sosyal medya aracılığı üzerinden yaşıyor ve anlatıyor. Bu durumu daha önceki yazılarımda defaatle sizlere aktarmış olmanın kararlılığını yaşıyorum. İşte tam olarak burada bunun yararlarından bahsetmek gerek. Bir kişinin canlı yayın veya video paylaşım yapma hastalığı; belki de o esnada gerçekleşebilecek bir cinayetin, kazanın, kavganın ya da hırsızlığın ortaya çıkarılmasında fayda sağlayacak olabilir. Ya da sürekli olarak sosyal medya üzerinden nefret suçu işleyen bir densizin, diğer sosyal medya kullanıcıları tarafından "linç edilmesi" durumu sayesinde bir suçlunun ortaya çıkarılması ve cezalandırılmasında fayda sağlayacak olabilir. Bu ve bunun gibi örneklendirmeler çoğaltılabilir. En büyük örnek olarak ise "15 Temmuz Hain Darbe Girişimi" esnasında geleneksek medya değil de sosyal medya aracılığıyla Cumhurbaşkanımızın halkımıza olan açıklamaları ve doğru bilgilendirmeleri gösterilebilir. Çünkü o esnada geleneksel medya hainler tarafından işgal edilmeye çalışılmış ve vatandaşlara yönelik olarak "Darbe" yapıldığı bilgileri yayılmaya çalışılmıştı. Görüyoruz ki geleneksel medya istenilen şekillerde kullanılmayı bırakın, artık halkın itibar etmeye bile tenezzül etmediği bir yayın organı olmuş durumdadır. Vermiş olduğum örnekte işgal teması verilmiş olsa bile halkın bunu kabul etmemesi ve "Hain Darbe Girişimine" karşı çıkması tamamıyla "Sosyal Medya" üzerinden yapılan Cumhurbaşkanımızın açıklamaları sonucunda dağ gibi büyümüş ve herkes tarafından paylaşılmıştır.
Bunlar ile birlikte sosyal medya mecrasının olumsuz etkileri de vardır. Bir takım kişi ve toplu oluşumların, insanları yanlış yönlendirme, dolandırma ve yanlış anlamda bir nefret suçuna teşvik etme vb. eylemleri kötü niyetli olarak algılanmaktadır. Elzem şekilde dikkat etmek ve ruhaniyetimizi sürekli taze ve diri tutmamız gerekmektedir. Teyit etmeden hiçbir zaman bir bilgi veya iletişim seansına katılmayalım uzak duralım..
Osmanlı Devleti, medeniyet hususunda çığır açmış ve büyün dünyaya nam salmış konuma nasıl erişti ? Adalet sistemi ve halka olan eşit yaklaşımları ardında nasıl bir uygulama söz konusuydu ? Çarşı, Pazar işletmelerinin sıkı ve düzenli denetimlerinin, tebdil kıyafet padişah denetimlerinin ne kadar kulağa hoş geldiğini hepinizden duyar gibiyim. Kadı efendilerin mahkeme esnasında uyguladıkları adil yargılama sayesinde, gayrimüslim tebaa üzerinde nasıl olumlu etkileri olduğu ve yabancı devletlerin "Osmanlı Hukuku" hakkında araştırmalar yapmaları, nasıl köklü ve sağlam bir desturdan geldiğimizin göstergesidir. Toplumsal olarak kamuoyu oluşturma bilincinde kendimizi bir köşeye çekelim ve durup düşünelim. Mahallemizde yabancı bir şahıs ile kendi komşumuzun tartıştığını ele alırsak önce kimi savunmaya geçeriz ? Ya da toplu bir ortamda kavga, gürültü oluşması durumunda münasipse eğer yaşlı insanlarımızın duyarlı davranarak ortamı yatıştırma çabalarını aklınıza getirin. Bizim ruhumuza işlenmiş ve derinlerimizde taşıdığımız merhamet duygusuyla gereklilik duyuyoruz ortam yatıştırmaya. Hemen hemen her zaman bu şekilde davranan bir kişi tanıyorsunuzdur. Bizler ancak Dine, Bayrağa, Namusa, Vatana ve Ezana karşı hücum edenleri yerin dibine sokmuş ve yok etmiş bir milletiz. Millet olarak her zaman kamuoyu bilinci yüksek, dirayetli bir topluluk oluşturmuşuz. Kökleri sağlam bir millet olmanın gururlu mutluluğunu yaşayalım ve yaşatalım...
Saygı ve sevgilerimle..
Yorumlarınızı bekliyorum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnsan Hak'ta Hak İnsanda
SpiritualCopyright © 2021 Tüm Hakları Saklıdır. İçindeki rengârenk yaşamı belli etmek istersin, siyah beyaz kalmış bir dünyaya.. Toplum psikolojisi ve empati bölümleri içeren bu kitap, sosyal şizofreniye doğru yol alan bu zorlu yaşam mücadelesinde, bizleri t...