Dert "Yanıyorum"

42 36 12
                                    

Upuzun bir yol var, ayak uçlarımıza serili.. Düşe kalka ilerliyor başıboş kervanın, sırtı dert yüklü bekçisi. Düşünmek için epey bir vakti var ve o, omuzlarına yük almış ilerliyor.. Yağmur daneleri (taneleri) altında yürüyor ve yağmurun üzerine hınca hınç yükleniyor. Ha gayret çabalasa da yığılıp kalacak, balçıklaşmış toprağın harmanında..

İnsanoğludur yapar, düşünmeden konuşur ve düşünmeyi geride bırakır. Her vicdanın hakimi ne kadar kötü karar almış olsa bile İnsanoğludur yapar der geçerim.. Dilim lal olmuş bakıyorum etrafıma çoğu zaman ve kaybediyorum zaman yarışını.. Kırılan onca kalbin arsızı, iki kelamında bile hayadan uzak dilimiz.. Ve kabristan dediğimiz mahşeri kalabalıklar kadar yalnızlaşıyor memleketimiz..

Kulluk bilinci ile yaşayan her insanın muhakkak "İslam Akaidi" ile alakalı kitaplar araştırıp okuması ve bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Öylesine bir arsızlık arasında kayboluyor ki bedenlerimiz, ruhlarımızın olan bitenden haberi yok.. İnsanlar öyle tutarsız ve düşüncesiz cümleler havuzunda yüzüyor ki artık merhamet ve tevazu denilen kavramlara ait anlamlı konuşmalardan uzak yaşıyoruz. Kalp kırmak ve insan üzmek lisan-ı münasip ise eğer "trend" olmuş durumda topluluklar arasında. Türkçe dilinin güzelliğinden uzaklaştığınız yetmiyor, "bre ahmaklar bari dilinizi tutun, kalemtıraş mı yuttunuz ?" diye suizanda bulunmadan duramıyorum.

Evlilik düşünen bireylerin de önceliği "Aile Saadeti" ve "Mutlu Aile" kavramları ile ilgili konuları ele alan kitapları muhakkak okumalılar. Sonrasında bilim değil ilim değil, apışıp kalıyorsunuz eşinizle hayatın zorluklarına göğüs germeye gelince. Saygı ve sevgi çerçevesinde eşlerin kendi hayatlarını birleştirmeye başlayacak olması ve aynı evi bir yuva haline getirecek olmaları elzem derecede mühimdir. Anlayış gösterilmeli, özellikle kadın bireyin ebeveynlerinden uzakta yeni bir hayata başlayacak olmasının nedenli zor ve hassas bir dönemde olduğunun eşi tarafından idrak edilmesi ve evliliğin başlangıcında evinin huzurunu sağlamada ehemmiyet göstermesi gerekmektedir.

Ayrıca bir diğer dert yanmam gereken konu da çocuklarımızın aileler tarafından yetiştirilme tarzları. O ne öyle arkadaş insan çığırından çıkacak. Yeni nesil diye tabir ettiğimiz ergenlik dönemine bile erişim sağlamamış çocukların kullandığı dilden tutun da örf, adet, ahlak kuralları hususunda oldukça yetersiz kaldıkları apaçık görülüyor. Üzülerek belirtmek isterim ki bu durum karşısında ebeveynlerin neden yetersiz kaldıkları hususunda ya da çocuklarını yetiştirme konusunda özverili bir şekilde tutum sergilemedikleri durumu ortaya çıkıveriyor. Anne ve Baba'nın evlat yetiştirirken özgür ruhlu ve özgüvenli bireyler yetiştirmesi ve bunun yanında geçmişten gelen örf-adet ve ahlaki değerlerimizi aşılama da hassasiyet göstermesi gerekmektedir. Çevresel faktörlerin ne kadar arsız bir şekilde insanların yakasına yapıştığını ve çocukları çabucak etkisi altına altığını hepimiz biliyoruz. Çevresel her türlü olumsuz durumun (uyuşturucu, kötü arkadaş çevresi, ahlak yoksunluğu ortamları, vb.) etraftan temizlenmesi ve devletimiz tarafından sıklıkla denetlenmesi gerekmektedir. Toplum huzur ve sağlığını kötü etkileyen faktörlerden biride dışarıda gerçekleşen sosyalleşme faaliyetleri. Yani kafeteryalar, internet kafeler, çay bahçeleri vb. yerlerin artık eskisi kadar güvenilir olmadıkları ve verilen hizmetin (yemek, atıştırmalık, içecek vb.) sağlıksız ve zararlı olabilecekleri yönündeki endişeler. Tüm bunlar kalabalık şehirlerde ve metropol diye tabir edilen kesimlerde oldukça fazlalık gösteriyor ve endişe duyulacak vaziyeti çoktan aşmış durumda. İnsanlarımızın toplum arasında artık "Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" mantığından uzaklaşması ve toplum için faydalı bir şeyler içerisinde olması gerekmekte.

Yukarıdaki bahsettiğim durumla ilgili her ne kadar kullanmayı ve mensup olmayı sevmesem de Sosyal Medya aracılığı ile birçok kurum ve kuruluş adeta denetleme altında ve dijital medyanın gözü herkesin üzerinde. Bunlar sayesinde zararlı ve faydasız görünen herhangi bir kurum, kuruluş, şahsiyet veyahut bir kitap diyelim anında linç edilmek suretiyle gereken tepkiyi anında buluyor. Bu tatmin edici bir durum buna karşı bir duruşum yok, olamazda. Lakin yine de Sosyal Medya mecralarında aktif olmamayı tercih edenlerdenim.. En sevdiğim ise terör propagandası yapan vatan hainleri ve sevicilerine yapılan muamele ve gerekli yasal işlem kısmında iyi ki yapılıyor diyebiliyorum..

Dert yanacağım o kadar çok konu var ki yazmaya kalkışmak ve canınızı sıkmak istemiyorum.. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.. Saygılarımla.. 

İnsan Hak'ta Hak İnsandaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin