Bölüm 49

5 2 1
                                    

Bazı anlar olurdu yerle gök yarılır gri dumanlar sarılırdı etrafa sıcakla soğuk savaşır karşı karşıya geldiğin de titrek bir nefes verilir. Kötü ve iyi el elle tutuşur. Bir güç bin güç olur. Korku iyilikle kötülüğü yener. Üstünlük sağlar başı dik. Rüzgarın esintisi sıcağı kavurur içine çeker bütünleşir korkular iyilikle kötülüğü içine hapseder. Bu nedenle her insanın için de iyilikle kötülük vardır derler. Korkuların ve korkusuzlukların senin adaletin ve adaletsizliğinle hesap verir. 

Evimin önünde durmuş titrek ellerimle ceketimi kavramış sıkı sıkı tutuyordum. Gece gündüzü sarmaladı, karanlık hakim sürdü. burnumdan alıp ağzımdan verdiğim nefes buhar oluşturdu. Başımı dikleştirdim adımlarımı kapıdan içeriye attım artık yüzleşmemiz gerekiyordu

Kapıyı açıp eve girdim sandığım gibi uyumamış beni beklemişlerdi. "Meral." Deren koşarak boynuma sarıldı. "Çok kötü. Dayanamıyorum artık lütfen affet bizi." kaşlarım çatıldı. "Neler oluyor?" "otur" Bora kolumu tutup oturtmuş olmasa kıpırdayamaz kalırdım. 

"Lara katil." "ne!" öyle yüksek sesle bağırmıştım ki annem uyana bilirdi farkına vararak elimle ağzımı kapattım. "Farkındaydık o olduğunu anladık sana öyle davranmasaydık seni öldürecekti." Şaşkındım ağzım açık dinliyordum. Bora gözlerimin içine bakarak devam etti. "Onla yakın olup sana uzak olmamı söyledi. Aksi halde ölecektin tüm cinayetler ortadaydı." "tamam tamam bir saniye nasıl oluyor bunlar." "senin hapse tıktığımız üzey babanın öz kızı." Dilim tutuldu bir süre konuşamadım. "İntikam için geldi." diye fısıldadım. Hepsi kafalarıyla onayladılar. "Tamam buraya kadar anlaya biliyorum ancak söyleyemediniz bana şimdi ne değişti." "babası hapisten çıkartılıp başka şehre gönderildi. Onu bırakamadı." Saruhan sustu Yiğit gözlerime baktı ve devam etti. "Gidiyorum özgürsünüz ancak son oyun kaldı. Canınızı yakmadan gitmeyeceğim." sustu devam etti. "Bunları söyledi." içim de ürperti oluştu. "Tamam daha dikkatli olacağız tamam mı." Bora yerinden kalktı yanıma yaklaştı elimden tuttu çekti ayağa kalkıp sarıldı. "Tüm mevsim saatler şahit olsun bir dakika daha uzağım da durmana izin vermeyeceğim." Kollarım Boranın üstündeydi gözlerimi yukarı kaldırıp baktım. "ne olursa olsun mu?" "ne olursa olsun."


Hayat kimi insanlara göre toz pembedir. Bizim gibi her yaşı yaralı insanlar içinse kocaman gri bir duvardır. Kalp yalnızlığı diye bir şey vardı tek bir kişiyle azaldığında tamamen geçer sanıyordunuz ama hayır senin koyduğun yerde sen onda aynı yerde konuşmadığını gördüğün de daha ağır bir yalnızlık yaşıyordun.

Kalp kırıklığı kolayca geçen bir his değildi ancak durup baktığım da şimdi ve yarınımla kendi kırıklığımı benden düşüp kırılan başka bir kırıkla onarmış, omurgam dik yürümeye çalışmışım. İnsanın kaderi evin de başlarmış belki de bu nokta da melekler ellerini çekmişti üstümden bilememiştim. Evim, dostum her bir şeyim kanlı. Bu böyleyken boğazında bir yumruyla yaşamaya mahkum ediliyordun. Sen sağlam durdukça ona bir şey olmaz atlatır sözleri duyuyordun. O öyle değil işte hem de hiç öyle olmuyordu. Bilemediler bende bilemedim yüklendikçe yüklendim kendime. Sevilmiyor, değer görmüyorsan böyle hissediyorsan bunu kişiden duymaya ne gerek vardı insan aksini duymayı bekliyordu ancak yapılan hissedilen tam da buydu.

Başımı iki yana sallayarak gözlerimi yumdum geçti geride kaldı şimdi daha dikkatli olma zamanıydı daha derine inme zamanı. Yerimden kalktığım da kafamın için de ufak bir sarsıntı yaşadım. Elimi anlıma koyup derin nefesler verdim bu sıklaşmaya başlamıştı.

"Uyuyan güzel." Gözlerimi devirdim.

"Saat sadece on iki."

"Biz insanlar öğlen uyanmayız."

LAVANTA CİNAYETİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin