BURAYA KADAR.!

47 18 0
                                    

4.BÖLÜM
Bir mum gibi yanıyor, sönüyor, ölüyorsun. Sonra yeniden hayattasın.

Evden çıkıp yokuştan kendimi yuvarlama isteğimle başa çıkıp yavaşça yürümeye devam ettim kulağımda ki kulaklığın teki bozuktu bu sorun canımı sıkıyordu kendime yeni bir kulaklık almam gerekecekti hemen de bozuyordum sinirle yüzümü buruşturdum ayağımın önüne gelen koca taşa tekme atarak onu da benle yürüttüm en azından ben değil ama o yuvarlana biliyordu, arkadan gelen gülme sesiyle omzumun üzerinden baktığım da Semihi gördüm lanet olsun ki arkamdan hızla geliyordu yoksa öğrenmiş miydi bu düşünceyle daha hızlı yürümeye başladım ayak sesleri yaklaşınca korkarak arkaya bakış attım önümü dönüp yürümeye devam ettim. Tam çığlık atacakken Boranın uyarısıyla sustum. "sus." kolumu tutup semih den farklı bir tarafa çekti. "ah tanrı aşkına aklım çıkıyordu.!" bunu söylerken çok ciddiydim semih olduğunu sanmıştım. "kızım ne diye kaçıyorsun çocuktan anlayacak." elimle ağzını kapattım. "sussana bağırma duyacak." kafamla yana yatıp baktığım da okulun yoluna sapmıştı. "neyse tamam uzaklaşmış." bu halime gülüp beni okula çekiştirdi.

Fazlasıyla gergin bir o kadar da cesurdum ne oluyor ne bitiyor deli gibi merak ediyordum bankta otururken Semih bana seslenince resmen ondan kaçmıştım başka ne yapacaktım zaten derin bir nefes çektim o sırada bana doğru gelen Dereni fark etmediğimden elini omzuma atınca irkildim. "ne oluyor kızım sana bugün" yüzüne baktım başım dönüyordu neden birden böyle olmuştu "Meral iyi misin?" düşecek gibi hissedince ona tutundum beraber kantine geçtiğimiz de bana soğuk bir su almak için masadan kalktı. "nasılsın ukala." şuan göz devirecek halim yoktu zaten bulanık görüyordum. "hey iyi misin yüzün bembeyaz olmuş." ona döndüğüm de görmeye çalıştım boğazım da oluşan sabun tadıyla yüzümü buruşturdum. "yüzüm de bir şey mi var?" göremiyorum ki. "Geldim, nasıl oldun al iç şunu." Deren şişeyi açıp ellerime verdiğin de tam anlamıyla titriyordum. "nesi var?" Bora soruyu sormuştu fakat cevap gelmemişti çünkü o sırada Mert gelmişti. "kızlarım.." kaşlarını çattı "ne oluyor?" yanıma oturup bana sarıldı transa geçmiş gibi hissediyordum tüm vücudum uyuşmuştu. "kansızlık var biliyorsun arada böyle oluyor." mert beni dürttü "yemek yemedin dimi?" kafamı salladım bugün hiç bir şey yememiştim.

Mert bana bir şeyler almış onları yemiş sonra bahçeye çıkmış yalnızlığın tadına varıyordum ki biri gelip sırtımı duvara yapıştırana kadar yüzümü acıyla buruşturdum. Semihti şaşırmamam gerekiyordu ben yalan söylemeyi beceremiyordum çok üstelemişti dudaklarımın titrediğine emindim gözlerimden yaşlar benden habersiz akarken bir yalan daha söyledim son kes benim olmadığıma dahil bir şey söyledim ardından daha da sinirlenip yaklaştı kanıtla demişti neyse ki o sırada Bora gelmişti bu çocuk nasıl tam zamanın da gelebiliyordu anlamıyordum.

"iyi misin?" Bora iyiyim cevabını duymak istiyordu yüzünden bunu anlaya biliyordum. "olacağım." eliyle koluma dokundu. "hallederiz endişe etme." kolumu elinden hafifçe çekip gözlerimi gözlerine çevirdim. "halledilecek bir şey varsa ben hallederim kimseye ihtiyacım yok."

Oturduğum betondan kalkıp sınıftan çantamı almaya giderken sarışın kıvırcık saçlı kızın bana yanlışlıkla çarpmasından sonra sınıfa ulaştım "nereye lan" Mertte bakmadan cevap verdim. "işlerim var mesaj atarsın" arkamdan tamam diye bağırdığını duyduktan sonra okuldan çıktım. Semihi takip edecektim bu fikir her ne kadar saçma sapan gelse de yapacaktım zaten okulda değildi gitmişti evini bulabilirdim bu çok kolaydı çünkü sitede oturuyordu.

Yarım saattir bekliyordum can sıkıntısından patlamak üzereydim on dakika ardından beklenen arabalar gelince ağaca iyice sindim gerçekten de mal veriyordu elimde korkudan titreyen telefonun kilidini açıp olanları videoya aldım. Mal alışverişi bitince Semihin bu tarafa baktığını görünce harekette bulunmadım hemen sonra hızla bu tarafa gelmeye başladığın da gözlerimi kapadım. "sen" sonra tanımadığım bir ses eşlik etti. "şey ben" gözlerimi açtım. "senin Berk itinin yanın da olman gerekmiyor mu ne arıyorsun burada!" kız gözlerini kapadı. "sevgilisi var biliyorsun ben, şey biraz üstüme düşsün diye ortadan kaybolayım dedim." sinirle soluyup devam etti. "hepsi o yapışkan meral yüzünden." Adımı duymamla ayağım kaydı, berk beni aldatıyor muydu yani? hızla onlara doğru yürüdüm. "sen berkle mi takılıyorsun.!" kız semihin arkasına geçerken gözleri bendeydi, lütfen ağlamamam lazımdı. "ben o istemese durmazdım, o sana söyleyemedi ayrılmak istediğini." semih kızı kenara itip bana doğru döndü ardından kız zaten gitmişti "iyi misin?" burnum sızlıyordu. "bu günler de çok sık duymaya başladım." cümlem biterken hıçkırık döküldü dudaklarımdan ardından yere çömelip ağlamaya başladım. "ama neden ki" burnumu çektim "ben ona bir şey yapmadım." semih yanıma çömelip korkuyla bana baktı. "ne yapıyorsun kendine gel kalk ayağa."sokağın ortasında oturmuş ağlayan bir kıza verilecek tepkiydi elbette. "istersen gidebilirsin." kafamı alıp sertçe göğüsüne yasladı daha da şiddetli ağlamaya başladım. O an fark ettim bana hesap sormadı neden geldiğimi, nereden çıktığımı, onu takip edip etmediğimi sadece yanımda duruyor ağlamamı izliyordu.

Bir gün anlar mı insan, birini sevdiğin de, emek verdiğin de aynı hevesle, istekle başka birine gidemeyeceğini..

Bir gün anlar mı insan, birini sevdiğin de, emek verdiğin de aynı hevesle, istekle başka birine gidemeyeceğini

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
LAVANTA CİNAYETİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin