Bölüm 19: Beklenmedik Misafir

12.8K 402 351
                                    

Multimedia: Chopin - Spring Waltz

Rüya KARADAĞ

Kendimi hareketli müziğin ritmine kaptırıp çılgınlar gibi dans ettiğim sırada, kolumdan çekiştirilip durdurulduğumda neye uğradığımı şaşırmıştım. Beni bu şekilde durduran ve dans etmeme engel olan kişiye haddini bildirmek için ağzımı açmıştım ki, abimi görmemle duraksadım.

''Abi...'' dediğimde aslında fısıldamıştım. Bir şeyler olduğu belliydi. Belliydi çünkü abim yerinde duramıyor, sürekli etrafına bakınıyordu. O kadar sinirliydi ki, yüksek seste çalan müzik bile küfürlerini duymama engel değildi. Aklını kaçırmış gibi sürekli etrafına bakınıyordu. Sanki bir şey kaybetmiş de arıyormuş gibi bir hali vardı.

Bir şey kaybetmiş gibi...

Aden...

Aklıma bir anda düşen görüntüyle beraber, panik ve endişe şimdi tüm vücudumu sarmıştı.

Aden neredeydi?

Az önce yanımdaydı. O da benim gibi dans ediyordu. Sonra...

Sonra ise...

Hadi hatırla be Rüya, hadi!

Aden kısa bir süre önce kulağıma doğru bir şeyler söylemişti, ancak dikkat etmediğimi şimdi fark ediyordum.

Lanet olsun!

Abimin kollarımdan tekrar tutup beni sarsmasıyla, korkudan gözlerim kocaman açılmış, kalbim ise deli gibi atmaya başlamıştı. Abim kesinlikle Aden'i arıyordu. Dans etmeye gittiğimizi bile bilmiyordu ki. Üstelik Aden de ortalıkta yoktu. En son Aden kaçtığında abim beni öldürmese de, bugün kesinlikle benim ölüm günümdü.

''Lanet olsun! Rüya, lanet olsun! Aden nerede? Hemen söyle! Onun yerini bildiğini söyle, yoksa yemin ederim elimde kalacaksın!'' diye tüm gücüyle kükredi abim. Sinirinden resmen kendini kaybetmişti. O kadar sesli bağırıyordu ki, olduğumuz yere yakın bir yerde dans eden bir grup insan bile irkilip, dönüp bize bakmıştı.

Selin de aynı şekilde korku dolu gözlerle olan biteni anlamaya çalışıyordu.

''A-abi... Sakin ol...'' dediğimde sesim titreyerek çıkmıştı. Korkum abim yüzünden değildi. Aden'i bir süredir gerçekten de görmüyordum ve kendimi müziğe o kadar kaptırmıştım ki, yokluğunu fark etmemiştim.

''Biz az önce birlikte dans ediyorduk, abi. Buralardadır...'' çaresiz bir şekilde etrafıma göz gezdirdim. ''Yani lavaboya gitmiştir ya da içecek bir şeyler alıyordur. Bakmadınız değil mi oralara?''

Gözlerim dolmuştu, nerdeyse ağlayacaktım. İçimde yine kötü hisler dolanmaya başlamıştı. Umarım aklıma gelen başımıza gelmezdi. Yoksa abimin yapacaklarından ciddi anlamda korkuyordum. Abim tekrar kükrediğinde, bu sefer yerinden sıçrayıp irkilen ben olmuştum.

''Lan, buralardadır ne demek lan! Sen beni çıldırtacak mısın? Bu kızın tehlikede olduğunu anlaman için daha başımıza ne gelmesini istiyorsun söylesene!'' Gözlerinden sanki alevler saçarak, kollarımdan sertçe bıraktı ve ellerini başına koyup milyon tane küfür savurdu. Tekrar bana döndüğünde, bir adım geri gitmek zorunda kaldım.

''Lan ben size demedim mi, locadan ayrılmayın diye? Bir de utanmadan dans ediyorduk diyorsun. Lan sen bilmiyor musun benim böyle bir şeye izin vermeyeceğimi?'' Tekrar kolumdan tuttu ve tehdit ederek devam etti. ''Bir kere olsun... Sadece bir kere... Sözümü dinlemeyecek misin sen?'' duraksadı ve yutkunarak nefes aldı. ''Eğer... Eğer iki dakika içinde Aden'i bulamazsam, bu sefer elimden kurtuluşun yok, Rüya! Bu sefer benden kurtulamazsın!''

Siyahın CennetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin