Bölüm 22: Sürpriz

10.1K 317 382
                                    

Multimedia: Billie Eilish - When The Party's Over

Görsel: Baran KARADAĞ


''Aşk bazen acıyla tanışmanın adıdır Prenses.

Ve aşk, uçmaya kanat aramak değil,

Uçuruma kanatsız atlamaktır bilirsin...''

- Kahraman TAZEOĞLU


Aden KESKİN

''Asıl senin burada ne işin var?''

Neredeyse yaklaşık beş dakikadır kapının önünde dikilmiş, Çisil cadısının o itici suratına bakıyordum. Şaşırmıştım ve şaşkınlıktan hareket edemiyordum. Aynı zamanda içimde kaynayan ve her an dışarı çıkmaya hazır öfkemle de mücadele ediyordum.

Çisil de benden farklı değildi. Beni gördüğü an, yüzünde beliren şaşkınlık ve hemen peşinden gelen öfkeli bakışlar onun da beni görmeyi beklemediğini net bir şekilde ifade ediyordu.

Bütün dengem alt üst olmuştu. Bir günüm de normal ve olaysız geçmeyecek miydi diye düşünürken, Çisil dişlerinin arasından tekrar tısladı.

''Sana diyorum, Baran'ın evinde ne işin var?''

O nefret ettiğim sesiyle tekrar konuştuğunda, aklımdaki düşüncelerden sıyrıldım ve karşımda duran ayaklı boya kutusunu baçtan aşağı süzmeye başladım. Her zamanki gibi tam olarak giyinmeyi unutmuştu tabi ki. Mini eteği ve derin göğüs dekoltesine sahip dantelli bir bluzla üstten üstten bana bakıyordu. Normalde benden uzun olan boyu, ayağındaki devasa topuklularla birlikte daha da uzamıştı ve istemeden kendimi onun yanında küçücük hissettirmişti.

Daha az önce Çisil'in bu eve daha önce hiç gelmediğinden bahsederken Rüya, şimdi bu yaşadığım durum karşısında Çisil'e olan nefretim gittikçe daha da büyüyordu. Özenilmiş saç ve makyajıyla, yarı çıplak bir halde Baran'ın evine gelmesi ne anlama geliyordu, düşünürken resmen kafayı yiyecektim.

Çisil'in sağ ayağını sabırsız bir şekilde yere vurup durmasıyla ve meraklı sinirli bakışlarını gözlerime dikmesiyle, sakin kalmaya çabalayarak ters bir şekilde cevap verdim.

''Aslında bu soruyu soran ilk bendim.''

Bravo Aden! Vere vere bu cevabı mı verdin? Bildir şu cadıya haddini, saçını başını yol!

Kalbimden gelen isyana kesinlikle hak veriyordum. Ancak olay çıkmaması için şimdilik beynimin tarafındaydım.

Verdiğim cevap karşısında Çisil yapmacık bir kahkaha attı ve içindeki zehri üzerime doğru salmaya devam etti.

''Kusura bakma tatlım ama bana bu soruyu sorabilecek biri değilsin sen. Her neyse... Belli ki Baran yine zavallı insanlara yardım etmek peşinde.'' Elini havada sallayarak içeri doğru bir adım attı. ''Şimdi önümden çekil lütfen. Baran için buradayım. Seninle vakit kaybedemem.''

Önünden çekilmemi beklemeden, omzuma çarpıp evden içeriye girdiğinde, tam anlamıyla sinirimden kuduruyordum. Şu anda ne kadar öfkeli ve nefret dolu olduğumu anlatabilecek herhangi bir kelime yoktu. İşin sonunda kalbimin sesini dinleyip, Çisil'in üzerine atlayacağıma dair kuvvetli bir his oluştu içimde. O kızın bu eve gelmesi, bu kadar rahatça bir tavır sergilemesi ve bana söylediği o çirkin laflar... Bu cesareti nereden ya da kimden aldığını düşünürken, sert bir şekilde dış kapıyı kapattım ve oturma salonuna doğru yürüyen Çisil'in peşine takıldım.

Evin içerisinde bir şey arıyormuş gibi sürekli sağa sola bakan Çisil, o kadar rahat hareket ediyordu ki, sanki daha önce gerçekten burada bulunmuş gibiydi.

Siyahın CennetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin