Beklenmedik aşk

43 13 0
                                    

10.BÖLÜM
"Yönünü hangi gezegene çevirirsen çevir aynı yönde dönecek. Beklenmeyen güzellikler beklerken bunun için ne yaptın? Hak ettiğini düşüyor musun.. hak ediyorsun. Cunku ben seni biliyorum, sizleri. Nasıl yastık ısırdığınızı sesiniz çıkmasın diye nefessiz kaldığınızı. Yoruldum dediğiniz anda bile nasıl koştuğunuzu. O deli gibi korktuğunuz karanlığa nasıl da kendizini hapsettiğinizi. Ben biliyorum.. Şimdi sıra el elle gelecek olan güzellikleri beklemekte, ellerinizi bırakmayın."

Kolumda öten saatimi susturmak adına gözlerimi aralayıp sakince kapattım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kolumda öten saatimi susturmak adına gözlerimi aralayıp sakince kapattım. Yattığım yerden doğruldum bir süre çadırımın sarı rengine baktım boş boş, dün olanlar hakkın da kafam her ne kadar meşgul olsa da düşünmek istemiyordum. Saçımı öylesine yukarıdan baştan sağma toplayıp çadırdan çıktım. Yüzümü yıkamak için ormanın az bir şey ileride olan çeşmeye ilerlemeye bunu yaparken kulağıma yerleştirdiğim kulaklığın temasıyla gülümsedim bu hissi seviyordum. Ağaçlık, yalnızlık vede yalnızlık eşliğin de yürümek belki de en huzur verici ortam olabilirdi. Her zaman dinlediğim Rap parçalardan biri çalarken çeşmeye ulaşmıştım elimi yüzümü yıkarken az ileride Derenin biriyle konuştuğunu gördüm. Yanlarına gitsem mi diye düşünüyorum fakat yalnız olmak için buraya kaçtıkları da aşikardı tam çadır yerine dönecekken çocuğun derenin kolunu tutup zorla sürüklemeye çalıştığını görünce hızla onlara koştum. "Meral!" yanlarına hızla vardığım da çocuğu tüm gücümle ittim sarsılsa da devrilmedi haliyle. "sen kimsin lan?" Dereni arkama çekip yürümeye yeltendiğim de derenin kolundan tutup kendine çekti. "sana güle güle ama yalnız deren benle kalıyor." bu nasıl bir hal ya konuşma şekline bak sinirle nefes alıp verdiğim de bana alayla güldü. "beni mi döveceksin." diz kapağına tekme attığım da elini kaldırdı yüzüme sert bir tokat inecek diye beklerken elinin biri tarafın da hava da kaldığını gördüm. "ben dövebilirim.!" bu çocuk da kimdi kafamı derene çevirdim korkudan kollarını kendine dolamış öylece duruyordu. "uğraşamam hiç birinizle alın arkadaşınızı defolun." çocuk sinirle üzerine giderken hayır dercesine ses çıkarttı. "sen gideceksin." korkan kötü çocuk hızla yanımızdan giderken bana ve derene kötü bakış atmayı ihmal etmedi. 

"Deren iyi misin canım." bana boş boş bakıp kendine geldi bana tutunup çocuğa dönüp sonradan bana baktı. "iyiyim." "kimdi o?" kafasını eğip bana cevap verdi. "anonim çocuk bahsetmiştim ya." "ah deren ya." diyerek kendime çekip sarıldım. Yanımızda ki çocuk sinirle kafasını iki yana salladı. "bilmediğin insanlarla konuşmanın bedelini umarım anlamışsındır." delici soğuk bakışları dereni deşerken deren şaşkınca çocuğa bakıyordu. Arkasını dönüp giden çocuğun arkasından yinede seslendi deren "teşekkür ederim.." arkasına dönmeden cevap verdi. "etme." 

Şükürler olsun ki normal hayatımıza dönmüş kahvaltı için herkes bir araya gelmişti. "Yavru zeytini uzatsana." Mert Derenin iyi hissetmesi için şebeklik yapmaya devam ediyordu. Deren gülümseyip mertte istediğini verdi. O sırada güne başladığımdan beri görmediğim kişinin bize doğru geldiğini gördüm. "günaydın." ardından yanında gelen iki erkekle masaya oturdu baktığım da tekinin bugün ki çocuk olduğunu gördüm. "sen.." çocuk bana döndüğün de kaşlarını çattı. "selam." kafamı sallayarak konuşmayı durdurdum derene baktığım da çocuğa mahcup bakışlar attığını görünce masanın altından oynadığı tişörtünün üstünde ki elini tutup gülümsedim. "siz nereden tanışıyorsunuz?" Bakışlarımı deren den çekip Boraya çevirdim. "tatsız bir olay yaşadık yardımcı oldu sağolsun." Bora kaşlarını çatıp çocuğa döndü. "ne oldu yiğit" öbür yanında oturan arkadaşının hiç dikkatini çekmeyen bu konu hiç etkilememiş salatalığı büyük bir zevkle yiyordu. "arkadaş küçük bir kız çocuğu gibi saçma sapan insanlara yazdığı için olaya el atmam gerekti sadece." deren şaşkınca adının yiğit olduğunu öğrendiğimiz çocuğa bakarken ben sessiz kaldım. "Meral mı?" omuz silkti " Deren miydi derin miydi neydi." deren çatalı çocuğa doğru atıp ayağa kalktı. "deren.!" çocukta kalkıp üzerine sıçrayan reçele bakıp dereni öldürücü bakışlar atarken burnundan soluyordu. "ne yapıyorsun kızım.!" Deren nefes verip parmağını yiğide savurdu. "ben senin kızın falan değilim. Tamam eyvallah kurtardın yardım ettin ama tam bir kasıntı herifin tekisin.!" çocuk kaşlarını çattı Deren kafasını sallayıp devam ederken masada ki herkes gibi şakın ve suskundum. "evet öylesin.! Teşekkür etmeme bile izin vermeyip bir de seni beni kurtarmaya zorlamışım gibi laf yapıyorsun." yumruklarını sıkıp gidecekken. "bir daha yardım etmezsen memnun olurum." diyerek ilerlerken yiğit arkasından seslendi. "benim olduğum yerlerde başını belaya sokma.!" Derenin yanına ilerlerken arkadan orta parmak çıkarttığını gördüğüm de seslice gülmekten kendimi alı koyamadım. 

Derenle deli gibi sohbet etmiş, ona buna saydırmış tüm elektriği atmıştık. Aklına bir şey gelir gibi durup elini omzuma koydu. "senden de özür dilerim kanka." kaşlarımı çattım. "neden?" "berk hayvanlık yaptı ama biliyorsun işte.." sözünü kestim. "saçmalama deren bu tamamen o ve bene alakalı onun yaptığı her anki bir şey den sen sorumlu değilsin." bana sarılınca karşılık verdim "teşekkür ederim." güldüm. "etme." kendini geri çekti ben gülerken o kaşlarını çatmıştı. "kızım bilerek mi yapıyorsun şu muşmula suratlı herifi taklit ediyorsun bana." güçlü bir kahkaha atarken gözlerimi gökyüzüne çevirdim akşam olmuştu neredeyse. "yola ne zaman çıkıyoruz?" kolunda ki saatte bakıp gözlerini büyüttü. "şimdi.!"  derince soludum. "lanet olsun.!" koşarken yiğit denilen çocuğa saydırmayı ihmal etmiyordu. "o salak çocuk yüzünden işte hepsi.." 

LAVANTA CİNAYETİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin