Direniş

35 12 0
                                    

Bölüm.24*İnsan kendi hayatının da yazarıdır. Ne yaparsan öyle ilerler hayatın. Kalabalık kalmaktan daha iyidir doğru bildiğin kalbinle ilerlemek. Ata sözü gibi işte ne ekersen onu biçersin bu kadar basit.*

Kalem alıp gelecekteki kızıma mektup yazmaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kalem alıp gelecekteki kızıma mektup yazmaya başladım.

Nasıl olsun istersen iste hayat bu onun istedikleri yaşarsın. Her zaman mutlu olamıyordu insan zaman ne getirecek bilmeden yeterince sıkıyordu yumruklarını yaşamına. Olmuyordu işte bazen olduramiyor insan ne kadar çırpınsa da ne hayata nede insanlara yetinemiyordu. Her insanın bir ruh eşi olduğuna inandım hep inanmaya da devam edeceğim. Bulduğunu düşündüğün de dur biraz emin ol çünkü ufacık şeyde ceketini alıp gidiyorlar. Sen ölüme bile yürüyecekken onlar gidiyorlar gitmeni istiyorlar. Ağlama lütfen yapma artık insnaların hislerini kalbini yönetemezsin. Sen doğru sev doğru yürü yolunda kalbin, vicdanın rahat olsun kızım. Çünkü insanları anlamak zordur seni de anlamayanlar olacaktır bir kez sadece bir kez anlat onlara kendini daha fazlasını yapma olur mu? Ziyan olursun kızım... Sen herkese inat tüm gezegenlere, yıldızlara, aya, insanlara inat kalbini kirletme tamam mı.

Donuk bir şekilde içimdeki karmaşaya kulak verdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Donuk bir şekilde içimdeki karmaşaya kulak verdim.
Ben yandım karanlığın buz gibi soğuğunda yandım. Hepiniz mi sağırdınız körmüy gözleriniz? Verilen hiç bir sözün değerinin olmadığını fark ettim. Hayal kurmamam gerektiğiyle yüzleştim. Biliyordum ben zaten deli gibi korktuğum karanlığa döneceğimi. Sen ne yaptın biliyor musun bana? Karanlıkta kalmış sessizleşmis beni çekip çıkarttıp ışığı sevdirdin beraber nefes almayı öğrettin hep kalacağına alışırdın. Sonra beni çekip çıkarttığın o karanlık kuyuya kendi ellerinle ittin başkasına ne kadar kolayca gittiğini gördüm. İnsanın kalbi nasıl acırmış ilk kez yüzleştim daha öncede üzülürdüm fakat bu kez acıyı başka hissettim. Bildiğim tek şey kimsenin sevgisinin kalıcı olmadığı. Bilmediğim bir çok şey var fakat artık merak etmiyorum. Yanarım bağırmak isterken sessizleşirim belki en dipten çıkarım ama eskisi gibi olamam.

Sonra biraz durdum düşüncelerim de az önce gelecekteki kızıma yazdığım mektup gibi biraz ıslaktı. Gök ortadan ikiye ayrılır gibi oldu büyük bir gürültüyle bir apartman merdiveni de oturmuş donuyordum. Borayı ne kadar zor olsa da başımdan def etmiş melisi akrabasının evine yollamıştım. Bense karanlik gecede tir tir titriyordum ne eve gidebiliyordum nede bir açıklama yapıp arkadaşlarımın yanına. Kollarımı bedenime sardım ve gözlerimi dinlendirdim. Etraftan geçen ürkütücü tiplere bakmamaya özen gösterip durdum deli gibi korkuyordum. Sonra ne mi oldu hazır mısınız.? Sabahın saatlerinde evin yolunu tuttum ateşim olduğuna emindim uykusuz aç ve yorgun bir şekilde eve girdim. Amacım yüzsüzlük değildi tabikide bu eve bir daha adım atmayacaktım eşyalarını almaya gelmiştim. Nereye gideceğim konusunda benim de bir fikrim yoktu tam da o sırada o adamın sesini duydum babamın telefonda bir şey konuşuyordu lavaboya biraz daha yaklaştım. "Evet hallettim hayır hayır sakin onları çağırma biraz daha rahat olsunlar daha sonra burunlarından gelecek zaten." "Tamam şimdi kapıyorum ortalığı temizlicem." Ardından telefonu kapattı elinde tuttuğu beyaz gömleği lavabonun içinde yaktı ardından ellerini yıkadı. Beni görmemesi için hemen üst kata çıktım. Neydi o.! Kan mıydı? Kimden bahsediyordu kime ne yapmıştı ve ben buradan nasıl çıkacaktım. Merdivenden gelen seslerle yatağımın altına hızlıca girdim. "Küçük cadının bu evden gitmesi hiç iyi olmadı." Sinirle nefes verdi. "İşleri zorlaştırdı." Masanın üstünde duran kremi eline alıp odadan çıktı. "Lanet olası ne peşindesin?" Diye fısıldadım. Sonra fiş kapının sesini duydum şükürler olsun gitmişti. Biraz beklemeliyim sonrasında buradan defolup gidecek ve bir daha dönmeyeceğim.
"Neydi o telefondaki konuşma." Kendi kendime söylenmeye başladığım da olduğum yerde dönüp duruyordum. Bizimkilere anlatmam lazımdı evet bunu saklayamazdım birşeyler dönüyordu ve bizim bunu çözmemiz lazımdı. Elimde tuttuğum içinde babam denilen adamın görüntülerini taşıdığım telefonu daha da sıktım. Tam kapıdan çıkacakken bir ses beni durdurdu.
"Nereye Meral. Kaçıyor musun?"

 Kaçıyor musun?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
LAVANTA CİNAYETİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin